Dolar

32,5996

Euro

34,7867

Altın

2.505,32

Bist

9.456,60

Türkiye'de obezite oranı yüzde 17

Devlet Hastanesi Eğitim Hemşiresi Zeynep Fatma Erduran, Türkiye'de obezite oranı yüzde 17 olduğunu anlatarak, 'Ülkemizde kadınların yüzde 20,9'u, erkeklerde ise yüzde 13,7'sinin obez olduğu görülmektedir' dedi.

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-10-21 14:14:00

Türkiye'de obezite oranı yüzde 17
Devlet Hastanesi Eğitim Hemşiresi Zeynep Fatma Erduran, Türkiye'de obezite oranı yüzde 17 olduğunu anlatarak, "Ülkemizde kadınların yüzde 20,9'u, erkeklerde ise yüzde 13,7'sinin obez olduğu görülmektedir" dedi.

Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında düzenlenen bir protokol kapsamında Pazaryeri Devlet Hastanesi Eğitim Hemşiresi Zeynep Fatma Erduran, ilk ve ortaokul öğrencilere okul sağlığı; öğrencilerin ve okul çalışanlarının sağlığının değerlendirilmesi, geliştirilmesi, sağlıklı okul yaşamının sağlanması ve sürdürülmesi gibi konularda eğitim verdi. Okul çağı, hızlı öğrenme, bilgi ve beceri kazanma ve etkilenme dönemi olduğunu anlatan Erduran; Alışkanlıklar bu dönemde oluşmaya başlar. Büyüme ve gelişme sürecinin olduğu okul çağı dönemde alınacak koruyucu önlemler ileriki yaşlarda genel sağlık durumu üzerinde etkili olabilecek yararlar sağlayacaktır. Fiziksel aktivite Günlük yaşam içerinde iskelet kasları kullanılarak yapılan ve enerji harcamasını gerektiren her hareket fiziksel aktivite olarak tanımlanır. Egzersiz Fiziksel uygunluğu bir veya daha fazla bileşeninin korunmasını veya geliştirilmesini amaçlayan düzenli planlanmış ve tekrarlı fiziksel aktivitelerdir. Spor Belirli kurallar içerisine yapılan genellikle yarışma amacı taşıyan lisanslı amatör ve profesyonel sporcuların gerçekleştirdiği aktivite türüdür. Diğer yandan semt sahalarına oynanan basketbol futbol gibi aktiviteler de günlük yaşamda spor olarak yerleşmiştir" dedi.

"Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması obeziteye yol açar"

Erken yaşta obezitiye değinen Hemşire Erduran, "Obezite genel olarak vücuda besinler ile alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olmasından kaynaklanan ve vücut yağ kitlesinin, yağsız vücut kitlesine oranla artması ile açıklanan kronik bir hastalıktır. Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır. Günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra gelen ikinci önemli nedeni obezite, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları gibi pek çok sağlık probleminin oluşmasına zemin hazırlamakta, hayat kalitesi ve süresini olumsuz yönde etkilemektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) obeziteyi en riskli 10 hastalıktan biri olarak kabul ederken, yine aynı örgüt tarafından yürütülen son araştırmalarda obezitenin kanserle yakın ilgisi olduğu belirlenmiştir" dedi.

"Türkiye'de obezite oranı yüzde 17'dir"

Pazaryeri Devlet Hastanesi Eğitim Hemşiresi Zeynep Fatma Erduran, obezitenin en önemli risk faktörlerinin fiziksel aktivitede azalma, beslenme alışkanlıkları, yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, evlilik, doğum sayısı ve genetiğin oluşturduğu söyledi. Kalıtsal olarak da geçebilen obezite özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızla yayılmakta olduğunu anlatan Erduran, sözlerine şöyle devam etti;

"Ülkemizde ise kadınların yüzde 20,9'unun obez olduğu görülmektedir. Erkeklerde ise bu oran yüzde 13,7'dir. Toplamda ise Türkiye'de obezite oranı yüzde 17'dir. Yol açtığı hastalıklarla birlikte sağlık harcamalarında en önemli yeri tutan obezitenin birçok kronik hastalıkla yakından ilişkili olduğu bilinmektedir. Bu nedenle obezitenin etkenlerinin ve tedavi seçeneklerinin iyi bilinmesi, obezite ve komplikasyonlarının ideal tedavisinin tespit edilebilmesi açısından önemlidir. Obezite tedavisi ise bireyin kararlılığı ve etkin olarak katılımını gerektiren, tedavisi zorunlu, uzun ve süreklilik arz eden bir süreçtir. Obezitenin etiyolojisinde pek çok faktörün etkili olması, bu hastalığın önlenmesi ve tedavisini son derece güç ve karmaşık hale getirmektedir. Bu nedenle obezite tedavisinde hekim, diyetisyen, psikolog, fizyoterapistten oluşan bir ekip gerekmektedir. Obezite tedavisinde amaç, gerçekçi bir vücut ağırlığı kaybı hedeflenerek, obeziteye ilişkin morbidite ve mortalite risklerini azaltmak, bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir. Vücut ağırlığının 6 aylık dönemde yüzde 10 azalması, obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde önemli yarar sağlamaktadır."

Haber Ara