Dolar

32,3346

Euro

35,2006

Altın

2.247,92

Bist

8.718,11

Türk öğrencilerin Almanya'da şüpheli ölümü: Dursun Karadavut ve Mert Çokluk

Berlin'de Erasmus programı kapsamında eğitim alan Postdam Üniversitesi öğrencisi Dursun Karadavut Temmuz ayında, master için Nürnberg Üniversitesi'ne kayıt yaptıran Bursalı Mert Çokluk ise Ekim ayında Almanya'da ölü bulundu. İki olay arasında yaklaşık 3 ay bulunuyor.

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-10-20 15:55:28

Türk öğrencilerin Almanya'da şüpheli ölümü: Dursun Karadavut ve Mert Çokluk

Almanya'da biri 16 Temmuz'da, biri de 4 Ekim'de olmak üzere iki ayrı ölüm vakası yaşandı. Her ikisi de Türk olan iki öğrenci ölü bulundu. Bunlardan Dursun Karadavut'un intihar ettiği belirtilirken, ailenin itirazı üzerine konu olaydan 7 gün sonra araştırılmaya başlandı. Bir diğerindeyse ölüm haberi aileye olaydan 6 gün sonra ulaştırıldı. Açıklama yapılmadan ve incelenmeden gönderildiği belirtilen cesedi gören aile oğullarına işkence edildiğini söylüyor ve yetkililerdne yardım istiyor.

İşte ayrıntılar: 

ERASMUS ÖĞRENCİSİ DURSUN KARADAVUT

Necmettin Erbakan Üniversitesi Almanca bölümünde okuyan 24 yaşındaki Dursun Karadavut isimli öğrenci Erasmus programı ile Almanya'ya gitti. Karadavut, yaklaşık 2 yıl kaldığı Berlin kentinde bulunan Postdam Üniversitesinden mezun olan ve lisan eğitimine devam ederken, aynı bölgedeki bir yurtta kalıyordu.

Konsolosluk çalışanları, 16 Temmuz günü aileye bir Türk vatandaşının intihar ettiği ve ardından yapılan kimlik tespiti sonucu cenazenin Dursun Karadavut'a ait olduğunun belirlendiğini söyledi.

Öte yandan Alman basınında çıkan haberlerde Karadavut'un Türk olduğu belirtilmedi.

"KARDEŞİM İNANÇLI BİR İNSANDI, İNTİHAR ETTİĞİNE İNANMIYORUM"

Hayatını kaybeden Dursun Karadavut'un kız kardeşi Esmanur Karadavut; "Abim gayet inançlı bir insandı ve hiç kimseyle problemi yoktu. Arkadaşlarıyla görüştüm 'kesinlikle intihar edecek birisi değil' dediler. Ben de inanmıyorum. Çok sevilen bir kişiliği var 5. kattan düştüğü söylendi. Olay meçhul, doğru bir bilgi bize gelmedi" dedi.

1_2
Dursun Karadavut

Berlin Başkonsolosluğu'nun devreye girmesiyle Potsdam savcılığı, 23 Temmuz'da Karadavut'un ölümünü araştırmak üzere soruşturma açtı. Fakat soruşturmanın akıbetine ilişkin herhangi bir bilgi paylaşılmadı.

MASTER ÖĞRENCİSİ MERT ÇOKLUK

Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Matematik Bölümü'nü derece ile bitirdikten sonra master yapmak için Almanya'nın Nürnberg şehrindeki Nürnberg Üniversitesi'ne kayıt yaptıran Bursalı Mert Çokluk (24) ise 4 Ekim günü Nümberg Tren İstasyonu'nda ölü bulundu.

Çokluk'un ölüm haberi, ailesine, Alman makamlarınca İstanbul Konsolosluğu aracılığıyla 6 gün sonra bildirildi. Aileye, oğullarının nasıl öldüğüne dair bilgi verilmediği öğrenildi.

Mert Çokluk'un 9 Ekim'de üniversitede master sunumu yapmaya hazırlandığı, en son ailesi ile ölü bulunduğu günün sabahı telefonla görüştüğü belirtildi.

Çokluk'un ölümü konusunda ailenin şüpheleri bulunuyor. Bu kapsamda baba Bekir Çokluk ile görüşen Caner Taşpınar, babanın ifadelerini üç gün önce (17 Ekim) Oda TV'de aktardı. Sitede "Üzerinde çalıştığı yazılım alınmış işkence edilmiş" başlığıyla yayınlanan yazıya göre baba Bekir Çokluk şunları söyledi:

Geçen hafta bugün, tarlada ilaç atarken mahalle muhtarı aradı, ‘Almanya'da okuyan oğlun var mı' dedi, ‘var' dedim. ‘Konsolosluktan aradılar' dedi, numara bırakmışlar, aramamız lazımmış. Bu arada mastırını bitirip Hollanda'da üniversitede doktoraya başlayacaktı Kasım'ın 1'inde. Ben de kendimi teselli ediyordum, inşallah o işler içindir, konsolosluk hayra aramıştır, bir yanda da içime kor düştü, bıraktım traktörü muhtarın yanına gittim. Aradık verdikleri numarayı, ‘polis kayıtlarına göre 5 Ekim sabah 7:40'da Mert Çokluk vefat etmiştir'. Dünyam yıkıldı. ‘Nasıl olduğuna dair bizde de bir ayrıntı yok' dediler. Emniyet müdürümüz daha önce oralarda görev yapmış, olayın doğruluğunu teyit etti.

2532417_ae6200800533b4aaba8d63c9fb530b8e
Mert Çokluk

MEKTUP BİLMECESİ

O arada biz tanıdık bir ağabeyimize, ‘bizim adımıza avukat tutmaya yetkilidir' diye vekalet verdik, vekalet gider gitmez konsolosuktan bizi tekrar aradılar; ‘cenazenizi otopsi istemediğinize dair vekalet verirseniz, bu akşam uçağıyla gönderebiliriz' dediler. Bir de kafamızı karıştıran ‘üzerinden anneye, babaya verilmek üzere mektup çıktı' dediler. Biz de şaşırdık, bir akşam önce kardeşiyle yetmiş dakika telefonla görüşmüşler, gülüşmüşler, çok neşeliydi, özellikle son zamanlarda, Hollanda'da kalacağı pansiyonu, her şeyi ayarlamıştı. Bu arada Türkiye'ye gelecekti izine, bugünlerde 15 günlüğüne ziyaretimize gelecekti. Başımıza bu geldi. Biz vekaleti verirken, konsolosluk işlemleri hızlandırdı, ben de bu işleri bilen tecrübeli kişilere sordum ‘göndermeleri iyi olur, darp falan olsa otopsi yapmadan gönderemezler zaten' dediler. Biz de bunun üzerine cenazemizi istedik.

"İŞKENCE EDİLMİŞ"

"Erlangen Cami İmamı aradı, ‘Cenazenizi yıkayıp kefenleyip öyle mi gönderelim?' diye sordu. Ben de ‘vaktiniz varsa öyle yapalım' dedim. ‘Ne demek bizim vazifemiz' dedi. Aradan bir saat geçti, imam tekrar aradı; ‘Bekir Bey biz cenazeyi yıkamadık, bilgi vereyim diye aradım' dedi. Öyle deyince şüphelendim, ‘Hocam darp falan var mı çocuğun üzerinde, kurşun izi, kesik gördünüz mü?' diye sordum. İmam da bana ‘ben yıkamayacaktım, kardeşim yıkayacaktı, var ki o nedenle yıkamadı' dedi. İmamın kardeşi imama ‘İstanbul Adli Tıp Kurumu otopsi yapmadan bırakmaz' demiş. İmam bana bunu aktardıktan sonra ‘şimdi yıkasak otopsiden sonra yeniden yıkanması gerekecek' dedi.

Akşam uçağıyla geldi cenazemiz, sabaha karşı fotoğrafladı Ataşehir savcısı cesedi. Vücudunu çoğu yerinde kırık var, ayak tırnağının biri bile sökülmüş çocuğumun. Çok işkenceler edilmiş… Savcı, ‘trafik kazası gibi görülüyor' demiş ama sonradan yıkarken gördük ki çok işkenceler edilmiş.”

Savcının raporuna göre gece 03:30 sıralarında hayatını kaybetmiş” diyen Baba Çokluk, cesedin bulunduğu saat ve yer bakımından “öldürüp atılmış” olabileceği iddiasının kuvvetlendiğini öne sürdü.

Baba Çokluk, “Sabah 07:40'ta yaya trafiğine kapalı tren istasyonunda cesedi bulunuyor. Orada yaşayan Türk komşularımızın bize verdiği bilgilere göre; 07:40 sıralarında cesedin bulunduğu istasyonda iki trenden birinde yangın çıkıyor. İtfaiye gidip yangını söndürüyor. İtfaiye mi bulup polise bilgi verdi, belki de cesedi trenin içine koydular, cesedi yakmak mı istediler, ama bunları tam öğrenemedik” diye konuştu.

“NE BİLGİSAYARI NE CEP TELEFONU HİÇ BİRİNE ULAŞAMADIK”

Alman yetkilileri açıklama yapmıyor, ne bilgisayarı ne cep telefonu hiç birine ulaşamadık” diyen baba Çokluk, şu iddiayı ortaya attı: “Üzerinde çalıştığı yazılım da elinden alınmıştı. Bu nedenle başına bunlar mı geldi, bilmiyoruz.”

“Mektuptan bahsediyor Alman makamları yakınlarımız aracılığıyla biz öğrendik mektubun içeriğini kız kardeşinin ağabeyi ODTÜ'de okurken ilkokul ödevi nedeniyle yazdığı bir mektup ve ağabeyi de hatıra diye saklıyormuş cüzdanında. Yani intihar mektubu değil. Başka mektup var mı, bilmiyoruz.”

“Oğlumuzun arkadaşları vardı, ancak hepsi yoğun çalışıyorlardı” diyen Baba Çokluk arkadaşlarından bilgi alamadıklarını ise şöyle açıkladı: “Öğrendikten sonra aradık ve biz haber verdik. Bir arkadaşı ‘Ağustos sonunda görüşmüştük' dedi. Bir başkası ‘5-6 kez çay içmiştik' dedi. Hepsi harıl harıl şirketlerde ve okullarda çalışan çocuklar… O nedenle sosyal olarak çok aktif olamıyorlardı.”

“BU OLAYA DEVLET BÜYÜKLERİNİN SAHİP ÇIKMASINI İSTİYORUZ”

Cesedinden çok büyük acılar çektirilerek öldürüldüğünü anladık. Çok darp edilmiş, sanki öğrenmek istedikleri bir şeyi vermeyip direnmiş gibi… Neden böyle bir şey geldi başına bilmiyoruz” diyen Baba Çokluk, devlet büyüklerinden şu sözlerle destek istedi: “Bu olaya devlet büyüklerinin sahip çıkmasını istiyoruz. Bu çocuklar kolay yetişmiyor. ODTÜ'de iki bölüm birden okudu, elektrik elektronik ve matematik bölümünü bitirdi. ODTÜ Matematik Bölüm Başkanı aradı, ‘çok zeki, çok akıllı bir öğrenciydi, ciğerimiz yandı' dediler. Yurtdışında okuyan çocuklarımıza sahip çıkılsın, başka acılar yaşamayalım.”

Baba Çokluk, basında yer alan dünkü (19 Ekim) ifadelerinde de şunları kaydetti:

"AYAK TIRNAĞI SÖKÜLMÜŞ"

"Mert'in ölümünde şüphe var. Araştırılmasını istiyorum. Cenazenin yıkanacağı sırada beni dayanamasın diyerek sokmadılar, ama sonradan girip baktım. Oğlumun ayak tırnağı bile sökülmüş durumdaydı. Vücudunun çoğu yerlerinde çok büyük darp izleri ve kırıklar var. Kafatasında kırıklar var. İşkence edildiğini düşünüyoruz."

"ALMAN MAKAMLARI BİLGİ VERMİYOR"

"Biz bu işten çok şüpheliyiz, ne oldu, benim oğlum nasıl öldü, bilmek istiyoruz. Ölüm raporunda 'doğal olmayan' ölüm yazıyor. Alman makamlarını arıyoruz. Hiçbir bilgi vermiyorlarmış, konsolosluk öyle diyor."

MERT'İN ÖLÜMÜ MECLİS GÜNDEMİNDE

Öte yandan Mert Çokluk'un ölümü meclis gündemine taşındı. CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun yanıtlaması istemiyle mecliste soru önergesi verdi.

Aydın soru önergesinde, "Bursa ili Orhangazi ilçesinde ikamet eden ODTÜ mezunu Mert Çokluk yüksek lisans eğitimi yaptığı Almanya'nın Nürnberg kentinde ölü olarak bulundu. Çokluk hayatını kaybetmeseydi yakın zamanda Hollanda'da doktorasına başlayacaktı. Başarılı öğrencinin vücudunun çoğu yerinde kırık oldu, ayak tırnağının biri bile söküldüğü tespit edildi. Bir başka ifadeyle Türk öğrencinin işkence gördüğü belirlendi. Ayrıca öğrencinin bilgisayarı ve telefonun da kayıp olduğu bildirildi" ifadelerine yer verildi.

 

 

Haber Ara