Dolar

32,3119

Euro

35,0621

Altın

2.278,19

Bist

8.994,47

Washington Büyükelçisi Kılıç'tan 'Dağlık Karabağ' değerlendirmesi

Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç:- 'Ermenistan yönetimi, Azerbaycan'ın uzun zamandır saldırı hazırlığı yaptığı söylemleriyle Azerbaycan'ı saldıran tarafmış gibi göstermeye çalışıyor. Ermenistan'ın 12 Temmuz'da Tovuz bölgesine saldırması Azerbaycan'a kendi toprakları içerisinde karşılık verme hakkı tanımıştır'- 'Türkiye, Azerbaycan'a hiçbir Suriyeli savaşçı yollamamıştır ve

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-10-09 04:06:35

Washington Büyükelçisi Kılıç'tan 'Dağlık Karabağ' değerlendirmesi
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'dan çıkmadığı sürece Minsk Grubu ve uluslararası toplum tarafından verilen diplomatik ve arabuluculuk çabalarının karşılıksız kalacağını vurguladı.

Washington merkezli World Affairs Councils kuruluşu tarafından düzenlenen görüntülü konferansa katılan Büyükelçi Kılıç, Türkiye'nin Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan çatışmalara yönelik tutumunu değerlendirdi.

Kılıç, konuşmasında Ermenistan'ın uluslararası toplum tarafından Azerbaycan toprakları sayılan Dağlık Karabağ bölgesinde işgalci pozisyonunda bulunduğunu hatırlatarak, Azerbaycan tarafından uzun süredir diplomatik olarak çözülemeyen Karabağ'a dair başlattığı operasyonun son derece meşru olduğunu belirtti.

Şu an yaşanan çatışmaları başlatan ilk saldırıların Ermenistan tarafından yapıldığına dikkati çeken Kılıç, "Ermenistan yönetimi, Azerbaycan'ın uzun zamandır saldırı hazırlığı yaptığı söylemleriyle Azerbaycan'ı saldıran tarafmış gibi göstermeye çalışıyor. Bu doğru değil. Ermenistan'ın 12 Temmuz'da Tovuz bölgesine saldırması Azerbaycan'a kendi toprakları içerisinde karşılık verme hakkı tanımıştır." dedi.

- "Azerbaycan ordusunun Suriyeli savaşçılara ihtiyacı yok"

Diğer yandan Türkiye'nin Azerbaycan'a Karabağ'da savaşmak üzere Suriyeki savaşçılar gönderdiği iddialarına yönelik bir soruya cevap veren Kılıç, söz konusu iddiaları reddetti.

Kılıç, iddiaların tam aksine Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarında savaşması için terör örgütü PKK mensuplarını kullandığına dair güvenilir kaynakların olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye, Azerbaycan'a hiçbir Suriyeli savaşçı yollamamıştır ve finanse etmemektedir. Azerbaycan'da böyle bir istekte bulunmadı. Yeteri kadar güçleri ve yeteri kadar askerleri var. Azerbaycan ordusunun kendisini koruması için Suriyeli savaşçılara ihtiyacı yok. Diğer taraftan, Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'daki askerleriyle beraber savaşmak üzere Kuzey Irak'tan PKK'lı terörist getirdiklerine dair güvenilir kaynaklar mevcuttur. Bu iddia, Ermenistan'ın kendi yaptıklarını ve sivilleri bombalama girişimlerini örtbas etme girişiminden başka bir şey değildir."

Dağlık Karabağ sorununun uluslararası toplum tarafından 30 yıldır göz ardı edildiğine ve konuya çözüm geliştirilebilmek için kurulan Minsk Grubu'nun verdiği çabaların şu ana kadar başarısız olduğuna vurgu yapan Kılıç, "Minsk Grubu'nun, 90'lı yıllarda da yaptığı gibi taraflar arasında ateşkes çağrısı yapıyor ama bu zamana kadar hiç bir gelişme yok. Şayet Ermenistan, Birleşmiş Milletler (BM) çağrısına kulak verip, işgal ettiği topraklardan şartsız bir şekilde çıkarsa, iki ülke arasındaki çatışmalar bir gecede biter. Buna odaklanmayan çabalar başarıya ulaşamaz." ifadelerini kullandı.

- S-400 yorumu

Büyükelçi Kılıç, konuşmasında ayrıca Doğu Akdeniz'de Yunanistan ile yaşanan gerginliğe ve Türkiye'nin YPG/PKK terör örgütüne dair mücadelesine yönelik açıklamalarda bulunurken, Türkiye'nin komşu ülkelerle her daim barışçıl ve diplomatik adımlar atmaya hazır olduğunu ancak ulusal çıkarlarını görmezden gelen ve güvenliğine zarar verecek hiçbir girişime de göz yummayacağını vurguladı.

Bununla birlikte, Türkiye'nin Rusya'dan aldığı S-400 hava savunma sistemini deneme planı ve Yunanistan Hava Kuvvetlerine ait ABD yapımı F-16 savaş uçakları üzerinde denediği yönündeki iddialara tepki gösteren Kılıç, şu ifadeleri kullandı:

"Böyle bir şey söz konusu değil. Bu silahlar denense dahi, üyesi olduğumuz NATO askeri kanallar aracılığıyla koordineli bir şekilde bilgilendirilmektedir. Ülkelerin kendini koruması meşru haklarıdır ve bu sistem savunma amaçlı alınmıştır. Toplu imha silahlarının arttığı bir dünyada Türkiye güvenlik endişesini gidermek zorundaydı. ABD ile yapılan görüşmeler her seferinde bir engele takıldı ve bizi 3 yıl boyunca beklettiler. Bu nedenle Türkiye gerekli adımı atarak, seçimini S-400'den yana yaptı."

Haber Ara