Dolar

32,4856

Euro

34,9497

Altın

2.435,21

Bist

9.716,77

Yahya Kemal ve Necip Fazıl'a özel albüm

Yahya Kemal ve Necip Fazıl'a özel albüm

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-10 12:44:41

Yahya Kemal ve Necip Fazıl'a özel albüm
EKREM KAFTAN - Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürü, sanatçı Aylin Şengün Taşçı, iki büyük şair Yahya Kemal ve Necip Fazıl Kısakürek'in, İsmail Birateş tarafından bestelenen, az bilinen 10 şiirini seslendirdiğini belirterek, "Bu proje bana da çok güzel geldi. Çünkü gerçekten hem Necip Fazıl'ın hem Yahya Kemal'in çok az bilinen şiirleri besteye dönüştürülmüştü" dedi.

Türk müziğinin son yıllardaki durumu ve sanat çalışmaları hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Taşçı, Türk müziğinin çok eski bir geçmişe sahip olduğunu hatırlatarak, "Köklü bir mirasın sahibi olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Abdülkadir Meragi gibi bir isimle başlayıp, Itri'leri, İsmail Dede Efendileri, Hacı Faik Beyleri, Hacı Arif Beyleri içine alan ve onların güzel eserleriyle beslenen çok büyük bir miras. Türk müziği, hiçbir zaman ölmez veya yerini kaybetmez" ifadelerini kullandı.

-"Aynı bahçenin çiçekleri"

Taşçı, Türk müziğinin çağlar içinde gelişerek değiştiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Tabii ki şekil değiştirmeler olacaktır. Zevkler, buna bağlı olarak anlayışlar, her dönemde farklı çerçeveye bürünüyor. Tarihi süreç içinde dönüp baktığınız zaman bu farklılıkları görebiliyorsunuz. Mesela 15'inci yüzyıldaki bir eserle 18'inci yüzyıldaki bir eseri kıyasladığınız zaman çok farklı şekillere büründüğünü görüyorsunuz. Günümüzde de genç besteci ve icracılarımızın ortaya çıkardığı eserler, eskiden çok daha farklı şekle bürünmüş durumda. Bunların hepsi, aynı bahçenin çiçekleridir. Buna 'gelişerek değişme' diyebiliriz. Yozlaşmayı andıran çalışmalar da olabiliyor."

Türkiye'de akademik anlamda iyi bir müzik eğitimi verildiğini ancak eğitim alan gençlerin müzik alanında çalışma imkanı bulup bulamadıklarının sorgulanması gerektiğini vurgulayan Taşçı, şunları söyledi:

"Akademik anlamda baktığımızda durum fena değil. Konservatuvarlar açılıyor. Özel üniversitelerde de konservatuvarlar açılıyor ve bunların yetiştirdiği gençler var. Ama problem, müzik eğitimi aldıktan sonra hangi noktaya yöneldikleri veya çalışma imkanı bulup bulamadıklarına ilişkin. O noktaya gelince acaba eğitim yeterli mi diye düşünmek gerekiyor."

- "Geniş kitlelere ulaştığımızı söylememiz maalesef mümkün değil"

Aylin Şengün Taşçı, Türk müziğinin geniş kitlelere ulaşamadığının altını çizerek, "Devlet koroları var ve bir koronun müdürüyüm. Bugün geniş kitlelere ulaştığımızı söylememiz maalesef mümkün değil. Devlet koroları olsun, bakanlıkta görevli diğer sanatçılar olsun, aslında sadece konser salonlarını kullandıkları için olsa gerek, daha geniş kitlelere çok da fazla ulaşamıyorlar. Oysa televizyon gibi, sosyal medya gibi araçları biraz daha geniş kullanabilme şansımız olsa, Türk müziğini daha geniş kitlelere ulaştırma şansına sahip olabilirdik. Konser salonlarının sayısını ve kapasitesini biliyorsunuz" şeklinde konuştu.

Türk müziği icrasına genç yaşta başladığını vurgulayan Taşçı, sanatta altyapının çok önemli olduğunu hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk müziğini genç nesillere tanıtmak için başarılı çalışmalar yapılsa karşılığını hemen almak mümkün. O kadar sarıp kendisine çeken bir özelliğe sahip ki Türk müziği. Şöyle örnek verebilirim. Benim çalıştırdığım birkaç amatör koro var. Çok genç yaşta çocuklarımız da var koroda. Çok güzel bir klasik eseri kısa zamanda öğrenip diline dolayan ve bununla mutlu olan gençlerimiz var. Demek ki biraz bu konuda bizlerin de eksikliği var. Tanıtmak ve basılı ürünlerle gençlere ulaşmak gerekiyor. Devletin yapması gereken eksik kalmış konular olduğunu düşünüyorum."

Taşçı, Türk müziğini gençlere sevdirmek için Batı müziği sazlarıyla modernize etme tartışmalarının uzun yıllardır devam ettiğini kaydederek, şunları dile getirdi:

"Dünyada iki farklı müzik kabul ediliyor. Batı müziği. Çok sesliliğe müsait olan bir yapı. Bir de kendi iç yapısı ve dinamikleri itibarıyla tek sesli olarak icra edilen Türk müziği. Türk müziği, tek sesli müziğin en gelişmiş halidir. Makamsal özellikler, müziğimizdeki bu sistemi, küçük aralıklar çerçevesinde, minik ses aralıklarıyla icra etmeye yol açtığı için, onları diğer seslerle örtüştürüp çok sesliliğe müsait hale tam olarak getiremiyor. Dolayısıyla Batı müziği ile örtüşen belli makamlar dışında Türk müziğini çok seslendirmek mümkün değil. Bence gerekmiyor da. Türk müziği, sahip olduğu zenginlikle o kadar güzel ki, sadece tabii ki klasikleri icra edelim, yeni bir şey söylemeyelim anlamında söylemiyorum ama tek sesli yapı içinde ortaya çıkarabileceğimiz çok fazla zenginliğe sahibiz."

Son yıllarda yeni besteler üretilmeye devam edildiğini ancak bu eserlerin tanıtılma imkanı bulunamadığını anlatan Taşçı, "Televizyonlar ve diğer yayın organları, eskiden müziği daha çok sahiplenirken şimdi sadece TRT'nin sahiplendiği bir olgu haline geldi. Hiç kimseyi kınamıyorum ve sorgulamıyorum ama basın organlarının ve sosyal medya dediğimiz ağın da sorumluluk çerçevesinde hareket etmesi bazı şeyleri daha değiştirebilir" görüşünü ifade etti.

- "Türkiye'de 4 binin üzerinde musiki cemiyeti var"

Aylin Şengün Taşçı, aldığı eğitim çerçevesinde tamamen Batı kültürüyle yoğrulmuş bir kesimin Türk müziğiyle hiç ilgilenmediğini aktararak, "Veya belli varoş bölgelerde yaşayıp da toplumun gelir düzeyi daha düşük olduğu için sıkıntılarının daha üzerinde hissedildiği kesim belki arabeske veya dertlerini ifade ettiğini düşündüğü müzik türlerine yönelmiş olabilir. Anadolu'da bir kesim, halk müziğini kendine yakın bulabilir. Bütün bunların kargaşası içinde Türk müziği, belli kesimlerin kendilerine daha az yakın hissettiği bir müzik olmaya başladı diyebiliriz. Ama Türkiye genelinde 4 binin üzerinde musiki cemiyeti var. Her birinin ortalama 50 kişi olduğunu düşünürsek ve bunların yakınlarını da katarsak epeyce geniş bir kitleye hitap ettiğini söyleyebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.

Bugüne kadar 4 albüm çıkardığını anımsatan Taşçı, çalışmaları hakkında şunları söyledi:

"5'inci de yolda ve hatta 6'ncının hazırlıkları da devam ediyor. Kısa bir süre önce besteci dostumuz İsmail Birateş, beni aradı. 'Ben, Necip Fazıl ve Yahya Kemal'in şiirlerinden 10 eser besteledim. Bunları sizin seslendirmenizi istiyorum' dedi. Bu proje, bana da çok güzel geldi. Çünkü gerçekten hem Necip Fazıl'ın hem Yahya Kemal'in çok az bilinen şiirleri besteye dönüştürülmüştü."

- "Ninnilerimiz hicazdır"

Aylin Şengün Taşçı, 25 yıldan fazla bir süredir Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı İstanbul Devlet Türk Müziği topluluğunda ses sanatçısı olarak çalıştığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"2004'ten 2014'e kadar bu topluluğun sanat yönetmeni olarak görev yaptım. Görevimi topluluğun müdürü ve ses sanatçısı olarak sürdürüyorum. Gençlere de şunu söylemek isterim. Türk müziğini sevmek için biraz tanımaya çalışsınlar. Türk müziğinin içinde çok hareketli, çok romantik, çok duygulu, her duyguya hitap eden birçok eser var. Biz, makam müziğiyle dünyaya gelmişiz. Ninnilerimiz hicazdır. Beş vakit ezan, belli makamlarda okunur. Bu atmosferde doğup büyümüş insanlarız. Bunlar, bizim kendi kültürümüzdür. Bunlara sahip çıkmak lazım."

Haber Ara