New York merkezli HRW tarafından yayımlanan raporda, Tunus Kadın ve Çocuk Bakanlığı'nın aktardığı bilgilere göre, Tunus uyruklu 100 kadın ve 200 çocuğun, herhangi bir suçlama yöneltilmeksizin sadece DEAŞ üyelerinin aileleri olduğu gerekçesiyle Suriye, Libya ve Irak'taki hapishane ve kamplarda tutulduğu bilgisi paylaşıldı.
Raporun hazırlanması aşamasında Libya'da ve Suriye'de mahsur kalan Tunuslu 13 kadın ve 35 çocuğun yanı sıra Tunus hükümet görevlileri, insan hakları aktivistleri, avukatlar, gazeteciler, Batılı diplomatlar ve Birleşmiş Milletler temsilcileriyle görüşmeler yapıldığı aktarıldı ve Tunus makamları bu çocuk ve kadınları ülkelerine geri getirmek konusunda ayak sürümekle suçlandı.
Kadın ve özellikle çocukların Libya'da kalabalık hücrelerde, Suriye'de de bakımsız kamplarda yetersiz gıda, kıyafet ve tıbbi hizmet olmaksızın tutulduğuna işaret edilen raporda, söz konusu kadın ve çocukların aileleriyle sağladıkları kısıtlı iletişimde "şiddet, işkence, kötü ve aşağılayıcı muamele gördüklerini" anlattıkları belirtildi.
HRW Terör ve Terörle Mücadele Üst Düzey Araştırmacısı Letta Tayler, "Tunuslu çocuklar bu kamplarda eğitim, gelecek ve çıkış yolu olmaksızın mahsur kalmışlar. Hükümetleriyse onları kurtarmak için ancak parmağını zor kıpırdatıyor." ifadelerini kullandı.
Ailelerin "Dışişleri, Kadın ve Çocuk Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı" dahil tüm makamlara başvurularının yanıtsız kaldığından şikayet ettiğini aktaran HRW, Tunus Dışişleri Bakanlığı'nın kendilerine gönderdiği açıklamada Tunus hükümetinin insan haklarına bağlılığına vurgu yaptığına, ancak sadece Libya'dan üç çocuğun ülkelerine geri dönüşünü sağladığına dikkati çekti.
Raporda, Tunus ve diğer ülkelere, yurt dışında sadece DEAŞ üyelerinin aile fertleri olduğu gerekçesi ya da iddiasıyla tutulan vatandaşlarını ülkelerine geri getirme çağrısı yapılırken, bu kişilerin geri döndüklerinde de uygun rehabilitasyon ve entegrasyon programlarına tabi tutulması gerektiği vurgulandı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü son olarak, Irak, Libya ve Suriye'nin kuzeyinde 46 uyruktan yaklaşık bin kadın ve 2 bin kadar çocuğun DEAŞ üyelerinin aileleri olduğu gerekçesiyle mahsur kaldığını paylaşırken, aralarında Tunus'un da olduğu birçok ülkenin vatandaşlarını "güvenlik tehdidi olabilecekleri veya uyruklarını kanıtlamanın zor olacağı gerekçesiyle" topraklarına geri getirmekte ayak sürüdüğünü kaydetti.
