Dolar

42,4890

Euro

49,5318

Altın

5.750,19

Bist

10.918,51

ANALİZ: Yıkılan tabular ve Terörsüz Türkiye süreci

Türkiye'nin dışa dönük hamleleri sırasında beliren taciz ve baskıları püskürterek geçersiz kılması, en fazla bölgenin baş belası İsrail'i rahatsız ediyor.

4 Ay Önce Güncellendi

2025-08-18 10:16:02

ANALİZ: Yıkılan tabular ve Terörsüz Türkiye süreci

Dünya ticareti merkez, çevre ve güzergah bakımından karışık günler geçiriyor.

Türkiye, uzun zaman önce “ticaret savaşları” olarak adlandırılan bu dönemde ilişkilerini güçlendireceği ülkelerle sıkı anlaşma zeminleri kurmaya başladı.

Doğu ile Batı arasında köprü özelliği taşıdığı her fırsatta dile getirilse de Türkiye, dünyanın sayılı güçlerinin nüfuz alanlarına girdi.

21. Yüzyıla girmeden büyük meselelerle boğuşan bir ülkede büyük riskler almanın zorunlulukları ile yüzleştik.

Bölgede ve küresel ölçekte sarsılmaz bir savunma mekanizması geliştirmek için hamleler yapmak kaçınılmaz hale gelmişti.

Aksi takdirde enerjisini sadece iç politikada tüketen bir ülke olmaya devam edilecekti.

Halihazırda yükseliş kaydeden ülkeler arasında değerlendirilen Türkiye, dünya medyasında ilk sıralarda sayılması boşuna değil…

“AMERİKAN YÜZYILI”NIN SONU

Dünyanın ticaret merkezini geçtiğimiz yüzyıl boyunca elinde tutan ABD, eski ağırlığını yitirdikçe her masada tartışılan ülke haline geldi.

İkinci Trump döneminin “önce Amerika” veya “yeniden büyük Amerika” sloganlarıyla çıkış yaptığı son altı ay içerisinde, ABD'nin küresel ölçekteki belirsizlikleri ortadan kaldıracak güçte olmadığı lise düzeyinde anlaşılmış durumda...

Alaska'daki Trump-Putin görüşmesinde Ukrayna toprakları satışa getirilirken Trump'ın “Nobel” adaylığı konuşuluyor.

ABD'nin Irak'taki yağma ve katliamlarına rağmen eski Başkan Obama'nın 2009'da sözde barış ödülü (Nobel) almasının ardından…

Gazze'deki soykırıma desteği nedeniyle ABD'nin İsrail ile suç ortaklığı gözler önündeyken, bir ABD başkanının daha Nobel talibi olarak öne çıkması aynı iki yüzlülüğü canlandırıyor.

ABD yönetiminin CAATSA yaptırımları ile Türkiye'yi “düşman ülke” statüsünde değerlendirdiği tarihten bu yana Washington'un yaklaşımı hızla değişmeye başladı.

Yeni Amerikan yönetimi bugün “hegemon güç” olmadığını itiraf ediyor.

Nitekim Rusya-Ukrayna savaşı karşısındaki tutumu da bu gerçeği pekiştiriyor.

SURİYE'DEKİ TECRÜBE VE YENİ SÜREÇ

Küresel ticaret merkezi olma iddiası bir yana, savurduğu tehditleri hiç de ciddiye alınmayan ikinci Trump dönemini idrak ediyoruz.

ABD'nin Çin karşısında yarış telaşı Türkiye dahil bir çok ülke için yeni fırsatlara kapı açıyor.

Bunun en açık örneğini Suriye topraklarında görüyoruz.

11 Eylül saldırıları gerekçe gösterilerek bölgemize vahşi biçimde çullanan Amerikan ordusu gitmiş, “vekalet savaşları” şeklinde açıklanan süreçte yeni terör örgütleri şekillenmeye başlamıştı.

DAEŞ-PKK senaryosu, milyonluk göçmen tuzağıyla takviye edilmesine rağmen ABD-İsrail merkezli planda istenen sonuç alınamadı.

Suriye, Anadolu'nun doğal uzantısı olduğu dönemi hatırlatan, geçtiğimiz yüzyılda geri çekildiğimiz Filistin bağlantılı ibretlik gelişmelere sahne oluyor.

ABD kongresinde ayakta alkışlanan Gazze Kasabı Netanyahu'ya yatırım yapan küresel çevreler Hamas bahaneli saldırılarını meşrulaştıramıyor.

Liderleri peş peşe öldürülen Hamas heyetlerini sık sık ağırlayan Ankara'nın, Suriye'de olduğu gibi Filistin'de de haklı taraf olacağını çoktan kabul ettirdi.

Gazze'deki soykırım, yıllardır “Filistin sorunu” şeklinde dillendirilirken lanetli bir “İsrail sorunu” olduğunu ortaya koydu.

ABD ve Batılı ülkeler 7 Ekim 2023 sonrası ateşli biçimde savunup destekledikleri İsrail'in politikalarını eleştirmek durumunda kaldı.

Filistin'i tanıyan ülke sayısı ise, 193 ülke arasında 147'ye yükseldi.

000_36FK7TG (1).jpg

Netanyahu, 4 Eylül 2024'te düzenlediği basın toplantısında sergilenen harita önünde, “Büyük İsrail” hedefini anlatıyor. Geçtiğimiz yıl Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, bir belgeselde İsrail sınırlarının Şam'ı da kapsayacak şekilde genişletilmesini savunurken görüntülenmişti. İsrail'in sadece Filistin topraklarının tamamını değil, Ürdün, Lübnan, Mısır, Suriye, Irak ve Suudi Arabistan'ın bazı kısımlarını da kapsayacak şekilde kademeli olarak büyüyeceğini iddia ederken, “Kudüs'ün geleceğinin Şam'a genişlemek olduğu yazılmıştır” dedi.

Türkiye'nin Libya hamlesinden sonra Mısır açılımını müteakip Suriye'deki rejim değişikliğindeki rolü, İsrail'in Türkiye karşıtı Arap bloku planlarını boşa çıkardı.

Akdeniz dahil güneye sarkan her girişim, zamanla Türkiye'yi zamanla sağlam anlaşmalar yapılabilecek dost ülke haline getirdi.

Afrika kıtasında çok sayıda ülkenin Türkiye'ye yönelişi, İsrail'i tedirgin eden bir nüfuz sahasının ortasında bıraktı.

ABD yönetimini öteden beri bağlayan emrivaki İsrail saldırıları, henüz ilk yılını doldurmakta olan Şam yönetimi tarafından bile restle karşılanıyor.

İşte “Terörsüz Türkiye” sürecini başlatma kararı böyle bir konjonktürde ilan edilirken, bölgede huzur vadeden olumlu bir gelişme olarak yakından takip ediliyor.

Bu süreç, hedeflerine ulaştığı takdirde bölgede ve dünyanın birçok noktasında yaşanan kriz ve çatışmalarda Türkiye'nin tecrübesine başvurulacaktır.

Bölgedeki tüm rejimler yabancı güçlerin boyunduruğu altında ayakta tutulmaya çalışılıyor.

Türkiye ise tam bağımsızlık hedefinde en büyük tabularını Suriye gerçeğiyle yıktı.

Bölge ülkeler nazarında Türkiye'nin Suriye tecrübesi paha biçilmez bir akıl ve güç sayılıyor.

Türkiye'nin Arap coğrafyasındaki konumu güncellenirken hiçbir etnik ve mezhep çıkışlı teröre izin vermeyeceğini Batı dünyasına da gösterdi.

Ortadoğu'yu “terör laboratuvarı” halinde kullanmaya alışmış istihbarat örgütlerine karşı MİT'in sergilediği operasyonlar dahil, tüm aşamalarıyla çözümün adresi Türkiye olarak Batılı çevrelere kabul ettirildi.

Bu irade, Türkiye'deki sığınmacı Arap nüfustan dönüş yapan kitlenin mesajlarında da görülüyor ki, her türlü terör silahını etkisiz kılarak sahipleniliyor.

Suriye'de kurulacak yeni iklimle birlikte İsrail bahaneli Amerikan müdahalesine de Amerikan bahaneli terör örgütlerine de mevzi kazanma yollarını kapatmak artık hayal değil.

Bölgenin Kürt nüfusunun da idrak ettiği bu gerçek, aynı zamanda Kürt düşmanı olan her türlü terör örgütü ve destekçilerini de çıkmaza soktu.

Türkiye'nin dışa dönük hamleleri sırasında beliren taciz ve baskıları püskürterek geçersiz kılması, en fazla bölgenin baş belası İsrail'i rahatsız ediyor.

Bu da söz konusu sürecin ne kadar hassas bir şekilde güçlendirilmesi gerektiğini muhatabına “nazik” biçimde hatırlatıyor.

Cumali Dalkılıç

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Endonezya'daki büyük sel felaketinde 753 kişi hayatını kaybetti

Haber Ara