Dolar

32,6958

Euro

34,9101

Altın

2.506,68

Bist

9.524,59

Türkiye Ekonomi Zirvesi

Başbakan Yıldırım: (2)- 'Güçlü sermaye yeterliliği ve risklere karşı korunmuş bankacılık sistemimiz bugün de aynı şekilde devam ediyor. Bankalar yüksek faizden hoşnut değilmiş. Elinizi mi tutan var, indirin kardeşim, indirin. Vatandaş da hoşnut değil, istiyorsanız indirirsiniz'- 'Birtakım konjonktürel ve kısa dönemli dalgalanmaları görüp asla ve asla ümitsizliğe kapılmanızı istemiyoruz. Çünkü g

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-22 18:40:23

Türkiye Ekonomi Zirvesi
Başbakan Binali Yıldırım, "Güçlü sermaye yeterliliği ve risklere karşı korunmuş bankacılık sistemimiz bugün de aynı şekilde devam ediyor. Bankalar yüksek faizden hoşnut değilmiş. Elinizi mi tutan var, indirin kardeşim, indirin. Vatandaş da hoşnut değil, istiyorsanız indirirsiniz." dedi.

Yıldırım, Hilton Bomonti Otel'de düzenlenen "Türkiye Ekonomi Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, çarkların bu kadar uyumlu ve başarılı dönmesinin, birçok badireye rağmen ekonominin sağlam temellerde emin adımlarla geleceğe ilerlemesinin bazı çevreleri rahatsız ettiğini söyledi.

Durmadan Türkiye ekonomisi hakkında "felaket senaryoları" yazıldığına dikkati çeken Yıldırım, "Bugün döviz kurları üzerinde manipülasyonları görüyoruz. Türkiye ekonomisi, sağlam temelleri ve istikrarıyla güçlüdür, şoklara, her türlü müdahalelere rağmen dirençlidir. Bu, geçtiğimiz 15 yıl içerisinde çeşitli vesilelerle test edildi, gördük ve bu testlerden ekonomimiz başarıyla çıkmıştır." ifadesini kullandı.

Spekülasyoların döviz kurlarında kısa vadede dalgalanmaya sebep olduğuna da işaret eden Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama Türkiye, bütün bu şoklara karşı direnç göstererek, büyümesini sürdürüyor. Türkiye, ekonomik reformlarla bundan sonra, önümüzdeki yıllarda orta vadeli plan uygulaması çerçevesinde direncini daha da artıracak. Uzun vadede felaket tellallığı yapanlar, yine ters köşe olacak, hüsrana uğrayacak. Yatırımcılarımız, esnafımız, KOBİ'lerimiz, küçük, büyük, orta işletmelerimiz, herkes müsterih olsun, yatırım planlarını değiştirmesin, daima ileriye bakmaya devam etsin. Çünkü gelecek Türkiye'nindir, gelecek milletimizindir. 15 yılda nice spekülasyonlara, faiz lobilerinin sıkıştırmalarına, küresel finans simsarlarının ayak oyunlarına rağmen, biz Türkiye'yi üçe katladık. 2003'ten 2016'ya gelirken, milli gelirimiz 300 milyar dolarlardan 800 milyar dolarların üzerine ve kişi başına milli gelir de 3 bin 200 dolardan 11 bin dolara yaklaşmıştır. Bizim işimiz söylentilere kulak asmak değil, yeni bir geleceğin inşası için icraat yapmaktır. Türkiye, 2023 hedeflerine Gazi Mustafa Kemal'in bize gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine kararlılıkla ilerlerken, laf üstüne laf koyan, felaket tellallarına değil, taş üstüne taş koyan çalışkan bir siyaset anlayışına bugün düne göre daha fazla ihtiyaç duymaktadır."


- "Türkiye ekonomisi her türlü şoka karşı sağlam"

Bu anlayışın 15 senedir Türkiye'ye birçok başarı kazandırdığını, Türkiye ekonomisinin her türlü şoka, manipülasyona karşı sağlam olduğunu her defasında ispatladığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, bunun için öncelikle kamu kesimi, bankacılık ve reel sektöre bakmak gerektiğini dile getirdi.

Kamu maliyesi açısından Türkiye'nin Avrupa'nın en güçlü ülkeleri arasında yer aldığını, bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 2 civarında olduğunu kaydeden Yıldırım, "Ocak-Ekim döneminde bütçe gelirleri 510 milyar, vergi gelirleri 431 milyar olmuştur. Vergi gelirleri performansı da göstermektedir ki ekonomi canlanmaya, canlı kalmaya devam ediyor. Eğer kazanç olmazsa, üretim olmazsa, istihdam olmazsa vergi tahsilatı da olmaz. Vergi performansına baktığımızda Türkiye'de üretimin, yatırımın, istihdamın devam ettiğini görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye için, "Güçlü ekonomik büyümesi ve yönetilebilir kamu borcu göstergeleri kredi için kilit öneme sahip olup, bu, diğer ülkeler açısından örnek alınacak bir niteliktir." dediğini aktaran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu kimin için söylüyor? Türkiye için söylüyor. Bunlara ne yaparsanız yapın, böyle lafları kolay söylemezler ama onlar söylemiyor, ekonomimiz söyletiyor, Türkiye'nin başarısı onlara bu lafları söyletiyor. Ama ne söylerse söylesinler, biz önümüze bakacağız, işimize bakacağız. Ülkenize güvenin arkadaşlar, milletinize güvenin. 'Efendim dalgalanma oldu, şöyle oldu böyle oldu..." Bunlar gelip geçicidir. Türkiye neleri gördü neleri... Yüzde 80, yüzde 100, yüzde 7 bin 500 faizleri gören bir ülke... Enflasyon oranları çift haneli onlarca yıl süren bir süreçten bugünlere geldi. Birtakım konjonktürel ve kısa dönemli dalgalanmaları görüp, asla ve asla ümitsizliğe kapılmanızı istemiyoruz. Çünkü göstergeler ortada. Bizim döviz ihtiyacımız var, finans tarafında biraz problemlerimiz var ama bunlar da hepsi çözülebilecek nitelikte. Ekonomimizin büyüklüğü içerisinde, ekonomimizin vadettiği gelecek içerisinde bu ihtiyaç bir sorun teşkil etmeyecek, bir krize asla neden olmayacak."


- "Bankacılık sektörü dayanıklılığını ispat etti"

Bankacılık sektörünün de 2007, 2008 ve 2009 yıllarındaki finansal çöküşte dünyaya örnek olduğunu ve dayanıklılığını ispat ettiğini vurgulayan Yıldırım, güçlü sermaye yeterliliği ve risklere karşı korunmuş bankacılık sisteminin, bugün de aynı şekilde devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Bankalar yüksek faizden hoşnut değilmiş. Elinizi mi tutan var, indirin kardeşim, indirin. Vatandaş da hoşnut değil, istiyorsanız indirirsiniz. Eğer bir şeyi istemiyorsanız muhakkak istemediğinizi terk etmek, istediğinizi elde etmek için bir azim ortaya koymak lazım, bir gayret ortaya koymak lazım. Bir sarmala girmenin anlamı yok. Daha büyük bir sonuç için, bazı küçük, kısa vadeli menfaatleri terk etmesini ve ortak bir platformda buluşmasını finans piyasamız mutlaka başarmalıdır. Eğer siz burada birtakım yeni açılımlar ortaya koymazsanız, gelecekte bunun olumsuz etkilerini en önce siz yaşayacaksınız. O bakımdan burada finans piyasamız, hükümetimiz hep beraber, Merkez Bankamız, el birliğiyle kendi yerli ve milli kaynaklarımızı harekete geçirerek, bu süreçlerde üzerimize oynanan oyunları bozabilmeliyiz, bunu yapacak gücümüz ve kabiliyetimiz var. Biz hükümet olarak tabii ki gereken her türlü tedbirleri alacağız. Merkez Bankası kendi tedbirlerini alacak, hükümet kendi tedbirlerini alacak. 2017 için ne yaptık? Hemen gördük riski, kararlarımızı aldık, KGF'yi (Kredi Garanti Fonu) devreye soktuk ve çarkın dönmesini sağladık. Sağ olun, siz de bankalar olarak elinizi taşın altına koydunuz ve böylece 2017 için önümüze konan o felaket tablolarını ters yüz ettik ve 2017'de dünyada parmakla gösterilen, büyüyen ülkeler arasında yerimizi aldık. 2018 için de aynı şeyleri söylüyorum. Bu durumlar gelip geçicidir. Türkiye, 2018'de 2017'den aşağı kalmayacaktır. Büyümeye devam edeceğiz, yatırıma devam edeceğiz, üretime devam edeceğiz. Onun için, durmak yok, yola devam arkadaşlar."

(Sürecek)



Haber Ara