Arap Baharı düşmanı ülkelerin ve özellikle de demokrasi karşıtı koalisyonun operasyon merkezi gibi çalışan Birleşik Arap Emirlikleri'nin darbe aşkı bir türlü dinmek bilmiyor.
Son darbe girişimin adresi Muhammed Buazizi'yle devrim ateşinin fitilini yakan Tunus…
Bu şirin Akdeniz ülkesinin demokrasi düşmanlarınca hedef alınmasının nedenleri belli:
Tunus halkından Zeynelabidin Bin Ali'yi devirerek Arap gençliğine ilham vermesinin intikamını almak.
Karşı devrimle diktatörlüğü yeniden tesis etmek.
Ülke yönetiminin Tunus halkının iradesi doğrultusunda değil, Suudi Arabistan - Birleşik Arap Emirlikleri ekseninde hareket etmesini sağlamak.
En-Nahda'yı yönetimden uzaklaştırarak hareket üyelerine ve lider kadrosuna yönelik yeni bir cadı avı başlatmak.
Raşid El-Gannuşi ne kadar esneklik gösterirse göstersin, karşı devrimci cephenin kendisini ve hareketini kabullenmesi mümkün değil.
Çünkü sorunun sertlikle ya da yumuşaklıkla alakası yok.
Hiçbir Arap ülkesinin başarılı bir demokrasi örneği ortaya koymasını istemiyorlar.
Bu bir...
İkincisi, Katar krizi ve Filistin davasının tasfiyesini hedefleyen Yüzyılın Anlaşması gibi projelerde Tunus'un da kendileriyle birlikte saf tutmasını istiyorlar.
Özetle söylemek gerekirse, Arap ülkelerinin her birinin bir Bahreyn olmasını arzu ediyorlar.
Mevcut şartlarda ve En-Nahda'nın varlığında bütün bunların gerçekleşmesinin imkânsız olduğunun farkındalar.
İşte bu yüzden Tunus'ta darbe planlıyorlar.
Tunus İçişleri Bakanı Lütfi İbrahim, ülkenin güneyinde gerçekleşen ve onlarca insanın hayatını kaybettiği tekne kazasında güvenlik zafiyeti olduğu gerekçesiyle geçtiğimiz günlerde görevden alınmıştı.
Fakat daha sonra tartışmaların ve tepkilerin bahane olduğu, Lütfi İbrahim'in gerçekte darbe girişimi hazırlığında olduğu için görevden uzaklaştırıldığı ortaya çıktı.
Lütfi İbrahim, Tunus'un Cerbe adasında BAE istihbaratından yetkili isimlerle bir araya gelmiş, görüşmede En-Nahda Hareketi'nin Tunus siyasetinden tamamen silinmesinin planları yapılmıştı.
Plana göre ayrıca bu misyonu üstlenecek Lütfi İbrahim'in ülke yönetiminde daha da yükselmesinin önü açılacaktı.
Başbakan Yusuf Şahid görevden alınacak ve yerine Zeynelabidin Bin Ali döneminin Savunma Bakanı Kemal Bin Murcan getirilecekti.
Ardından da yaşı 90'ı geçen Tunus Cumhurbaşkanı Baci Kaid Es-Sibsi, tıpkı Habib Burgiba'ya yapıldığı gibi, sağlık durumu öne sürülerek doktor raporuyla görevden alınacaktı.
Boşalan cumhurbaşkanlığı koktuğuna da darbenin baş aktörü Lütfi İbrahim oturacaktı.
Plan buydu.
Fakat tutmadı.
Tunus Cumhurbaşkanı Es-Sibsi, Başbakan Yusuf Şahid'i görevden almayı reddetti.
Bu şekilde bir sonraki adımda kendisinin görevden alınmasının da önüne geçmiş oldu.
Darbe planıyla ilgili ayrıntıları yazan gazeteci Nicolas Beau'ya göre BAE'nin darbe girişimi Fransa, Almanya ve Cezayir istihbarat birimlerinin yardımıyla engellendi.
Burnunun dibinde yeni bir çatışma alanı oluşması ve Afrika'nın kuzey sahillerinden gelecek göç dalgası Avrupa'nın isteyeceği en son şeydir.
Tunus'taki darbe girişimi kim ya da kimler tarafından engellenmiş olursa olsun, BAE'nin Somali'den sonra bir başka Afrika ülkesinde daha okkalı bir tokat yediği söylenebilir.
