Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

ANALİZ: 'İran'ın önünün açılması, Türkiye'nin devre dışı bırakılması'

Yusuf Kaplan, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'yi hedef alan saldırılarını uluslararası güç dengelerini dikkate alarak değerlendirdi.

1 Yıl Önce Güncellendi

2023-10-20 18:30:42

ANALİZ: 'İran'ın önünün açılması, Türkiye'nin devre dışı bırakılması'

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan'ın son ya:zısından öneli bir bölüm:

KÜRESEL SİSTEMİN SAHİBİ YAHUDİLER, KARAKUTUSU İNGİLİZLER

Seküler-kapitalist dünya sistemi, iki aktörün eseri: İngilizler ve Yahudiler.

Bütün dünya da bu iki aktörün esiri.

İngilizlerin gücü, yüzyıl öncesine nazaran çok zayıflamışsa da, çağdaş dünyanın stratejik ve tarihî derinliğini İngilizler oluşturuyor.

Kapitalist sistemi İngilizler kurdu ama sisteme daha sonra Yahudiler el koydu İkinci Dünya Savaşı'ndan ve Yahudi soykırımından sonra.

Küresel sistemin sahibi Yahudiler ama hafızası, karakutusu İngilizler.

İsrail, varlığını İngilizlere borçlu. Filistin'de Yahudi devletini kurduranlar İngilizler. İngilizler, niçin Yahudi devleti kurdurdular ve bunu niçin Filistin'de yaptılar, peki?

Kapitalist sanayi devrimlerinin (özellikle fabrika, demir-çelik devriminden oluşan) ilk ikisinin babası İngilizler. Elektronik devrimle başlayan, bilgisayar devrimi ile dijital devrime evrilen son ikisinin babası ise Amerika'daki Yahudiler!


İNGİLİZLER, İSRAİL'İ NİÇİN KURDURDULAR?

İsrail devletini İngilizler kurdurdular; bir kaç gerekçeyle...

Birincisi, gelişen kapitalist sistem, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Amerika'daki Yahudilerin kontrolüne geçiyordu: İngilizlerin dünya üzerindeki hegemonyalarının sonunun başlangıcı demekti bu.

Bunun ilk göstergesi, İngilizlerin (İngiliz sermayesinin) Amerika'dan sürülmesi oldu.

İngilizler, kapitalist sisteme derinden nüfûz edebilmek için Yahudileri Filistin'de kurdurulan İsrail devletiyle meşgul etmek istediler. Kapitalist sistemin stratejik kalelerini birer birer düşürdüler.

İkinci olarak, kapitalist küresel sistemi ele geçirmeye çalışan Yahudilerle iyi geçinerek sisteme derinlemesine sızdılar!

Üçüncü olarak, küresel kapitalist sistemin önündeki en büyük takozu, Osmanlı'yı Yahudilerle birlikte tarihten uzaklaştırdılar.

Gelinen noktada, Yahudi gücü Amerika'ya kesinkes yerleşti.

İngilizlerin küresel sistem üzerindeki hâkimiyeti büyük darbe yedi.

İngilizleri Amerika'ndan kovan Yahudiler, 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasından bu yana, 75 yıl içinde, önce askerî olarak, sonra siyasî olarak, son olarak da ekonomik olarak İngilizlerin Arap dünyası üzerindeki sarsılmaz hegemonyasına büyük darbe vurdular ve hatta İngilizleri Amerika'dan sonra Arap dünyasından da kovdular.

İRAN'IN ÖNÜNÜN AÇILMASI VE TÜRKİYE'NİN DEVRE DIŞI BIRAKILMASI

Bununla birlikte, İngilizler, bölgenin kritik ülkelerine pek çok bakımdan hâkim: İran'a kısmen ama Suudi Arabistan ve Mısır'a ise kesinkes.

İran, asıl İsrail'in ve Amerika'daki Yahudi gücünün müttefiki. Siz, İran aleyhindeki söylemlerin sadece İran'ın önünü açmak için geliştirildiğini göremiyorsanız, bölgede yaşanan sorunların hiçbirini doğru okuyamazsınız.

İsrail de, Amerika'daki Yahudi gücü de, Avrupa da, Batı uygarlığının korkulu düşmanı Ehl-i Sünnet omurganın en güçlü tarihî temsilcisi Türkiye'nin devre dışı bırakılması, “one minute” ile elde ettiği liderlik konumunun yıkılması ve İran'ın İslâm dünyasını temsil eden tek aktör konuma yükseltilmesi için çalışıyorlar!

Humeyni rejimini yıkmadılar ama Mısır'da İhvan iktidarına tahammül bile edemediler, Mursi'yi mahkemede canlı canlı katlettiler!

Filistin'de hep bu yapıldı: İran hep “kurtarıcı” yapıldı ve böyle böyle İran'ın önü açıldı.

Hamas yönetimi, İran'ın askerî ve finansal desteğiyle operasyonun yayıldığını açıkladı açık açık.

Bu mezhebî bir analiz değil. Stratejik bir analiz. İslam dünyasının bu kadar perişan olduğu bir zaman diliminde mezhebî analiz yapamam. Ayrıca ben Türkiye'nin şu an olduğu gibi İran'la ilişkilerinin güçlü olmasını ve İran'ın Batılıların kucağına itilmemesi gerektiğini söyleyip duruyorum yıllardır.

Hedef, İran'ın öne çıkarılması, bölgeye hâkim kılınması ve İslâm dünyasının ana omurgası olan Ehl-i Sünnet dünyanın esir alınması, elinin kolunun bağlanması.

Bu arada Vehhâbī Suudlar, Ehl-i Sünnet'i temsil edemezler. O yüzden İran'ı mağdur duruma düşürmek için hep Suudlar kullanıldı, Suud kökenli terör örgütleri İran'ın üzerine salındı, böylelikle İran'ın önü açıldı…

TÜRKİYE, MISIR VE KATAR STRATEJİK İTTİFAKI

Filistin'de büyük bir katliam yaşanıyor. İsrail, terör devleti olduğunu bir kez daha ispatladı. Katledilenlerin dörtte biri çocuk!

Bu katliamın derhal durdurulması gerekiyor!

Burada Türkiye, Mısır ve Katar müşterek bir girişimde bulunmaya çalışıyorlar.

Ama bu girişim, özellikle Türkiye ile Mısır'ın buzları eritmesi, birlikte hareket etmesi, başta İsrail olmak üzere küresel sistemin ağababalarını çılgına çevirmeye yetti.

Mısır'la ilişkilerimiz kopmamalı; başından beri bunu yazıyorum. Koparsa, bölge müşterek stratejiler geliştiremez ve emperyalistleri defedecek büyük askerî, siyasî, ekonomik ve kültürel ittifaklar kuramaz.

Onun için İsrail ve Batılı ülkeler Mısır'a baskı yapıyorlar, Türkiye ile ilişki kurmaya çalıştığı için.

Asıl oyun o zaman bozulacak çünkü.

İsrail'in bölgedeki zorba hegemonyasına darbe ancak o zaman vurulacak. Ve İsrail'in güdümlü kanton devletçileri kurmasının önüne geçilmiş olacak.

Ve Filistin o zaman nefes almaya başlayacak...

Bu üçlü işbirliği girişimi, stratejik bir ittifaka dönüştürülmeli ve bu stratejik ittifak, her alanda işbirliği imkânlarını geliştirecek köklü adımlar atmalı.

Şimdilik Filistin katliamını durdurmanın ve İsrail'in gücünü kırmanın en kalıcı ve makul çıkış yolu bu.

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara