Dolar

32,4992

Euro

34,9219

Altın

2.432,09

Bist

9.716,77

Tuna: Öcalan’ı bu üfürükçülere sattınız

Salih Tuna, TSK'nın PKK kamplarını bombalamasıyla birlikte gündemdeki hareketliliği kaleme aldı...

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-29 05:27:44

Tuna: Öcalan’ı bu üfürükçülere sattınız

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Salih Tuna, bugünkü "Öcalan'ı bu üfürükçülere sattınız" başlıklı yazısında TSK'nın PKK'ya bombalaması, PKK'nın saldırılar düzenlemesiyle birlikte gündemde yoğunlaşan tartışmaları değerlendirdi. “Terörist Türkiye” demekle “Ankara bombalansın” demek arasında sonuç itibariyle pek fark yoktu, ifadesini kullanan Tuna, "Nasılsa olgular değil algılar iş görüyordu. “Diktatör Erdoğan” algısına sığınarak istediğinizi söyler, istediğinizi yapabilirdiniz. Irkçı Siyonist network bir süredir buna çalışmıştı. 2002'den beri her türlü darbe ve suikast girişimine maruz kalan bir mazlumdan bir “zalim” yaratılmıştı," dedi.

İşte Salih Tuna'nın yazısından bir bölüm:

Tezgâhı iyi kurmuştunuz. IŞİD veya DEAŞ'ın kan donduran vahşeti üzerinden tam gaz yol alıyordunuz.

Taşeron örgüt (IŞİD) korkunç katliamlarıyla adeta mıntıka temizliği yapıyor siz de bu mıntıkalara bi güzel yerleşiyordunuz.

Hülasa, mezkur örgütün bombaları yolunuzu açıyordu.

Nasıl ki bu yoldan yürüyen PKK, dış dünyada, “cici çocuklar” oluvermişti, sizler de (bu “cici örgüte” sırtını yaslayan) cici, özgürlükçü ve hümanist siyasetçiler oluyordunuz.

“Paralel yapıyla” eşgüdümlü, Türkiye'yi IŞİD destekçisi ülke olarak göstermek için her yola başvuruyordunuz.

Propaganda mekanizmanız mükemmel işliyordu. Çamurda ağnanırken bile bembeyaz olduğunuza kitleleri inandırıyordunuz.

Yine de, yalan söylemek konusunda, “Paralelcilerle” boy ölçüşmeniz kabil değildi.

Baksanıza, PKK'nın bile aklına gelmeyen akıllarına geldi; “Kandil'de siviller vuruldu” tezvirini dolaşıma soktular.

Her şey uluslararası toplumda “Terörist Türkiye” algısının yerleşmesine yönelikti.

Zaten bunun için MİT Tırlarına o ihanet operasyonunu yaptılar ve zaten bunun için Can Dündar üzerinden “paralelleştirdikleri”

Cumhuriyet'te, MİT Tırları üzerinden Türkiye'yi terörü destekleyen ülkeymiş gibi göstermeye çalıştılar.

Siz de bu ihanet propagandasını destekliyor, katkı sunuyordunuz.

“Terörist Türkiye” demekle “Ankara bombalansın” demek arasında sonuç itibariyle pek fark yoktu.

Bu fecaatten bile imtina etmediniz.

Nasılsa olgular değil algılar iş görüyordu. “Diktatör Erdoğan” algısına sığınarak istediğinizi söyler, istediğinizi yapabilirdiniz.

Irkçı Siyonist network bir süredir buna çalışmıştı. 2002'den beri her türlü darbe ve suikast girişimine maruz kalan bir mazlumdan bir “zalim” yaratılmıştı.

Attığınız iftiralar boşa gitmiyordu. “Kobani düşmesin” diye feveran eden Erdoğan'ın, “Kobani düştü, düşüyor” şeklindeki çığlığını bile çarpıttınız.

Öyle korkunç “kara propaganda” uyguladınız ki kimsecikler söz konusu konuşmanın aslına bakmadı.

Paralelcilerle işbirliği içinde tezvirat mekanizmasını korkunç çalıştırdınız. O kadar ki, 6-7 Ekim olaylarında 50 kişinin kanı elinizdeyken Aydın Doğan'ın adamlarına saz çalabildiniz.

Lakin bütün bir ülkeyi çalabilmek için AK Parti'yle IŞİD'i eşitlemeniz gerekiyordu.

Bu maksatla (harici ve dahili) paydaşlarınızla matine – suare çalışmaya başladınız.

Mahut algıyı yerleştirdiniz mi işiniz tamamdı. Boğazkesen İŞİD'e karşı ülkenin bölünmesi dâhil, her şey tercih edilirdi nasılsa.

Bir zamanlar vesayetçiler “irtica” heyulası üzerinden nasıl ki memlekete musallat olmuşlardı, siz de IŞİD üzerinden “kurtarıcılarımız” olacaktınız.

Yani…

Bu ülkeyi IŞİD tehlikesinden (ve bu tehlikeyle eşitlediğiniz AKP'den) ancak sizin kurtarabileceğiniz algısı yerleşti mi “bayrağı” diktiniz demekti.

Lojistik desteğiniz zaten dünden hazırdı: Yaşam tarzı üzerinden endişelere gark olan modernler, Erdoğanfobik Beyaz Türkler, ukdelerinde sınıf savaşı kalan kart solcular ve “Demokrasi gelmeden barış olmaz” üfürükçüsü liberaller…

Haber Ara