Türkiye'de ilk defa geliştirdikleri "sözleşmeli arıcılık" yöntemiyle arıcıları ile sözleşme imzalayan BEE'O, arıcılara malzeme, ekipman ve eğitim desteği sağlıyor. Buna göre arıcılar, pestisit uygulanmayan bir bölgede, doğal bir çevrede, yerleşim yerlerinden ve fabrika atık noktalardan uzak bir noktada, temiz bir çevrede üretim yapıyor.
Elde edilen ürünler, İTÜ Arı Teknokent'teki "Arı Ürünleri Mükemmeliyet Merkezi'nde ve Dudullu'da ki tesislerde analiz ediliyor. Böylece arıcı, ürünü kime satacağının endişesini taşımadan sadece kaliteli ve verimli üretime konsantre olabiliyor.
- "ABD'de 'en iyi antioksidan ürün' seçildi"
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan BEE'O Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, arıların kovandaki propolis üretme sürecini arılık, laboratuvar ve kendi üretim tesisinde anlattı.
Samancı, Türkiye'de ilk kez Sözleşmeli Arıcılık modeliyle yerli propolis üretimini başlatmak üzere, firmasını 2013 yılında, eşi Ziraat Yüksek Mühendisi Arıcılık Uzmanı Taylan Samancı ve Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu ile birlikte İTÜ ARI Teknokent'te kurduğunu belirtti.
Şu anda 3 bin metrekarelik tesisi, 100 çalışanı, 2 bin 500 sözleşmeli arıcısı ve 350 bin arı kovanı ile Türkiye'nin en büyük propolis üreticisi olduklarını ve 13 farklı ülkede Anadolu propolisini bir dünya markası haline getirmek adına çalışmalarına devam etmekte olduklarını söyledi.
Samancı, şunları kaydetti:
"Şu anda ürünlerimiz BEE'O markasıyla Türkiye'de kendi e-ticaret sitemiz 'www.beeo.com.tr'de ve Migros, Macro Center, Carrefour Gurme gibi bin 500 perakende satış noktasında, ayrıca BEE'O Up markasıyla 25 bin eczanede bulunuyor. Amerika'da ise BEE&YOU markamız ile yine kendi e-ticaret sitemiz 'www.beeandyou.com' üzerinden ayrıca Amazon, Wallmart, E-bay'de ve CVS eczane zincirleri ile 3 bin 500 perakende satış noktasında ürünlerimiz satılıyor. Amerika'nın yanı sıra ürünlerimizi Güney Kore, Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç, İngiltere, Fransa, Avusturya, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kıbrıs ve Suudi Arabistan'a ihraç ediyoruz. Yaklaşık 6 yıllık süreç içerisinde 29 farklı ödüle layık görüldük. Bizim için hepsi çok değerli ve önemli."
Samancı, propolisin ayrıca gıdayı koruma özelliği de bulunduğu için propolis kullandıkları hiçbir ürüne gıda katkı maddesi koymadan raf ömrünü oda sıcaklığında sağlayabildiklerini anlattı.
Bu nedenle tüm BEE'O ürünlerinin yüzde yüz doğal olduğunun altını çizen Samancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Propolis için geliştirdiğimiz inovasyon ödüllü özütleme yöntemi, yaptığımız projeler, geliştirdiğimiz ürünler, Ar-Ge ve ihracat çalışmaları ile ulusal ve uluslararası arenada 29 farklı ödüle layık görüldük. ABD'de gerçekleşen Supplyside West Fuar'ında BEE&YOU Propolisli Şurup 'En İyi Antioksidan' ödülüne layık görüldü. Amerika'da Natural Child World tarafından 2 ayrı ürüne verilen Eco Excellence Ödülleri, yine Amerika'da gıdanın oscarları olarak bilinen Gurme Özel Gıdalar Derneği tarafından 'BEE'O Kakao-Fındık-Ham Bal-Propolis' ürünümüze verilen 'Sofi İnovasyon Ödülü, ayrıca sözleşmeli arıcılık modeliyle dünyada arıcılığın gelişmesine verdiğimiz katkılar dolayısıyla Avrupa Birliği'nden aldığımız Eco Efficiency ödülü ve TÜBİTAK ile Türkiye İhracatçılar Meclisi'nden iki ayrı Ar-Ge projesiyle aldığımız inovasyon ödülleri yer alıyor. Bu çok değerli kurumlar tarafından ödüle layık görülmek bizim için hem çok gurur verici hem de büyük bir motivasyon kaynağı."
- "Türkiye'nin ilk ve tek yerli inovasyon ödüllü propolis üreticisiyiz"
Aslı Elif Tanuğur Samancı, fabrika üretim hatlarının tamamen özel olarak imal edildiğini belirterek, "Türkiye'nin ilk yerli inovasyon ödüllü propolis üreticisiyiz. Aynı zamanda propolisin özütleme yöntemini ilk geliştiren ve patent alan firmayız. Elde etmiş olduğumuz bu yöntem için özel makineler tasarlattık ve imal edildi. Hepsi faydalı model ve özel tasarlanmış ve Türkiye'de yerli olarak üretilmiş ekipman. Dolayısıyla bu görmüş olduğunuz değerli ürünler çok özel makineler ile yüzde 65'i kadın olan çalışanlarımızla, tüm Türkiye'deki arıcılarımızdan gelen propolisler, arı sütleri, ham ballar, arı ekmekleri ile işleniyor, özenle paketleniyor ve tüketicilere ulaştırılıyor" ifadelerini kullandı.
BEE'O markasının 3 aşamalı kalite kontrol sistemi bulunduğunu dile getiren Samancı, "Arıcımız ürünleri ilk ürettiği zaman numune gönderiyor. Ürünlerin ön analizlerini yapıp doğruladıktan sonra ürünleri firmamıza gönderiyor. İkinci aşamada, ürünler geldiğinde tekrar numune alıyoruz. Tekrar aynı testlerimizi gerçekleştiriyoruz. Ürünler üretime alınıp son ürün haline geldikten sonra tekrar son aşamada analiz ve testlerimizi yapıyoruz. Her ürünün her partisinin analiziyle birlikte hem ülkemize hem de dünyanın 13 farklı ülkesine gönderiyoruz." şeklinde konuştu.
Samancı, propolise ilişkin şu bilgileri verdi:
"Propolis, arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladıkları güçlü antioksidan etkilere sahip doğal bir arı ürünü. Arılar tarafından kovandaki mikropları yok etmek amacıyla kullanılır. Propolisin doğal bileşiminde yoğun olarak fenolik, flavonoid maddeler yer alır. Bu maddeler propolisin pek çok işlevinden sorumludur. Ancak propolisin etkilerinden bahsedebilmek için doğru bir şekilde üretilmiş ve özütlenmiş olması gereklidir. Propolis kovandan çıktığı ham haliyle tüketilemez. İnsan tüketimine uygun hale getirilmesi için uzmanlar tarafından uygun koşullarda özütleme işlemine tabii tutulmalıdır. Böylece propolisin içerisindeki faydalı bileşenler insan vücudunun yararlanabileceği forma getirilir."
Firmayı kurduktan sonra ilk 2 yılın Ar-Ge faaliyetleri ile geçtiğini dile getiren Samancı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Propolis kovandan çıktığı ham haliyle tüketilemiyor ve insan tüketimine uygun hale getirilmesi için ekstrakte edilmesi yani özütlenmesi gerekiyordu. Bu 2 yıllık süre boyunca, propolisin içerisindeki fenolik, flavonoid maddeleri maksimum düzeyde koruyacak özütleme yöntemini araştırdık. Ardından geliştirdiğimiz çalışmalarla benzer ürünlerden en az 5 kat daha yüksek biyolojik aktiviteye sahip ürünler elde ettik. Tamamen yerli, doğal, inovatif ürünler ürettiğimiz için özellikle annelerin vazgeçilmezi olduk. Ben de pazarda bu anlamda büyük bir boşluk olduğunu farkettim. İnsanlar doğal gıdaya ihtiyaç duyuyordu. Böyle kıymetli bir ürünle, onların hayatına dokunuyor olmaktan dolayı çok mutluyum."
