Dolar

34,8774

Euro

36,7330

Altın

3.039,84

Bist

10.113,81

ANALİZ: 3. Dünya Savaşı kesin ama nasıl olacak?

Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, 3. Dünya Savaşı'nın önümüzdeki süreçte kesin olduğunu, bu savaşın ise 'çok katmanlı' bir savaş olacağını yazdı.

2 Yıl Önce Güncellendi

2023-01-09 18:17:42

ANALİZ: 3. Dünya Savaşı kesin ama nasıl olacak?

Uluslararası ilişkiler tarihine ve halihazırdaki güçler dengesine ilişkin kritik analizler paylaşan Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, dünyadaki gidişatın 3. Dünya Savaşı'na doğru olduğunu vurguladı.

1945'TEN SONRA KURULAN DÜNYA SİSTEMİ
Öğün'ün "Tarihsel geçişler" başlıklı yazısından nemli bir bölüm;

Şimdi bir düşünelim: 20. Asrın 1945'te inşâ edildiğini biliyoruz. Bu inşaatın temel göstergelerinden birisi, dünyâ işbölümünün, Kapitalist-Sosyalist ve daha sonrasında Bağlantısızlar temelinde üçlü bir yapıya kavuşturulmasıydı. (Biz bunun bir yanılsama olduğunu, ayrışmaların Kapitalist Ekonomi Dünya'nın çeşitlemelerinden ibâret olduğunu defâlarca yazdık). 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılması, 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasının 20. Asrın sonunu getirdiğine hükmedildi. Bu yargı doğru, lâkin eksikti. Bu eksiklik daha sonra çıkarsamalara da yansıdı ve kendi yanlışını doğurdu. Yaşananların Batı veyâ Kapitalist Kamp'ın zaferi olduğuna hükmedildi. Bu da kolaycı bir çıkarsamaydı. Dünya sisteminin entegre yapıları düşünüldüğünde, bu sistemin bir unsuru olan Sovyet sisteminin çöküşü, aslında sistemin külliyen ne kadar ağır bir kriz yaşadığını, er geç çeperlerden merkeze doğru ilerleyeceğini, o günlerde kendilerini muzaffer sayan devlet ve toplumları da vuracağını dar bir entelektüel çevrenin dışında kimse göremedi. 20.Asrın baskın niteliği devletli sanayi kapitalizmdi. Kriz onun kriziydi. Sovyetler Birliği'nde başlaması, onun devletli sanayi kapitalizmin en sert örüntüsüne sâhip olmasıydı. Bu dinamik, Sovyetler'i 1970'lerin başlarında en yüksek hacimlere taşımış; ama Marx'ın işâret etmiş olduğu üzere, katı olanın buharlaşmasıyla neticelenmişti. (Stalin muhtemelen Marx'ı okumamıştı). Süreç, fasılalarla daha yumuşak örüntülere doğru ilerleyecekti. Elyevm idrâk ettiğimiz gelişmeler, küresel krizin merkeze ulaştığını gösteriyor. 1990'ların Sovyetler Birliği'nde ortaya çıkan manzaraları bugün Avrupa ve Amerika'da neredeyse bire bir görmek mümkündür.

"21. YÜZYIL ÇÖZÜLME YÜZYILI"
Batı'nın krize verdiği cevap, devlet-ulus-sermâye denkleminden ilk ikisini tasfiye etmek oldu. Postmodernistler, dekonstrüksiyonistler, Foucault'lar, Delueze'ler bunun felsefî-teorik, Chicago Boys'lar ise ekonomik temellerini attılar. Elbette bu kaotik tasfiye sürecinden, başta târihin en asalak çevreleri olan finans çevreleri olmak üzere büyük zenginlikler devşirenler çıktı. Ama çâre bu değildi. Uzun uzun anlatacak değiliz. Ama neticede tatbik edilen ekonomik-siyâsal programlar sistemi kurtarmadı.

19.Asırda başlayan ve 20.Asırda tekemmül eden devletli, uluslu sanâyi kapitalizmi çözülüyor. 21.Asır bu çözülme süreçlerinin bizzat kendisi. Yâni 21.Asır bir yapılanma değil, çözülme asrı. Yâni elyevm 20.Asrın çözülme süreçlerini idrâk ediyoruz. Yâni bir bakıma hâlâ 20.Asırdayız. Çözülme tamamlandığında o da sona erecek. Eğer olacaksa, yeniden yapılanma bir sonraki asrın işi.

"ALMANYA VE JAPONYA ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALKTI"
Kayda almamız gereken diğer bir husus, bu geçişlerin savaşsız olmadığıdır. Kör dövüşüne dönüşen ve koyu kırmızı bir mürekkep lekesi gibi büyüyeceği anlaşılan Ukrayna-Rusya savaşının bunun başlangıcını verdiğini görüyoruz. Bu savaşın en mühim neticelerinden birisi de, 20.Asırda askerî olarak olarak bastırılmış Almanya ve Japonya'nın üzerindeki engelleyici bütün tedbirlerin kalkmış olmasıdır. Bu da 20.Asrı var eden ve 2020'lere kadar devâm ettirilen en başat sütunlardan birisinin daha yıkıldığına işâret ediyor. İleride eğer mümkün olabilirse, târih yazımı, Berlin Duvarı'nın yıkılması ile bu sütunun yıkılmasını eşlikli olarak anlatacaktır.

ALMANYA'NIN ABD VE İNGİLTERE İLE REKABETİ
Gerek Almanya, gerek Japonya ekonomik mânâda 20.Asrın parlayan yıldızlarıydı. Almanya dünyâ pazarlarında pahalı, sağlam ürünleriyle boy gösterdi. Bu da ona büyük bir güç kazandırdı. Ekonomisinin sağlamlığı onu döngüsel krizlerden etkilenmesini engelledi. Ukrayna -Rusya savaşının derindeki açılımı, Alman ekonomisi ile başa gelemeyen ABD'nin kaba gücüyle Almanya'nın enerji can damarlarını kesmesiydi. Almanya-Rusya denkleminin tasfiye edilmesine direnemediler. Bu denklem artık sona erdi. Yeni bir çıkış yolu arıyorlar. Bunun yolu da Rusya'ya karşı hızla silâhlanarak, Asya'ya doğru gelişecek yeni paylaşımda elini güçlendirmek. Tabiî ki burada Almanya-İngiltere, ABD-Almanya rekâbeti kızışacaktır. Bu arada İngiltere'nin, Fransa'yı da geçerek dünyânın en güçlü beşinci ordusuna sâhip olduğunu unutmayalım..Hâsılı, savaş tek boyutlu değil. Savaşın içinde yaşanan savaşlar var.

Japonya ise evvelâ ucuz ürünleriyle sahneye çıktı. Elektronik devriminde zirve yaptı. Ama dijital yarışta Güney Kore gibi yeni Pasifik güçlerine yenildi. Ekonomisi çıkmaza girdi. Şimdi o da hem Çin hem de Rusya'ya karşı silâhlanıyor. Onun da Asya açılımları var.

3. DÜNYA SAVAŞI GELİYOR
Üzerindeki ambargoların, kısıtlamaların kalktığı bu iki organize savaşkan gücün yeniden târihsel kodlarına dönmüş olması çok kötü bir haber. Artık 3.Umûmî Harbin çıkacağından daha fazla emin olabiliriz. Çok katmanlı olacak bu savaş. Teknolojiyi de kamçılayan, geliştiren bir tesiri olacak bunun. Eğer hesaplarda bir şaşma olup da toplu bir yıkım yaşanmazsa, eski dünyâyı yıkacak ve yeniyi kuracak olan da bu olacak.
Yeni Şafak

Haber Ara