Putin, Moskova'da düzenlenen yıllık basın toplantısında, Rusya'nın ekonomisi, iç ve dış politikası ile uluslararası güncel konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov'un moderatörlüğünü yaptığı basın toplantısı yaklaşık 3 saat 40 dakika sürdü.
Toplantıya Rus ekonomisine ilişkin son gelişmeleri değerlendirerek başlayan Putin, "Ekonomimiz bu yılın ilk 10 ayında yüzde 1,7 oranında büyüdü. Halkın reel gelirlerindeki artış ise yüzde 0,5 seviyesinde. İşsizlik oranı ise tarihin en düşük seviyelerine geriledi." diye konuştu.
Rus bütçesinin 2011'den bu yana ilk kez açık vermediğine işaret eden Putin, "Altın ve döviz rezervlerimiz ilk 10 ayda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7 artarak 464 milyar dolara ulaştı." dedi.
Rusya'nın ulusal projeler için toplam 308 milyar dolar bütçe ayırdığını anlatan Putin, "Bunun 96,5 milyar dolarlık kısmı sadece altyapı harcamalarına ayrılacak." ifadesini kullandı.
- ABD'nin Suriye'den çekilmesi
Putin, Trump'ın, Suriye'de terör örgütü DEAŞ karşısında zafer kazanıldığı yorumuna genel olarak katıldığını belirtti.
Suriye'de teröre karşı önemli mesafeler alındığına işaret eden Putin, şunları söyledi:
"ABD Başkanı Donald Trump'ın, Suriye'de DEAŞ karşısında zafer kazanıldığı yorumuna genel olarak katılıyorum ancak bu terör örgütlerinin, artık Afganistan ve civar ülkelere sızma tehlikesi de söz konusu. Kendi ülkelerine dönmeleri gibi bir risk de var. Bu da ABD, Rusya, Avrupa ve Orta Asya için tehlike oluşturuyor."
Putin, ABD'nin Suriye'den çekilmesini açıklamasının ne manaya geldiğini henüz anlayamadığını dile getirerek, "Şu anda Suriye'den çekildiklerine dair herhangi bir emare görmedik. Yıllar önce Afganistan'dan da çekileceklerini söylemişlerdi ancak hala oradalar." şeklinde konuştu.
Suriye'de siyasi çözüme yönelik sürecin devam ettiğini kaydeden Putin, "ABD'nin Suriye'deki varlığı yasa dışıydı. Rusya olarak İstanbul zirvesinde Türkiye, Almanya ve Fransa ile aldığımız karar doğrultusunda, Suriye anayasa komitesinin kurulması için elimizden geleni yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Atatürk seçkin bir figür"
Mustafa Kemal Atatürk'e nasıl baktığına ilişkin soru üzerine Putin, "Türk tarihinde çok önemli şeyler yapan seçkin bir figür ve Rusya'nın önemli bir dostuydu. Bu bizim için çok değerli. Ülkelerimiz arasındaki iş birliğinin temelini attı ve Türkiye'nin bütünlüğünü korumak için çok emek verdi." dedi.
Putin, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin iyi şekilde ilerlediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bağlarımız güçleniyor. Türkiye'nin Suriye'de gözettiği ulusal çıkarlarına saygı duyuyoruz. Tüm konularda hemfikir olmasak da uzlaşabiliyoruz. Türkiye, bir NATO üyesi olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önemli rolüyle bağımsız bir dış politika güdüyor ve bunun böyle devam etmesini umuyoruz."
- Ukrayna'da bağımsız Ortodoks Kilisesi kurulması
Ukrayna'da, Fener Rum Patrikhanesinin verdiği karar çerçevesinde yeni birleşik bağımsız Ortodoks Kilisesi kurulmasını değerlendiren Putin, "Bu adım bir bölücülük. Ukrayna'daki Ortodoks dünyasına ilişkin gelişmeleri aklım almıyor. Devlet, kilisenin işlerine doğrudan karışıyor." diye konuştu.
Gelişmelerden Fener Rum Patriği Bartholomeos'u sorumlu tutan Putin, "Bence Bartholomeos'un asıl motivasyonu para. Ukrayna'da kurulan bağımsız Ortodoks Kilisesini kontrol altına alarak bu durumdan kar sağlayacak." iddiasında bulundu.
- Nükleer silahlanma yarışı ve Kaşıkçı cinayeti
Putin, uluslararası silahsızlanma anlaşmalarının bozulmaya başladığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nükleer savaş çıkmasına ilişkin bir senaryo görmezden geliniyor ancak bu tüm medeniyetin ve dünyanın yok olmasına neden olabilir. ABD şimdi Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler (INF) Anlaşması'ndan çekiliyor. Sürecin nasıl gelişeceğini tahmin etmek çok güç. ABD'nin geliştirdiği orta menzilli füzeler Avrupa'ya yerleştirilirse biz ne yapabiliriz? Elbette güvenliğimizi artıracağız. Biz bir avantaj sağlamıyoruz, sadece denge kurarak güvenliğimizi sağlıyoruz."
Çifte ajan Sergey Skripal'in İngiltere'de zehirlenmesini konusuna da değinen Putin, şunları kaydetti:
"Skripal hayatta ancak yine de Rusya'ya yaptırım uygulanıyor. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı ise öldü ancak herhangi bir yaptırım uygulanmıyor. Batı Rusya fobisi üzerinden çifte standartlı siyaset uyguluyor. Skripal olayı olmasa başka bir bahane bulurlardı."
