Dolar

32,6680

Euro

34,8341

Altın

2.520,47

Bist

9.524,59

Yemenli uzmana göre ülkede federal sisteme geçiş ihtimali yüksek

Yemenli askeri analist ve araştırmacı Ali ez-Zeheb:- 'Yemen'de 5 yıldır devam eden savaş, mezhepsel, bölgesel ve etnik çatışmaları canlandırdı ve ülke ekonomisini tüketti'- 'Yemen için muhtemel senaryo, yeni bölge bölünmeleriyle federal sisteme geçiş'- 'Suudi Arabistan, Yemen'deki ajandasına hizmet edecek siyasi ve askeri bir ağırlık oluşturmaya çalışıyor'- 'BAE, bölgede stratejik çıkarla

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-08-12 11:23:38

Yemenli uzmana göre ülkede federal sisteme geçiş ihtimali yüksek
SERDAR BİTMEZ - Yemenli askeri analist ve araştırmacı Ali ez-Zeheb, Yemen'de yıllardır süren iç savaşın mezhepsel, bölgesel ve etnik çatışmaları yeniden alevlendirdiğine işaret ederek, ülkedeki merkezi yönetim sisteminin, yeni bölgelerle federal sisteme dönüşmesinin daha olası bir ihtimal olduğunu belirtti.

Yemenli uzman Zeheb, ülkede 5 yıldan uzun süredir devam eden savaşın etkileri ve bundan sonrasına ilişkin muhtemel senaryoları AA muhabirine değerlendirdi.

Ülkedeki savaşın en olumsuz etkilerinden birinin mezhepsel bölünmeler olduğuna dikkati çeken Zeheb, Sünni-Şii, Nasıbi-Rafidi gibi söylemlerden bahsedilir olduğunu ifade etti.

Ayrıca Haşimiler, Yemenliler gibi etnik söylemlerin de arttığını belirten Zeheb, asırlar önce bölgeye yerleşen Haşimilerin "ülke dışından gelenler" olarak nitelendirilmeye başladığını aktardı.

Bölgesel bölünmelere de işaret eden Zeheb, kuzey-güney bölgeleri, Zeydiler-Şafiiler gibi isimlendirmelere dikkati çekti. Zeheb, güneyde bir yandan Ebyen diğer taraftan Dali arasındaki siyasi çatışmanın da 1960'lar, 70'ler ve 80'lerde şiddet döngülerini canlandırdığını kaydetti.

Yemenli analist, "Savaş, son 40 yıldaki siyasi şiddet döngülerinin yansımaları olan mezhepçiliği, ayrılıkçı ve siyasi eğilimi yeniden alevlendirdi. Yemen'de 5 yıldır devam eden savaş, mezhepsel, bölgesel ve etnik çatışmaları canlandırdı ve ülke ekonomisini tüketti." dedi.

Zeheb, bu eğilimlerin ekonomiyi zayıflattığını, üretim sürecini etkilediğini ve neredeyse yok denecek kadar az okul, hastane ve yol inşa edilirken bütün kesimlerin, askeri güçlerini en üst düzeye çıkarmakla meşgul olduğunu dile getirdi.

- Yemen'in geleceğine ilişkin senaryolar

Askeri analist Zeheb, ülkesinin geleceğine ilişkin çeşitli senaryolar olduğunu belirtti.

Farklı dönüşümler olmazsa mevcut konjonktürde ülkenin kuzey ve güney olarak ikiye bölünmek istendiğini aktaran Zeheb, şunları söyledi:

"Senaryolardan biri, Güney Geçiş Konseyinin (GGK) ülkenin güneyini kontrol altına alması ve orada Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan'ın ajandasını uygulayacak siyasi ve askeri organ olması."

Zeheb, bu senaryonun, güneydeki bazı taraflarlarla bölüşerek bir devletin kurulmasını içerse de büyük pay sahibinin GGK olacağını kaydetti.

Diğer bir senaryonun da kuzeyde; Suudi Arabistan ve BAE gibi bölgesel aktörlerin ulusal güvenlik haklarını da teminat altına alacak şekilde Husilerin varlığı olduğunu öne süren Zeheb, meşru yönetimin yanında yer alan kuzeydeki bazı siyasi grupların da buna katılabileceğini ifade etti.

- Federal sistem olasılığı

Bir başka senaryonun da 2014'te çalışmalarını tamamlayan Ulusal Diyalog Konferansı'nın sonuçları uygulanarak ülkenin bölgesel sisteme yönelmesi olabileceğini belirten Zeheb, böylece Yemen'in bölgelerden oluşan federal bir devlete dönüşebileceğini dile getirdi.

Zeheb, bu ihtimal kapsamında iki ya da kuzeyde bir, güneyde iki şeklinde üç bölgenin olabileceğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Güneyde, Hadramevt, Mehre ve Sokotra'nın federal devlet kapsamında bağımsız bir bölge; Aden, Dali, Lahec, Ebyen ve Şebve'nin de başka bir bölge ve kuzeyin de bağımsız bir bölge olması için çalışılıyor."

Zeheb, "Yemen için muhtemel senaryonun, yeni bölge bölünmeleriyle federal sisteme geçiş" olduğunu belirtti.

- Suudi Arabistan'ın Yemen'deki varlığı

Yemen'de hükümeti destekleyen Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin bazı gizli amaçları olduğunu kaydeden Zeheb, "Suudi Arabistan, Yemen'deki ajandasına hizmet edecek siyasi ve askeri bir ağırlık oluşturmaya çalışıyor." dedi.

Zeheb, Riyad'ın kendi amaçları doğrultusunda Yemen'de çok sayıda siyasetçiyi, medya yetkilisini ve kanaat önderini baskı, ortak çıkarlar gibi yollar aracılığıyla istihdam ettiğini belirtti.

Suudi Arabistan'ın hedeflerinden bazılarını gerçekleştirdiğine işaret eden Zeheb, bunlar arasında Islah Partisinin ve devrimin diğer askeri ve kabile güçlerinin yönetimi ele geçirememesi olduğunu söyledi.

- "BAE büyük güçlerin aracı"

"BAE ise ülkede, GGK ve meşru yönetimin dışındaki güçler tarafından temsil edilen siyasi ve askeri baskı yolları yarattı. Bu da bölgedeki ajandasına destek oluyor." diyen Zeheb, bu nedenle sahil bölgelerindeki silahlı ve siyasi güçlerin varlığının BAE'nin Afrika Boynuzu'ndaki çıkarlarının ve hedeflerinin yerine getirmesiyle uyumlu olduğunu aktardı.

Zeheb, "BAE'nin arkasında Umman Denizi'nin yer aldığı bölge için deniz ticaretine hizmet edecek bazı hedefleri" olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Abu Dabi'nin bu hedeflerinin bir kısmının, Afrika Boynuzu, Kızıldeniz havzası ve Batı Hint Okyanusu ülkelerinde birçok şubesi bulunan Dubai Limanlar Otoritesi'ndeki çalışmalarına dayandığının altını çizen Zeheb, şunları söyledi:

"BAE, çıkarlarına hizmet edecek ve başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelerin nüfuzunu sınırlayacak şekilde Aden Körfezi'nin iki yakası arasında entegrasyonu sağlamak istiyor."

Zeheb, "Bu role uygun bir dış gündem uygulayan BAE, bölgede stratejik çıkarları olan büyük güçlerin araçlarından sadece biri." ifadesini kullandı.

- Husilerin güçlü ve zayıf yanları

Zeheb, ülkedeki taraflardan biri haline gelen Husilerin de Yemen'deki varlık alanlarını güçlü bir şekilde belirlediğini söyledi.

Husilerin ayrıca ülkedeki krize ilişkin müzakerelerde görmezden gelinemeyecek taraflardan biri olarak kendilerini kanıtladıklarını söyleyen Zeheb, "Husiler, sıfırdan yükselmeyi başardı, İran'ın ve İran'ı destekleyen diğer güçlerin yardımıyla bölgede tehdit araçları oluşturdu." dedi.

Zeheb, bazıları Riyad'a kadar ulaşan balistik füzeler ya da doğudaki Haris bölgesine ulaşan ve petrol tesislerini hedef alan insansız hava araçları başta olmak üzere bu silahların Suudi Arabistan için hala bir tehdit olduğunu aktardı.

İran destekli milislerin Kızıldeniz sahilindeki Hudeyde Limanı'nı ele geçirmesiyle savaş için maddi kaynağı koruduğunu ve bunun en önemli güçlerinden biri olduğunu savunan Zeheb, ancak Husilerin, otoritesinin baskıya dayandığını ve pek çok bölgeden kendilerine yönelik tehditlerle karşı karşıya kaldığına dikkati çekti.

Halkı zorla, baskıyla boyun eğdirmenin gerçek bir zayıflık olduğunu belirten Zeheb, denetimleri altındaki bölgelerde çıkabilecek halk ayaklanmalarının Husilerin tamamen sonu olabileceğini dile getirdi.

- Meşru yönetime yönelik destek

Yemenli askeri analist ve araştırmacı Zeheb, ülkedeki meşru yönetimin ise güç noktalarının sınırlı kaldığına, bunun en önemli sebeplerinden birinin pek çok darbe girişimiyle karşı karşıya kalması olduğuna işaret etti.

Yemen hükümetinin, Marib, Şebve ve Hadramevt gibi bölgelerde petrol ya da elektrik gibi enerji çıkarma alanlarına sahip olduğunu belirten Zeheb, koalisyon güçleri tarafından hayal kırıklığına uğratılmasına rağmen meşru yönetimin halkın desteğinden güç aldığını ifade etti.

Zeheb, bu bölgelerdeki halkın, hayal kırıklıklarına rağmen meşru yönetimin çevresinde kenetlendiğini ve askeri güçlerine destek olduğunu vurguladı.

Yemenli uzman, ayrıca hükümetin uluslararası toplum nezdinde tanındığını ve dolayısıyla kendisine bu kapsamda sağlanan uluslararası ve bölgesel desteğin önemli olduğunu söyledi.

Haber Ara