Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği'nin (OİB) desteği, Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Otomotiv Teknoloji Platformu (OTEP), Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği'nin (TAYSAD) ortaklığı ve ABD merkezli Otomotiv Mühendisleri Derneği'nin (SAE International) işbirliğinde ilk kez düzenlenen Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı başladı.
Türkiye ve yurt dışından otomotiv mühendislerini, otomotivin geleceğini tartışmak üzere İstanbul'da buluşturan konferansın ilk gününde "otomotivde hafifleştirme" konusu masaya yatırıldı. Konferansın ikinci gününde ise "otomotiv mühendisliği eğitimi" ve "otomotiv sektöründe kariye" başlıklarına odaklanılacak.
SAE International Başkanı Cüneyt Öge, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, gelecekte otomotiv sektörünü radikal yeniliklerin beklediğini belirterek, otomotiv mühendisliğinde gelecek 35 yılı belirleyecek hikayenin, etkileri 2050 yılına gelindiğinde daha bariz hissedilecek iklim değişikliği olacağını söyledi.
Ulaştırma sektörünün gelecek 35 yılda kabuk değiştireceğini vurgulayan Öge, "Dünyadaki bütün araçların karbondioksit salımının yüzde 80 azaltılması lazım. Mühendislerin çözmekle sorumlu olduğu soru bu." dedi.
Öge, dünyada otomotiv üretiminin yer değiştirdiğine işaret ederek, 2022 itibarıyla imalattaki artışın yüzde 65'inin Asya-Pasifik bölgesinde gerçekleşeceğini, burada Çin ve Hindistan'ın başı çeken ülkeler olacağını bildirdi.
Otomotivde teknoloji, enerji verimliliği ve kullanım tercihlerinde de paradigma değişikliği yaşandığına dikkati çeken Öge, "2050 itibarıyla büyük ihtimalle hibrit araçların payı yüzde 50 seviyesine ulaşacak. Ayrıca sürücüsüz araç konseptinin yaygınlaştığını göreceğiz. Diğer taraftan artık gençler araba kullanma ve satın alma derdinde değil. Büyük kentlerde araçlar paylaşılıyor. İmalatçılar da artık verimlilik ve içten yanmalı motorların yüzde 50'nin üzerinde verim sağlaması konusunda ciddi çalışmalar yürütüyor." diye konuştu.
Yakıt verimliliğinin artırılması ve sera gazı emisyonunun azaltılması için alüminyum, karbonfiber, magnezyum ve kompozit maddelerin kullanımıyla araçların hafifletilmesine çalışıldığını anlatan Öge, yeni teknolojilerle araçların ürettiği karbondioksitin azaltılmasının mümkün olduğunu söyledi.
Öge, 2050 yılında 9 milyara ulaşacak dünya nüfusunun yüzde 85'inin büyük metropollerde ikamet edeceğini ve mega kentlerin yöneticilerinin otomotiv sektörünün önemli partnerleri olacağını belirterek, gelecekte otomotiv sanayisinde merkezde sadece donanımın bulunmayacağını, üreticilerin internete bağlı ya da sürücüsüz araçların dışarıdan bir siber saldırıya karşı korunmasından da sorumlu olduğunu kaydetti.
Cüneyt Öge, "Otomotiv mühendisliğinde yarış başladı. 2050'de her şey çok değişmiş olacak. Ufkumuzu genişletelim. Bütün değişimlere otomotiv sektörü hazırlıklı olmalı." yorumunu yaptı.
- "Otomotiv mühendisliğinin en önemli konularından biri hafifleştirme"
Konferansta Avrupa Otomotiv Araştırma Ortakları Derneği (EARPA) ve Avrupa Karayolu Taşımacılığı Araştırmaları Danışma Konseyi'ni (ERTRAC) temsil eden Fraunhofer Enstitüsü Bilgi Yönetimi Bölüm Başkanı Thilo Bein ise otomotiv mühendisliğinin gündemindeki en önemli konulardan birinin hafifleştirme olduğuna dikkati çekti.
Araçlarda hafif materyallerin kullanımının yakıt tüketimi ve seyir dinamiğinin yanı sıra emisyon azaltımı ve küresel ısınmayı önlemede de ciddi avantajlar sağlayacağını belirten Bein, otomotivlerin hafifleştirilmesi konusunda inovatif çözümler geliştirilse de bir aracın bütün yaşam döngüsüne bakıldığında çeliğin hala diğer malzemelere göre daha avantajlı olduğunu savundu.
Thilo Bein, "Kompozit çözümler çok daha masraflı ve çelik kadar uzun ömürlü değil. Ayrıca çelik, kompozit malzemelere göre üretim sırasında en az sera gazı salımına sebep oluyor. Ağırlıktan tasarruf etmenin başka yolları da var; örneğin tasarım. Dolayısıyla, ağırlığı azaltırken üretim teknolojilerindeki kaliteyi de bozmamak gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
IAEC Düzenleme Kurulu Başkanı Ali Göktan da Türk otomotiv sektörünün paydaşlarının bir araya gelerek düzenlediği konferans için SAE International ile işbirliği yapılmasının da önemli olduğunu dile getirdi.
Otomotiv sektörünün Türkiye'de teknolojik yeniliklerin ve Ar-Ge'nin lokomotifi olduğunu belirten Göktan, mühendisler ve akademisyenler dışında mühendislik öğrencilerinin de konferansın doğal bir paydaşı olduğunu sözlerine ekledi.
