ABD'de İsrail ve Yahudi karşıtı dalga yükseliyor
7 Ekim Aksa 2023 Aksa Tufanı'ndan hemen sonra Batı'nın İsrail'e verdiği büyük destek durma noktasına geldi. Ülkeler peş peşe Filistin'i devlet olarak tanırken ABD yönetimi de baskı altına alınmaya çalışılıyor. Öte yandan Charlie Kirk cinayeti Trump destekçisi tabanı ortadan ikiye böldü. ABD'de İsrail ve Yahudi karşıtı dalga yükseliyor.

Oluşturma Tarihi: 2025-09-25 19:59:35

Güncelleme Tarihi: 2025-09-25 20:00:53

Yeni Şafak yazarı Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, geçtiğimiz günlerde ABD'yi sarsan Charlie Kirk cinayetinin Amerikan halkındaki etkisini değerlendirirken, cinayet sonrası tepkilerin İsrail ve Yahudi lobileri üzerinde yoğunlaşmaya başladığını dikkat çekti.

Prof. Öğün'ün yazısından önemli bir bölüm:

Zaman geçiyor ve Gazze'de İsrail'in intikam almak adına acımasız eylemleri her geçen gün artıyordu. Yaşananları uzun müddet alık alık takip eden dünya kamuoyu İsrail'in saldırılarının dozu arttıkça ve sivil kayıplar arttıkça yavaş yavaş hareketlenmeye başladı. Üniversite öğrencilerinin, daha sonra bastırılsa da ABD'de başlattığı kampanyalar fitili ateşledi. ABD ve Avrupa'da çeşitli sivil toplum teşkilatları giderek kitleselleşen gösteriler düzenlemeye başladılar. Bu arada Trump iktidara gelmiş ve ABD'nin İsrail'e verdiği destek daha da artmıştı. Trump'ın içerideki faşizan uygulamalarından yılan Trump aleyhtarı kitlelerin tepkilerinden yavaş yavaş İsrail de nasibini alıyordu. AntiTrumpizm için için antisiyonist bir renk kazanmaya başladı. Bu yırtılma, Trump'ı iktidara taşıyan MAGA Hareketi içinde de yayılmaya başladı. Amerikan aşırı sağı içinde yer alan antisiyonist, hatta antisemitist hissiyat da açığa çıkmaya başladı. Tucker Carlson medyada bunun temsilciliğini yapıyordu. Trump'a verdiği destekle bilinen aşırı sağcı gençlik lideri Charlie Kirk'ün cinayeti üzerinden şâibeler yükseldi. Yakın dostu Carlson, Kirk'ün son zamanlarda Netanyahu'dan ve İsrail'e verilen destekten şikâyet ettiğini ve bu mealde konuşmalar yaptığını söyledi. Hatta, onun öldürülmesinde İsrail'in parmağı olabileceğini imâ etti. Hâsılı, ABD'de “hakikî”, “öz” MAGA'cılar ile Evanjelist aşırı sağ arasında sağlanmış olan ittifak eriyor ve çelişkiler belirginleşiyor.

Katolik dünyasında ise antisiyonist dalganın hızla pekiştiğini söyleyebiliriz. İspanya ve İrlanda gibi Katolik devletler daha başından beri sert bir şekilde İsrail'in karşısında yer aldılar. Yine yoğun bir Katolikliğin hüküm sürdüğü Lâtin Amerika'da ise birkaç istisna haricinde çok kuvvetli bir antisiyonist bloklaşma yaşanıyor. İsrail'in saldırılarından bir Katolik kilisesinin de nasibini almış olması Papa'yı bile mırın kırın etmeye zorladı.

Yakın zamanlarda Japonya'dan Meksika'ya kadar çok yaygın bir coğrafyada milyonlarca insanın İsrail'i kınayan dev gösteriler tertip ettiğini gördük. SUMUD Filosu'nun devam eden seferi buna ilâve oldu. 7 Ekim'den hemen sonra İsrail'i destekleyen Habermas ve Zizek gibiler şu aralar suskun. Buna mukabil çok sayıda sanat ve kültür insanı açık açık İsrail'i kınıyor. Küresel olarak yurt dışına çıkmış İsrailli turistler dükkânlara kabul edilmiyor, horlanıyor. II.Umûmî Harp sonrasında dünyaya hâkim olan Yahudi sempatisinin yerinde artık yeller esiyor.

Netanyahu ve çetesi ise çıktıkları yoldan dönmek niyetinde değil. Dünyanın İsrail aleyhtarı bir çizgiye kayması İsrail kamuoyunu da keskinleştiriyor. İsrail kamuoyunun yüzde 70'inden fazlası tekmil Gazzelilerin öldürülmesi gerektiğini savunuyor. Netanyahu ve faşist çetesini de maksimalist çizgide tutan bu destek. Lâkin bunun dünyada bir karşılığı artık pek yok. Dünya bu maksimalizmi taşıyamıyor. Mikado oyununun en çetin safhasındayız. Sıkışan kümenin nasıl dağıtılacağı gündemde. Son BM toplantısındaki hava, Avrupa devletlerinin Filistin devletini tanıma çıkışı bunu gösteriyor. Ama çok dikkatli olmak gerekiyor. Birileri az bir kayıpla birilerine çok kayıp verdirmenin hesaplarını yapıyor. Süreci hassas bir şekilde takip etmeye gayret ediyorum. Bu hususta bazı değerlendirmelerim var. Onları olgunlaştırarak bir sonraki yazımda anlatmaya çalışacağım...