Dolar

32,5984

Euro

34,6895

Altın

2.522,24

Bist

9.524,59

TÜBİTAK yöneticileri hakkındaki 'sahte diploma' davası

TÜBİTAK yöneticileri hakkındaki 'sahte diploma' davası

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-23 14:06:45

TÜBİTAK yöneticileri hakkındaki 'sahte diploma' davası
TÜBİTAK BİLGEM bünyesindeki Kamu Sertifikasyon Merkezi birim yöneticisi Hasan Başaran'ın sahte diplomayla işe alındığı iddialarına yönelik, Başaran ile eski TÜBİTAK BİLGEM Başkanı Hasan Palaz'ın da arasında bulunduğu 4 kişinin yargılanmasına başlandı.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Başaran ve Palaz ile sanık ve müşteki avukatları katıldı. Sanıklardan İnsan Kaynakları personeli Behra Güler ve Kadir Bülbül ise duruşmada hazır bulunmadı.

Sahte lisans ve yüksek lisans diplomasıyla işe girmek ve kısa dönem askerlik yapmakla suçlanan Başaran, savunmasına, "Söylenenler doğrudur. Pişmanım" sözleriyle başladı.

Daha önce bilgisayar programcılığı eğitimi aldığını, ancak maddi yetersizlik nedeniyle üniversiteye devam edemediğini anlatan Başaran, "Aileme üniversiteyi bitiremediğimi söylemeye çok çalıştım ama yapamadım. İlk başta yaptığım hatayı devam ettirmek zorunda kaldım. Sahte bitirme belgesini ve yüksek lisans belgesini kendim yaptım" dedi.

Sahte belgelerle Kocaeli Büyükşehir Belediyesinde işe başladığını ve kısa dönem askerlik yaptığını ifade eden Başaran, "O arada, partide görevliydim. Partiye CV'mi vermiştim. Partide, mühendis olduğumu bildikleri için... Ondan sonra durduramadım. TÜBİTAK'tan beni çağırdılar. TÜBİTAK'a bir müracaatta bulunmadım. İnsan Kaynaklarından bana telefonla ulaştılar. Kimin aradığını hatırlamıyorum. Benden sahte belgelerin fotokopileriyle CV'yi aldılar" diye konuştu.

Daha sonra TÜBİTAK'ta, Palaz'ın olmadığı komisyon karşısında mülakata girdiğini belirten Başaran, ardından TÜBİTAK Kamu Sertifikasyon Merkezinde uzman olarak işe başladığını kaydetti.

Başaran, Palaz'ı, TÜBİTAK'ta göreve başlamadan önce hiç görmediğini söyledi.

Sanık avukatı Fatih Dişçi, müvekkilinin samimi ikrarda bulunduğunu belirtti. İddianamenin son kısmında, müvekkili ile "Fetullah Terör Örgütü" arasında bağlantı kurulmaya çalışıldığını ifade eden Dişçi, "Müvekkilimin evinde çok kapsamlı arama yapılmış, bu örgütle bağlantısı olmadığı ortaya çıkmış" dedi.

- Palaz'ın savunması

Sanık Hasan Palaz da Başaran'ı işe girmeden önce tanımadığını bildirdi.

Kurumda her yıl 200-300 kişinin işe girdiğini, bu kişilerin belgelerini kendisinin kontrol etmediğini belirten Palaz, üst yöneticilerin bu kadar evrakı kontrol etmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Başaran'ı işe TÜBİTAK Başkanının aldığını, kuruma bağlı BİLGEM'de işe başlaması için ise BİLGEM Başkanının imzasının gerektiğini anlatan Palaz, kendisinin, bunu yaptığını kaydetti.

İşe giriş değerlendirmelerini öz geçmiş üzerinden yaptıklarını aktaran Palaz, giriş evraklarında yalan beyanın sorumluluğunun başvurucuya ait olduğunun yazdığına işaret etti. Başaran'ın, sahte belgelerle, TÜBİTAK'tan önce de işe girdiğine ve kısa dönem askerlik yaptığına dikkati çeken Palaz, şöyle konuştu:

"Başaran'ın ilk işe girdiği yerin daha hassas davranması gerekir. Ama, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi müşteki görünüyor. Eğer ben suçluysam, Yücel Altunbaşak'ın, belediye başkan ve yöneticilerinin ve Milli Savunma Bakanlığı yetkililerinin de suçlu olması gerekir. Benim yönetici atama yetkim yok. Bu yetki TÜBİTAK Başkanındadır. Hasan Başaran'ın referansı Nihat Ergün'dür. Ama bu, Nihat Ergün'ün, doğru olmayan evrakları bilerek, Başaran'ı TÜBİTAK'a yönlendirdiği anlamına gelmemektedir. Nihat Bey, namuslu, dürüst birisidir."

İddianamede, "TÜBİTAK'ta örgütlü bir yapının kadrolaşması için faaliyet yürüttüğünün" savunulduğunu hatırlatan Palaz, "Terör örgütü suçlamasını kabul etmiyorum. Hangi terör örgütünden bahsedildiğini anlamıyorum, bilmiyorum" dedi.

Yöneticiliği sırasında BİLGEM'in devlet desteği almadan giderlerini karşılar hale geldiğini kaydeden Palaz, "2 yıl yöneticilik yaptım, bir tane akrabamı işe almadım. Başaran'ın durumunu bilseydim hem işten atar hem suç duyurusunda bulunurdum. Benim siyasilerle 'Böcek' olayı dolayısıyla sürtüşmelerim var. TÜBİTAK ile aramda, siyasilerin güdümüyle sorun oluşmuştur. Saçma sapan, ipe sapa gelmez iddianamelerle yıpratılmak isteniyorum. Hasan Başaran beni ve kurumu mağdur etmiştir" diye konuştu.

Palaz'ın avukat Gökhan Güni de müvekkilinin tutuksuz yargılanmasını talep etti.

Cumhuriyet Savcısı Alper Türközmen, Palaz'a, "Başaran hakkında 2 defa rapor düzenlemiş, çok iyi derecede sicil notu vermişsiniz. Bilgisayar üzerine doktora yapan birisi olarak, Başaran'ın, bilgisayar konusundaki yetersizliğini tespit edemediniz mi?" sorusunu yöneltti.

Palaz, Başaran'ın, Kamu Sertifikasyon Merkezine teknik eleman olarak değil, yönetici olarak alındığını ifade ederek, "Kamu kurumlarıyla koordinasyonu yürütecek, kurumu temsil edecek biri aranıyordu. Hasan Bey de girişken, konuşkan, bürokrasiyle arası iyi biriydi. 2012'den itibaren Kamu Sertifikasyon Merkezinde görünen başarı, oranın yöneticisinde de görünür. Bunun için sicil notlarını yüksek değerlendirdim. Bilgisayar mühendisi olarak değerlendirmedim" dedi.

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığının iştiraki olan Kent Konut A.Ş'nin avukatı Özlem Öztürk Çalışkan, kurumu adına davaya müdahillik talebinde bulundu ve sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi.

Mahkeme heyeti, savcının da talebi doğrultusunda, müdahillik talebini kabul etti.

Delillerin toplanmış olması ve tutuklu bulundukları süreyi dikkate alarak, sanıkların yurtdışı çıkış yasağıyla tahliyelerine karar veren heyet, duruşmayı eksiklerin giderilmesi için erteledi.

- İddianame

İddianamede lise mezunu olan sanık Başaran'ın, İnsan Kaynaklarına, ODTÜ bilgisayar mühendisliği mezunu olduğuna dair sahte lisans diploması ile sahte kriptografi yüksek lisans diploması verdiği kaydediliyor.

Palaz'ın teklifi üzerine Başaran'ın başuzman araştırmacı olarak atandığı, yüksek öğrenim ve yüksek lisans mezunu gibi mali haklardan yararlandırıldığı aktarılan iddianamede, ilgili yönetmelikte, işe alımlarda kişilerin öğrenim belgelerinin aslı veya kurumundan onaylı örneğinin istenmesi emrine karşın, Başaran'ın özlük dosyasında belgelerin onaysız fotokopilerinin bulunduğa işaret ediliyor.

Sanıklardan Bülbül ve Güler'in belge asıllarını istemeden işlem yapmakla suçlandığı iddianamede, Palaz da bilgisayar konusunda yetersizliği kolayca anlaşılabilecek Başaran'ın birim müdürlüğüne atanması nedeniyle "suça iştirak" ile suçlanıyor.

Haber Ara