Dolar

32,5861

Euro

34,8602

Altın

2.495,11

Bist

9.688,82

'Varlık Fonu'na devirler bütçe hedeflerine zarar vermez'

Maliye Bakanı Naci Ağbal, gelişmenin bütçe hedeflerinin zarar görmesinin söz konusu olmadığını söyledi.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-02-08 14:44:51

'Varlık Fonu'na devirler bütçe hedeflerine zarar vermez'

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Türkiye Varlık Fonu'na (TVF) devredilen şirketlerin temettü gelirleri ve gayrimenkullerin bütçeye etkisinin 1 milyar lira düzeyinde olacağını belirterek, bütçe hedeflerinin zarar görmesinin söz konusu olmadığını söyledi.

Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, Borsa İstanbul ve Türksat'ın sermayelerinde bulunan Hazine'ye ait hisselerin tamamı, Türk Telekom'un yüzde 6.68 oranındaki Hazine'ye ait hissesi ile Eti Maden ve Çaykur'un TVF'ye aktarılmasına dair kararın Pazar günü yayımlanmasından sonra hafta başında da THY ve Halkbank'taki ÖİB'nin payları özelleştirme kapsamından çıkartılarak TVF'ye devredileceği açıklandı.

Kararname ile aynı zamanda bazı gayrimenkuller de TVF'ye devredildi.

Reuters'ın sorularını yanıtlayan Ağbal, "TVF'ye devredilen şirketlerin temettü gelirleri nedeniyle bütçeye aktarılacak milyarlarca liranın artık bütçeye girmeyeceği iddiaları tamamen afaki. Yapılan çalışmada yaklaşık 1 milyar TL'lik bir tutar hesaplandı. Yani bütçe içindeki payı son derece sınırlı… Hedefler zarar görmez" dedi.

Ağbal, bütçesinin kalemlerinde oluşabilecek eksiklikleri kendi bütçe planlamaları çerçevesinde değerlendireceklerini, bütçe politikasında ortaya konulan hedefler çerçevesinde gerekli adımları atacaklarını bildirdi.

"Bu ekonomik koşullar çerçevesinde bütçe açığı hangi seviyede olmalıdır buna bakıyoruz" diyen Ağbal, şöyle devam etti:

"IMF de yabancı kuruluşlar da Türkiye'nin bir mali alanı olduğunu, bu alanın da ekonomik ihtiyaçlar çerçevesinde ölçü kaçırılmadan kullanılabileceğini söylüyor… Esas olan bütçenin vergi gelirleri ile finanse edilmesi. Bu bir vergi artışı yapacağımız anlamına da gelmemeli. Önümüzdeki döneme dair bütçe açığı politikamız ne olacak, kamu gelirleri kamu harcamalarında ne tür tedbirler alıp mali disiplini devam ettirirken ekonomide yeni birtakım esneklilikler oluşturmaya bakacağız; bunun miksini yapacağız."

Özelleştirme tarafında TVF'ye devredilen şirketler nedeniyle bir gelir kaybı öngörmediklerini de kaydeden Ağbal, şunları söyledi:

"Bu sene 13 milyar TL özelleştirme gelir hedefi koyduk. Bu adımlar nedeniyle özelleştirme hedefimizi değiştirmedik, koruyoruz. Ortaya çıkabilecek ihtiyaca gayrimenkuller başta olmak üzere gelir üretecek diğer faaliyetlerle devam edeceğiz."

Ağbal, ÖİB'nin son gelişmeleri dikkate alarak bir çalışma yaptığını ve özelleştirme portföyünün gözden geçirilirken, ekonomiye kazandırılacak yeni alanların nasıl belirleneceğinin değerlendirildiğini belirtti. Ağbal ayrıca 13 milyar TL'lik hedefin 4 milyar TL'sinin ocak ayında tahsil edildiğini de belirtti.

TVF'nin hiçbir şekilde ÖİB gibi bir fonksiyonu olmadığının altını çizen Ağbal, "TVF yatırım yapan, kaynak üreten, ekonomik istikrara katkı yapan, para ve sermaye piyasalarında işlem yapan bir kuruluş olacak. ÖİB de yeni oluşan şartlarla farklı ve yeni özelleştirme alanları tespit ederek yoluna devam edecek" diye konuştu.

Ağbal, yeni dönemin ÖİB için yeni bir arayış ve tazelenme dönemi olacağının altını çizerek, şunları söyledi:

"ÖİB yeni fırsatlar üretecek. 'ÖİB özelleştirme geliri bütçeyi kurtarıyor, bu gelirleri mutlaka burada tutalım' demek önceden yapılan eleştirilerin bugün tersini söylemek olur. TVF'ye yapılan devirlerle birlikte bütçe hedeflerinin zarar görmesi söz konusu değil."

TVF'yi piyasaya çıkabilecek bir aktör haline getirmek için belli bir varlığa sahip olması gerektiğini ve bu portföyün oluşturulduğunu kaydeden Ağbal, "Şirket ve Fon kendi yapılanmasını gerçekleştiriyor. Önümüzdeki dönemde katma değer oluşturulabilecek başka alanlar da çalıştırılarak bunlar da TVF bünyesine alınabilir. Şu anda sırası oluşturulmuş ve bekletilen bir liste yok" dedi.

Ağbal, TVF'nin aktivite olarak kendini büyütürse piyasalarda kendinden beklenen rolü üstlenebileceğini belirterek, TVF'ye devredilen şirketler bugün hangi şartlar ile yönetiliyorsa devirden sonra da aynı şekilde yönetileceğini bildirdi.

Ağbal, fonların menkul kıymetleştirme dahil sermaye ve para piyasası araçlarını kullanarak kaynak ürettiklerinin altını çizerek, şunları söyledi:

"Ürettikleri kaynakları da çok daha etkin, verimli, stratejik alanlarda yatırıma dönüştürüp oradan kaynak üretme imkanına kavuşuyorlar. Özel şahısların ve şirketlerin elinde bulunan fonlar bile stratejik yatırıma girişiyor. Bazı yapılandırmalar gerçekleştiriyor ve elde ettiği kârı alıp sonra başka bir alana giriyor. TVF bir yatırım fonudur, bir harcama fonu değil. Uluslararası örneklerdeki yatırım fonları ne iş yapıyorsa ülkenin ekonomik gelişmesine içeride ve dışarıda fırsat oluşturan yatırımlara nasıl ortak olunuyorsa öyle ortak olunacak."

Ağbal, şu anda yurtdışındaki yatırım bankalarının, danışmanlık şirketlerinin, uluslararası bankaların, bazı ülkelerin yatırım fonlarının TVF'nin üzerinde olduğunu belirtti.

"Herkes TVF ile ilgili ne tür işbirliği, ortaklık yapabiliriz, hangi alanlarda birlikte işbirliği geliştirebiliriz arayışı içinde" diyen Ağbal, bu kurumların TVF ile temasa geçtiğini ve TVF'ye yoğun bir ilgi olduğunu ifade etti.

TVF'nin Türkiye'nin menfaatine olan, kaynak ihtiyacını karşılamada fırsat oluşturan her türlü yatırımın içine girebileceğini vurgulayan Ağbal, "Bu fonu süs diye kurmadık; süratli bir şekilde aktive olacak ve ilk işlemlerini bu yıl yapabilir. Stratejik düzeydeki yatırım kararlarının alınmasında temel belirleyici Fon, ülkenin çıkarları ne gerekiyorsa içeride ve dışarıda her türlü yatırım ve işbirliğine cesaretle girecek" dedi.

Haber Ara