Dolar

34,8684

Euro

36,6737

Altın

3.022,06

Bist

10.051,58

İşgalin kristalleştiği bir süreç: Kudüs Havalimanı

Bir zamanlar Filistinlilerin nefes alarak diğer ülkelere seyahat ettikleri, Filistin’in akciğeri olan Kudüs Havalimanı, İsrail’in açıkladığı büyük yerleşim planı ile tamamen ortadan kaldırılarak on binlerce yerleşimcinin gelme tehlikesi ile karşı karşıya.

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-11-25 22:52:26

İşgalin kristalleştiği bir süreç: Kudüs Havalimanı

Tarihsel süreç içinde havalimanının hikayesine yakından şahit olmak, Filistin meselesinin de geçirdiği süreci kristalleştiren bir örnek olarak karşımızda duruyor. İsrail'in sadece Kudüs'ü değil, Batı Şeria'yı bir bütün olarak kontrol etmeyi amaçlayan planlarına ve hedeflerine hizmet eden yerleşim projeleri kapsamında Kudüs Havalimanı'nın öyküsünü ve açıklanan yerleşim projesini bu yazıda inceleyeceğiz.

Kudüs'ün kuzey ucunda, Kalandiya'da güvenlik duvarının hemen içinde, Kafr Aqab Mahallesi'ndeki apartmanların gölgesinde kalan ve bir zamanlar oldukça büyük olan Kudüs Havalimanı, son uçakların yirmi yıl önce havalanıp inişinden bu yana yavaş yavaş bir moloz yığınına dönüşüyor.

 

56

 

1924'te manda idaresi tarafından askeri amaçla açılan havalimanı, Filistin'e açılan ilk havalimanı olmuştur. 1924'ten 1948'e kadar manda idaresi altında kalmıştır.

“Taksim Planı”nın ardından Batı Şeria'nın kontrolünün Ürdün'e bırakılması ile beraber, havalimanının idaresini 1948'den 1967'ye kadar Ürdün sağlamıştır. Bu süreç içerisinde havalimanı, sürekli büyüyen bir faaliyet merkezi haline gelmiştir. 1960'ların ortalarında yılda yaklaşık 100.000 kişinin taşındığı ve Roma, Kahire, Beyrut, Bağdat, Kuveyt, Doha, Cidde gibi yerlere sefer düzenlenen bu havalimanı Filistinliler için oldukça stratejik bir yer olmuştur. Sadece turistik amaçla kullanılmayan havalimanı, kullanımda olduğu zaman diliminde devlet başkanlarının da seyahat ettiği bir merkez olmuştur.

 

Arap ülkeleri, kendi içlerindeki görüş farklılıkları dolayısıyla Ürdün'ün Batı Şeria ve Doğu Kudüs üzerindeki hakimiyetini çoğunlukla kabul etmezken, birçok havayolu şirketinin Kudüs Havalimanı'nı kullanmasına izin vermişlerdir. Ancak bu durum havalimanının kullanımının İsrail'e geçmesi ile beraber değişti. Arap ülkeleri İsrail'i boykot ederek havalimanını kullanmadılar. Tüm Arap havayolu uçuşları kaçınılmaz olarak durdu. Arap ülkelerinin bu tavrının ardında, İsrail'e herhangi bir meşruiyet algısı verme çekincesi vardı.

 

1967'de Batı Şeria'nın İsrail işgali altına girmesi ile beraber havalimanı da İsrail'in kontrolü altına girdi. İsrail, havalimanının uluslararası işleyişini sürdürmeye çalışarak, işgali meşru sınırlar içerisinde göstermeye çalışmak istemiş ancak bunda başarılı olamamıştır.

 

İsrail, bunun yerine havalimanını kuzeyde Hayfa'ya, o zamanlar İsrail'in elindeki Sina'ya ve Tel Aviv'e uçuşlarla İsrail vatandaşlarının kullanımına açılan, iç seferler yapan bir merkez haline getirmiştir. İsrail, aynı zamanda bazı önemli diplomatik temaslar için bu havalimanını kendini meşru gösterme aracı olarak kullanmaktan çekinmemiştir. Örnek olarak, dönemin İsrail Başbakanı Menahem Begin, 1978'de Mısır'da Enver Sedat ile yaptığı müzakerelerden sonra İsrail'e geri dönerken bu havalimanını hafızalarda kalacak bir şekilde kullanmıştır.

 

hgf

 

1981 yılında İsrail'in çıkardığı Kudüs yasası ile beraber havalimanı tamamen İsrail esareti altında kalmıştır. İsrail havayolları 2000 yılında İkinci İntifada sebebiyle kapanana kadar Kudüs'e gidiş-dönüş, ticari uçuşlar ve iç hat uçuşları için burayı kullandı.

 

İkinci İntifada (Ekim 2000) sırasında havaalanı sivil hava trafiğine kapatıldı ve Temmuz 2001'de resmen İsrail Savunma Kuvvetleri'ne devredildi.

 

İsrail'in 2000 Camp David Zirvesi'nde sunduğu haritalarda havalimanı, Kudüs'ün İsrail yerleşim bölgesine dahil edildi. Bu durum, araziyi Filistinliler için ulusal bir havaalanı olarak tasavvur eden Filistin heyeti tarafından reddedildi.

 

İsrail'in tam da havaalanına çok yakın bir mahalleyi kontrol etmek istediği için resmen Kudüs'e dahil ettiği bir Filistin köyü olan Kafr Aqab, yüksek binaları da dahil olmak üzere büyük ölçüde genişledi ve giderek kanunsuz hale geldi.

 

Bölge, İsrail ile 2014'te durdurulan barış görüşmelerinin bir parçası olarak Filistin Yönetimi'ne devredilmek üzere ayarlandı. Filistin Yönetimi, burayı bir Filistin havaalanına dönüştürmeyi planlamıştı.

 

Havalimanı bölgesi, İsrail'in neredeyse 25 yıl içinde onayladığı ikinci büyük yeni yerleşim yeri olacak ve bu yıl onaylanan iki yerleşimden biri olacak

 

Kudüs Havalimanı'nın acı mazisinin hatıraları görünüşe göre son dönemlerini yaşamaktadır. Terminal binasının üst katlarında 20 yıl öncesinden kalma kum torbaları ve silah mevzileri, zemin seviyesinde yolcu bagajlarının taşındığı bantları, eski bir bilet gişesine benzeyen ofisleri günümüzde dahi görmek mümkün. Arazi günümüzde büyük ölçüde Doğu Kudüs-Ramallah güzergahını kullanan otobüsler için bir depo olarak kullanılıyor.

 

99

 

Bununla birlikte havalimanının mevcut siyasi işgal gerçekliğindeki konumu kuzeyde Kafr Aqab, doğuda sanayi bölgesi ve güneyde yerleşimlerin arasında sıkışmıştır. İsrail'in yeni yerleşim planlamaları dahilinde bölgenin tamamen bir Yahudi meskeni haline getirme girişimleri, Kudüs Havalimanı'nın acı hikayesinin henüz bitmediğini gösteriyor.

 

İsrail, Kudüs Havalimanı alanında 10 bin haneli yeni yasa dışı Yahudi yerleşim inşasını onayladı. Yerleşim olarak düşünülen arazi büyük oranda Müslümanların özel mülkiyeti altında olsa da İsrail, Kudüs'ün ve Filistin'in diğer yerlerinde olduğu gibi burada da hukuka aykırı biçimde yerleşimleri kurmak istiyor. Kurulacak olan yerleşim yerlerine Ultra-Ortodoks Yahudilerin getirilmesi düşünülüyor. Bu durumun Doğu Kudüs'ün üzerindeki baskıyı nasıl etkileyeceği ise ilerleyen yıllarda belli olacak.

 

51 46

 

Bu yerleşim projesi, son yıllarda İsrail'in Kudüs'ü Yahudileştirme politikaları kapsamındaki en büyük yerleşim projelerinden biri ve 1300 dönümlük Filistin arazisine el koymayı amaçlıyor. İsrail, bu proje ve diğer yerleşim projeleri ile beraber Kudüs'teki Filistin mahallelerinin merkez ile olan bağlantılarını kesmek istiyor.

 

İsrail'in Kudüs Havalimanı'nı bölgesinde büyük yerleşim yerleri yapması, havalimanının Filistin başkentine ait topraklarda yer aldığı göz önüne alındığında öncelikle Filistinlilerin başkenti Kudüs olan Filistin devletinin bağımsızlığını tehdit ediyor. Aynı zamanda Kudüs'teki demografik dengeyi Filistinlileri yok sayarak İsraillilere çevirmeyi amaçlıyor. Demografik olarak Müslümanların yakın zamanda Yahudilerden fazla olacağına dair raporlar, bu kararı hızlandırmış gibi gözüküyor. Havalimanının İsrail tarafından kontrol edilmesi aynı zamanda Kudüs belediyesi sınırları dışında kalan İsrail yerleşimlerini içindeki yerleşimlere bağlamayı da amaçlıyor.

 

İsrailli yetkililer, binlerce İsrailliyi orada yaşamaya çekecek birçok altyapı projesi ve devasa ticaret merkezleri kurarak İsraillilerin Kudüs yakınlarındaki yerleşimlere göçünü teşvik etmeye çalışıyor.

 

 

 

Ahmet Faruk ASA

Haber Ara