Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Geyikli kimdir?

Türk derviş Geyikli Baba... Geyikli kimdir? İşte Geyikli'nin biyografisi

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-18 18:41:38

Geyikli kimdir?

Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında uçta faaliyet gösteren, öğrencileriyle birlikte gazâlara katılarak yeni beldeler fetheden "Rûm abdalları"ndan ve "Alperen" dervişlerden biri olan Geyikli Baba, bu târihlerde uzak diyarlardan gelip Osmanlı topraklarına yerleşen Bâbâî-Vefâî şeyhlerinin en önde gelenleri arasında yer alıyordu. Hakkındaki mevcut bilgiler, elimize ulaşan yırtık arşiv belgesine ve Âşık Paşa-zâde ile Oruç Beg'in naklettiği rivâyetlere dayanır.

Selçuklu Devleti'nin tarih sahnesinden çekilmesi üzerine, bu coğrafyada yaşayan Şeyh Edebali, Aşık Paşa, Muhlis Paşa ve Elvan Çelebi gibi Bâbâî-Vefâî şeyhleri, Selçuklu Sultânı III. Alâeddîn Ferâmerz'in bağımsızlık alametlerini göndererek açıkça tanıdığı Osmanlı uç bölgesine yerleşmeye ya da faaliyetlerini burada devam ettirmeye karar vermişlerdi. Rivayete göre Türkmen asıllı bir şeyh olan ve Azerbaycan'a bağlı Hoy'da yaşayan Geyikli Baba, Orhan Gazi döneminde bir geyiğe binerek müridleriyle birlikte Batı Anadolu'ya gelmiş ve İnegöl çevresine yerleşmişti.

Geyiklerle dolaştığı ve geyiğe bindiği, hatta geyikler üzerinde sefere katıldığı için "Geyikli Baba" lakabıyla anılan Baba Sultan'ın, kendisi gibi abdalân-ı Rûm'dan olan Yûnus Emre -kuddise sırruh- Hazretleri'nin, "Divan"ındaki:
"Geyiklü'nüñ ol Hasân söz eyitmiş kendüden

Kudret dilidür söyler, kendünün söz nesidür?"

Beytinden asıl isminin "Hasan" olduğu anlaşılmaktadır. İsmâil Beliğ'in "Güldeste'-i Riyaz-ı 'İrfan"daki ifâdesine göre ise gerçek adı "Ulvi Baba"dır.

Bursa'nın fethine öğrencileriyle birlikte katılan ve buraya bağlı birçok beldenin fethinde önemli bir rol oynayan Geyikli Baba, Kızılkilise'yi müridleriyle tek başına fethedince şöhreti Orhan Gâzî'nin kulağına kadar gitti.

Orhan Gazi'nin önde gelen kumandanlarından Turgut Alp de, Geyikli Baba'nın has müridleri arasında yerini almıştı. Aşık Paşa-zade'nin rivâyetine göre; Orhan Gâzî'nin Keşiş dağı (Uludağ) eteğindeki dervişleri teftiş ettirdiğini işitince, Turgut Alp bir adamını göndererek: "Benüm köylerüm yanında bir nice dervîş geldi, mukîm oldı; aralarında bir dervîş vardur, gah gah varur dağda geyicekler (geyikler) ile gezer bir nice gün, ve hayli mübârek kişidür!" dedi. Orhan Gâzî: "'Aceb kimün mürîdidür? Soruñ kendüden!" emrini verince gelip sordular, Geyikli Baba: "Baba İlyâs mürîdiyin, Seyyid Ebû'l-Vefâ târikindenin!" yanıtını verdi. Bunun üzerine Orhan Gâzî Baba'yı yanına dâvet etti, fakat kabul etmedi; gelmediği gibi: "Sakın Orhân dahi gelmesün!" diye haber gönderdi. Haberi işiten Orhan Gâzî: "N'îçün gelmez ve beni n'îçün komaz anda varmağa?" deyince: "Dervîşler göz ehli olurlar, (vakıt) gözedürler. Dahı vaktında varurlar kim du'âları makbûl olına!" yanıtını iletti.

Bir gün Geyikli Baba Orhan Gazi'ye haber vermeksizin bir kavak fidanı alıp, Bursa sarayındaki avlu kapısının iç tarafına dikmeye başladı. Durumu Orhan Gazi'ye haber verdiklerinde hemen geldi, fidanın çoktan dikilmiş olduğunu gördü. Orhan Gazi henüz sormadan, Baba: "Teberrükümüzdür! Bu oldukca, dervîşlerün du'ası sana ve neslüne makbuldür!" deyip dua etti ve sonra da çekip gitti. Geyikli Baba'nın hâlinden ve sözlerinden çok etkilenen Orhân Gâzî, hemen bulunduğu yere giderek: "Derviş, bu İnegöl nevahisiyle senün olsun!" dedi, ancak baba: "Mülk, mal Hakk'undur, ehline virür, biz anun ehli degülüz!" diyerek bu teklifi reddetti. Orhan: "Ehli kimdür?" deyince: "Hakk Te'ala dünya mülkini sizüñ gibi hânlara ısmarladı, malı dahı mu'âmele ehline ısmarladı kim, kulları biri-biriyle mesâlihin (işlerini) görsünler diyu. Bizlere gün yeni, nasîb olan rızk dahı yeni!.." yanıtını verdi. Ancak Orhan Gâzî teklifinde ısrâr edip: "Derviş! N'ola benüm de sözümi kabul itsen?" deyince, ricasını kırmayarak: "Şu karşuda turan depecükden berü yircügez dervişlerün havlısı olsun!" dedi. Orhan Gâzî bu sözü işitince Şeyh'in duasını alıp oradan ayrıldı.

Geyikli Baba'nın İnegöl'deki köyüne ait arşiv kayıtları günümüze kadar ulaşmıştır. "Hüdavendigar Livası Tahrir Defterleri"nde "Karye'-i Geyiklü Baba" ve "Babayiler karyesi" ismi altında zikredilen bu köyün, on beşinci yüzyıl sonlarına ait bir tahrir kaydı şöyledir:

"Geyiklü Baba Karyesi: Karye'-i Babayiler ki, vakfdur, Orhan Beg'den Baba'ya. Şimdi Sakar-oğlı Muhammed tasarruf ider. Hane: 34. Bir has degürmen var, yılda biş müdd buğday hasıl olur. Bir hammam var, Temürtaş-oğlı Umur Beg vakf itmiş, yevmi üç akça, yılda: 1080. Ve Burusa şehrinde iki vakf dükkanı var, hasıl: 420. Ve mezkûr Bâbâyiler yirinde bağçalar mukata'asından yılda: 400. Ve bir has bağça var, yılda: 100. Ve bir erlük kestanesi var ve koz var: 100."

Orhan Gazi'nin Geyikli Baba için inşa ettirdiği türbe ve külliye, günümüzde Bursa'nın Kestel ilçesine bağlı "Babasultan" köyünde yer almaktadır. Rivayete göre camiinin avlusundaki asırlık koca çınar, Geyikli Baba tarafından saraydaki ağaçla aynı gün dikilmiş olup bugün hala dimdik ayaktadır.

Kaynak

Yunus Emre, "Dîvân", s. 299, nşr.: Abdülbâki Gölpınarlı, bas.: İstanbul, 1943.

İsmâil Belîğ, "Güldeste-i Riyâz-ı 'İrfân" ("Târîh-i Bursa"), s. 220-222, bas.: Hüdâvendigâr Mtb. Bursa, 1302.

Âşık Paşa-zâde, "Tevârîh-i Âl-i 'Osmân", s. 122, H. N. Atsız neşri, bas.: Türkiye Yayınevi, İstanbul, 1949.

Âşık Paşa-zâde, a.g.e., s. 122-123.

BOA, "Tapu Tahrîr Defteri", nr.: 166 (Mücmel Defter), vr. 109.

BOA, "Tapu Tahrîr Defteri", nr. 16016, vr. 20; Ö. L. Barkan - E. Meriçli, "Hüdâvendigâr Livâsı Tahrir Defterleri", c. I, s. 110. bas.: TTK, Ankara, 1988.

 

Haber Ara