Dolar

32,5969

Euro

34,7289

Altın

2.496,30

Bist

9.524,59

Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Başkanı Özdemir'den İmamoğlu hakkında suç duyurusu

Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir Özdemir, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından çocuklara dağıtılan kitapta Aleviliğin ayrı bir din gibi gösterilmesi nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-04-28 11:19:50

Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Başkanı Özdemir'den İmamoğlu hakkında suç duyurusu
Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir Özdemir, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından çocuklara dağıtılan kitapta Aleviliğin ayrı bir din gibi gösterilmesi nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan suç duyurusu dilekçesini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sundu. Dilekçede İmamoğlu'nun başkanlığındaki İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hediyesi olarak 100 bin çocuğa hediye paketi gönderdiği anımsatılarak, İmamoğlu'nun bu durumu "100 bin çocuğumuza 23 Nisan paketleri ulaşıyor. İstanbul'un çocukları özgür, mutlu ve Cumhuriyet ile büyüyecek" ifadeleri ile şahsi Twitter hesabından duyurduğu belirtildi. Dilekçede, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklara armağan edilen bu bayram dolayısıyla korona virüs salgını nedeniyle bayram coşkusunu her zamanki gibi yaşayamayan çocuklara bu şekilde bir hediye gönderilmesi her ne kadar iyi niyetli bir hareket gibi görünse de hediye kolisinin içerisinde yer alan çocuklar için özel hazırlanmış kitapçıkta Aleviliği aşağılayıcı nitelikte görsel ve ifadelere yer verilmiştir. Kitapçığın bir sayfasında farklı dinlerin temsilcileri resmedilmiştir. İslamiyet, Hristiyanlık ve Yahudilik olmak üzere üç temel semavi dini temsil eden üç din adamının yanında Alevilik inancını temsil etmek üzere Aleviliği temsil edebilecek niteliği haiz olmayan sıradan bir kişinin resmine yer verilmiştir. Kasıtlı bir şekilde kitapçığa konulan bu görsel ve açıklamalar Alevilik inancı hakkında yanlış bilgiler içermesinin yanı sıra öğrenme çağındaki gayri mümeyyiz çocukların zihinlerinde son derece sakıncalı imgeler uyandırabilecek mahiyettedir" ifadelerine yer verildi.

Aleviliğin Hz. Ali'yi sevmek ve onun soyunun yolundan gitmek olarak özendirileceği, İslam'ın Ehl-i Beyt sevgisinin öne çıkarılmış şekli olduğu belirtilen dilekçede, şunlar kaydedildi:

"Alevilik, uygulamada ve öğretide İslam dininin bir mezhebi olarak, bir tarikat olarak, bir tasavvufi anlayış olarak tanımlanmışsa da İslam dininden bağımsız ayrı bir din olarak tanımlanması olanaklı değildir. Öğreti ve uygulamadaki bu farklı tanımlar Aleviliğe zarar verecek nitelikte değilken, Aleviliği İslam dininden kopuk bir şekilde tanımlamak gerek Alevilik, gerekse Aleviler açısından onulmaz yaralar açacak, toplum genelinde bir ekseninde gerçekle bağdaşmayan bir ayrım oluşturacaktır. Mezkur kitapçıktaki bilgilere dayalı olarak Alevi çocukların arkadaşlarından Müslüman olup olmadığına ilişkin sorular duymaları dahi gelişme çağındaki çocukların psikolojileri açısından son derece olumsuz neticelere yol açabilecektir."

Bu tarz hassas konuları idrak ve yorumlama kabiliyetine henüz erişmemiş çocukların zihnine farklı dinlere mensubiyet algısının bilinçli olarak yerleştirilmesinin hukuk düzenince korunmaması gerektiği kaydedilen dilekçede, "Suça konu görselde İslamiyet'e temsilen bir imam, Hristiyanlığı temsilen bir papaz, Yahudiliği temsilen bir haham resmedilmiş ancak Aleviliği temsilen bir Alevi dedesi yerine sıradan bir kişi resmedilmiştir. Bu durum da mezkur kitapçıkta yer alan görsel ve açıklamaların Alevilik kültürünü yansıtmaktan uzak ve kasıtlı bir şekilde zarar verme amaçlı olduğunu gösterir niteliktedir" denildi.

Suça konu kitapçıkta yer alan diğer kısımlarda İmamoğlu'nun halkı ayrıştırmayı, mezhep çatışması oluşturmayı ve halkı direniş kisvesi altında isyan hareketlerine teşvik etmeyi amaçladığı savunulan dilekçede, "Sandığın, diğer bir ifadeyle halkın seçimlere yönelik iradesinin demokrasi açısından yetersiz olduğu, halkın galeyana gelerek mevcut yönetime başkaldırmasının gerektiği küçük yaştaki zihinlere empoze edilmek istenmiştir. Halkın dini ve mezhebi değerlere dayalı olarak ayrışmasını amaçlayan, yakın tarihte örneklerini görmüş olduğu isyan hareketlerine girişmesini hedefleyen ve bu doğrultuda henüz okul çağındaki çocuklar üzerinden algı operasyonu oluşturan bu eylemler, TCK'nın 216. maddesinde suç olarak tanımlanmıştır. Bu bağlamda yalnızca toplumun bir kesiminin benimsemiş olduğu değerleri değil, bütün toplumun salahiyetini muhafaza etmek açısından iş bu suç duyurusu dilekçesini sayın savcılığınıza sunma zaruriyetimiz hasıl olmuştur" ifadelerine yer verildi.

Dilekçede, İmamoğlu hakkında "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan dava açılması istenildi.

Haber Ara