Dolar

32,3679

Euro

34,9588

Altın

2.325,34

Bist

9.079,97

'Uluslararası Öğrenci ve Akademisyenler Sosyal Uyum Buluşması' Mersin'de yapılıyor

MERSİN (İHA) â€' Mersin Valisi Ali İhsan Su, bulunduğu konum, siyasi istikrar, sosyal ve ekonomik gelişmişlik ile göçmenlere yaklaşımı dolayısıyla Türkiye'nin göçmenler açısından bir cazibe merkezi haline geldiğini söyledi. Su, 'Önemli olan, göçü yönetebilmektir. Biz göç konusunu çok güzel yönetiyoruz' dedi.

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-02-24 14:01:22

'Uluslararası Öğrenci ve Akademisyenler Sosyal Uyum Buluşması' Mersin'de yapılıyor
MERSİN (İHA) â€" Mersin Valisi Ali İhsan Su, bulunduğu konum, siyasi istikrar, sosyal ve ekonomik gelişmişlik ile göçmenlere yaklaşımı dolayısıyla Türkiye'nin göçmenler açısından bir cazibe merkezi haline geldiğini söyledi. Su, "Önemli olan, göçü yönetebilmektir. Biz göç konusunu çok güzel yönetiyoruz" dedi.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM) Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) işbirliğinde Mersin'de 'Uluslararası Öğrenci ve Akademisyenler Sosyal Uyum Buluşması' gerçekleştirildi. Akdeniz Bölgesini kapsayan ve 'Akıl, bilim, mantık ve uyum" sloganıyla bir otelde düzenlenen toplantıya, Mersin Valisi Ali İhsan Su, GİGM Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok, GİGM Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu'nun yanı sıra Mersin, Isparta, Antalya, Burdur, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye ve Adana illerinde göç alanında çalışan akademisyenler ile Göç İdaresinde çalışan uzmanlar katıldı.

"Son 10 yılda Türkiye'de okuyan uluslararası öğrenci sayısında yüzde 75 oranda artış oldu"

Toplantının açılışında konuşan Mersin İl Göç İdaresi Müdürü Hüseyin Kemal İlday, Türkiye'nin göç hareketlerine karşı ciddi bir deneyimi olduğunu, son 150 yıl içinde birçok göç hareketini kendi bünyesine kabul ettiğini ve insani olarak yapması gerekenin ötesinde çalışmalar sergilediğini söyledi. Bundan sonraki süreçte de Türkiye'nin yardımına ihtiyaç uyan insanların yardımına koşmaya devam edeceklerini vurgulayan İlday, "192 farklı ülkeden 5 milyonu aşkın insanı ülkemizde misafir etmekteyiz. İnsanlar çeşitli nedenlerden ülkemize göç etmekte veya göç etmek zorunda bırakılmaktadırlar. Günümüzde ise öğrencilerin eğitim için ülkemize gelmelerinin gururunu yaşıyoruz. Ülkemizde son dönemde üniversite, araştırma merkezi, akademisyen sayısı ve uluslararası boyutta yüksek öğrenim alanında büyük bir değişim yaşanmaktadır. Son 10 yılda yüksek öğretim kurumlarımızda okuyan uluslararası öğrenci sayısında yüzde 75 oranda bir artış kaydedildi. Ve yine 25 bini burslu olmak üzere 148 öğrenci ile uluslararası arenada en fazla öğrenci ağırlayan ülkelerden biri halene geldik" diye konuştu.

Dünya genelinde kendi ülkesi dışında eğitim görenlerin sayısının hızla artış gösterdiğine işaret eden İlday, kendi ülkelerinden başka ülkede eğitim görenlerin sayısı 1975'de 800 bin iken 2010'da 4,5 milyona ve bugün 7,5 milyona ulaştığını dile getirdi. Yabancı öğrenci sayısının 2030 yılında 20 milyona çıkacağının tahmin edildiğini kaydeden İlday, "Diğer yandan tüm dünyada yüksek öğrenime kayıtlı öğrenci sayısı da hızla artmaktadır. 2009'da yüksek öğrenime kayıtlı öğrenci sayısı 170 milyon iken 2025'de bu sayının 262 milyon olacağı tahmin edilmektedir. Ülkemiz bu alandaki çalışmalarını öncelikli olarak diğer ülkelerle kurulacak ilişkiler açısından çok önemli bir fırsat olacağını değerlendirmektedir. Bizler Mersin İl Göç İdaresi olarak, Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüzün 2019 yılını 'uyum yılı' olarak ilan etmesi üzerine uyum çalışmalarımıza 2020 yılı içerisinde de hız kesmeden devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"Bugün dünyada 70 milyon kişi zorla yerinden edilmiş durumdadır"

BMMYK Uluslararası Koruma Müdür Yardımcısı Gökçe Saraydın da Nisan 2019'dan bu yana yürütmekte oldukları buluşmaların 3'üncüsü gerçekleştirdiklerini söyledi. Bugün dünyadaki bir çok insani kriz nedeniyle 70 milyon kişinin zorla yerinden edilmiş durumda olduğuna dikkat çeken Saraydın, "Bunun yaklaşık 25 milyonunu da uluslararası koruma arayışında olan ve uluslararası bir sınırı aşan mülteciler oluşturmaktadır. Yine bunların yarısını çocuklar oluşturuyor. Türkiye ise bugün yaklaşık 4 milyon mülteci ve sığınmacıya ev sahipliği yaparak, dünyada en çok mülteci barındıran ülke konumundadır. Türkiye, ev sahipliği yaptığı mültecilere koruma sağlama geleneğini sürdürmekte ve bu gelenek de Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile kapsamlı ve hak temelli bir çerçeveye oturtulmuştur. Kanunumuz sadece mültecilerin uluslararası korumaya erişimleri ve haklarını düzenlemekle kalmamış, aynı zamanda Türkiye'de mültecilerin potansiyellerinin oluşturulmasını sağlayacak sosyal uyum kavramını da yine yasal bir zemine oturtmuştur" şeklinde konuştu.

Sosyal uyumun sadece mültecileri ve yerel halkı ilgilendiren ikili bir süreç olmadığını, diğer birçok paydaşı ilgilendiren bir süreç olduğunu ifade eden Saraydın, akademisyenlerin de bu sürecin bir parçası olduklarını vurguladı. Bu kapsamda Türkiye'de akademisyenlerle işbirliği oluşturup, akademik çalışmaları izleyip, takip etmeye önem verdiklerini belirten Saraydın, Türkiye'de 2015'ten bu yana mülteciler üzerine yayınlanmış 160'ın üzerinde makale bulunduğu bilgisini verdi. Saraydın, "Özellikle Suriye krizinin başlarında bu akademik çalışmalar ivme kazanmış ve kamplar ile yasal mevzuat çerçevesinde şekillenmişti. Ancak son yıllarda görmekteyiz ki, bu akademik çalışmalar daha çok sosyal uyum alanında yoğunlaşmış durumda" şeklinde konuştu.

"Türkiye bir cazibe merkezi"

Mersin Valisi Ali İhsan Su ise göçün, insanlığın kaçınılmaz bir olgusu olduğunun altını çizdi. Dünyanın en merkezi yerinde bulunması, son yıllardaki siyasal istikrar, sosyal ve ekonomik gelişmeler, insan hak ve hürriyetlerindeki gelişmeler ile saygının, Türkiye'yi bir cazibe merkezi haline getirdiğine dikkat çeken Su, "Tüm bunlara ilaveten bizim insanlarımızın inancından, kültüründen kaynaklana insan sevgisi, insana bakış açısı, insanı yaratandan dolayı sevmesi ve kucaklaması da ayrıca herkes için ayrı bir cazibe merkezi oluşturuyor. Millet olarak bu imajımızın çok güçlü ve kuvvetli olması güzel bir şey" dedi.

Öte yandan, Türkiye'nin çevresindeki ülkelerde var olan istikrarsızlıklar, savaşlar ve açlıkların da göç olayını tetiklediğini kaydeden Su, "Önemli olan, göçü yönetebilmektir. Ülkemizde 5 milyon civarında göçmen var ama gururla söylüyorum ki; göç konusunu çok güzel yönetiyoruz. Dünyada bu konuyu en iyi şekilde yöneten bir ülkeyiz. Bu da bizim artı değerlerimizden. Çünkü biz insana insan olduğu için değer veriyoruz. 'Ondan istifade edelim, ondan yararlanalım, bize ne faydası olur' diye düşünmüyoruz. Onun insani ihtiyaçlarını karşılama noktasında elimizden gelen her şeyi yapmaya gayret ediyoruz. Bundan sonra da devam edeceğiz. Bunu güzel yönetmek önemli. Bunun gelecekte de Türkiye açısından sıkıntılar oluşturmaması için çok iyi yönetilmemesi gerekiyor. İnşallah daha güzel işler başaracağız, hep birlikte yapacağız. Göçün iyi yönetilebilmesi için de bakanlığımız her kesim ile çok ciddi çalışmalar yapıyor, 'neler yapabiliriz, neler yapmalıyız?' sorularını sorarak, cevap arıyor ve buna göre politika belirliyor. Yani biz göç politikalarımızı masa başında yapmıyoruz. Akademisyenler ve buna konu olan kişilerle görüşmelerle, ortaya çıkan bilimsel veriler ile yönlendiriyoruz" dedi.
VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara