DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Condoliza Rice?ın son günü

2009-01-12 11:12:00

Kırmızı bir elbise giymişti. Kıvırcık simsiyah saçları her zamanki gibi fönlenmiş hafifçe içeri kıvrılmıştı uçları. Resmi bir ziyaret için bir günlüğüne geldiği Malezya'da, Kuala Lumpur'un önemli bir kabul salonuna girerken bütün gözler ondaydı. Tarih 2 Ağustos 2006'yı gösteriyordu.

 

O günlerde de İsrail yine bir bahaneyle Lübnan'a girmiş ve şehirleri köyleri yerle bir ediyordu keyfince.. Birkaç asker kaçırıldı diye. Ülkelerinden kaçırılmış değillerdi, öldürmeye geldikleri Lübnan'dan alınıp götürülmüş silahlı insanlardı

 

Yüzlerce masum insan öldürüldü. Dünya suskun yazıyordu gazeteler her zamanki gibi. Tarihi ve mekanı değiştirilip defalarca vizyona sokulan bir kara film. Biz Türkiye'den bir gurup aktivist yine Şam'a gitmiş, Lübnan sınırına varmış ve Ya alem la teskud (dünya susma! )diye Suriyeli gençlerle beraber haykırmıştık.  

 

Temmuzu ölümle geçiren Lübnanlılar için en acı günlerden biri güneydeki Kana köyünde yaşandı. 1Ağustos da bir kez daha taçlandırdı mutat vahşetini ölüm makinesı. Bir binaya çocuk ve kadın altmış sivilin sığındığı tespit edilmişti. İsrail'in bombaları uykudaki sivilleri yok etti birkaç dakikada. BM üzgündü ama kınamadı yine. Bu nedense yine gereksiz bir şekilde dert oldu insanlara. Hala bir şey ummanın gereksizliği içinde.  

 

Condoliza Rice'ın katliamlara destek için O.Doğu turuna çıkmasının, İsrail'in kendini savunma hakkına saygı duyduğunu açıklamasının ve de ortaklığın bir ifadesi hatta işin asıl sahibi olduklarının bir göstergesi olarak ateşkes için acele etmiyoruz demesinin, Kana'da canların yokedilmesinin hemen ardından gitmişti KUALA LUMPUR'A.

 

Akşam yemeği için bir araya gelen diplomatların ricasını kıramayarak piyanoya doğru ilerlemeye başladı. Manidar bir şekilde kan kırmızı bir kumaşa sarınmıştı ve içinde karanlıklar ve acılar dağıtan bir geceyarısı bombası gibi görünüyordu. Piyanoda Brahms'dan Barış Duası Sonatını çaldığını duymak, benim gibi haberi duyan herkeste de metalik bir his uyandırmıştır herhalde.  

 

Bu elbise sanırım Newyork'un ünlü butiklerinden birine sipariş edilmiş ve özel dikilmiştir.

Giyimine düşkündü çünkü.Condi. Nereden mi biliyorum, New Orleans'ta o korkunç Katrina Kasırgası yaşanırken bütün dünya basını Bush ya da Rice neden bölgeye gidip de geçmiş olsun demiyor diye yazıp çizerken, o Newyork'da ünlü mağazaları altüst ediyor, koleksiyonuna yeni ayakkabılar alıyordu. Demem o ki mesele sadece aşağı görülen O.Doğu halklarına karşı merhametsizlikle sınırlı değil.

 

Kasırgadan kurtarmak için gelen helikopterlerdeki ekipler ellerini önce şehirdeki diplomatik yabancılara, sonra beyazlara en son zencilere uzatıyordu deli ibi akan suların içinden yukarı çekmek için. Unutulmaz sahnelerdi. Bu açık ayrımcılık üzerine konuşmalar yapılıyor, yazılar sitemler acı sözler havada uçuyordu. Bu yüzden kurtarma araçlarına ateş açan afro Amerikalılar bile vardı.

 

Bunlar ona sorulduğunda böyle bir sorun yok diyordu Condi. Bizde ırkçılık ayrımcılık yok.

 

Sorun şuydu ki 1954'de Alabama eyaletinin Birmingham şehrinde, etrafı ırkçılıkla çevrili bir yerde dünyaya gelmişti. Bu acıları yaşayan öğretmen babası onu steril bir kariyer planlaması içinde yetiştirerek bu cehennemden kurtaracaktı. Yaşadıkları gerçekliklerin ona değmemesi, fikirlerine nüfuz etmemesi için azami çabayı sarfederek en iyi okullarda okutmaya, beyazmış gibi hissetmesine çalışmıştı. 1981'de ABD'nin en prestijli üniversitelerinden biri olan Stanford Üniversitesinde siyaset bilimi profesörü oldu. Akademi dünyasının birçok mensubu gibi kariyer her şeyin üstündeydi hayatında.

 

Irak'a yapılacak insanlık dışı saldırıların teorisini hazırlamanın da katliamların da ?ıraqı freedom? yalanının da bir parçasıydı. Beş milyondan fazla yetim çocuk binlerce dul kadın umurunda bile değildi. Tutuklular üzerine yapılacak en etkin işkence metotları üzerine powell ve cheney'le birlikte toplantılar yapıyordu. Ted Kenedy açıklıyordu bunu, tarih bizi affetmez, 21. yüzyılda böyle bir şey olamaz diyerek.. Oysa bunlar Condi'nin yarattığı ?transformational diplomacy? planı çerçevesinde halkların yeniden şekillendirilmesinin olmazsa olmaz parçasıydı.   

 

Lübnan yerle bir olunca kendine güveni artmış, yeni O.Doğunun zamanı geldi demişti. Irak işgal edilirken de bu bölgede 22 ülkenin yapısal değişikliğe uğrayacağını söylemişti. Parlak kariyerini herkesi kendine benzeterek şahinlerden aferin alarak taçlandırmak istiyordu ama başaramadı.

 

En son söz olarak Gazze'deki okulların, hastanelerin, yardım konvoylarının, evlerin, vurulması sonucu oluşan yüzlerce sivil kayıp sorulduğunda soğukkanlılıkla Gazze'de nüfus çok yoğun, İsrail'in sivilleri ayırt etmesi mümkün değil dedi birkaç gün önce.

 

Artık gidiyor. Ardında sayısız cinayet bırakarak. Meşhur aşılamaz Amerikan Üniversiteleri efsanesinin iç yüzünü iyice deşifre ederek. İstisnalar ve müstesna insanlar dışında, bütün kariyerlerini insanları ülkeleri kaynakları ele geçirmek, herkesi esir almak, başka olanları mahkum etmek ve çatışma eksenine göre yapan nice Rice'lar bu parlak !! makamlar için sırada bekliyor. Bunu ABD'de olduğum günlerde gece gündüz izlediğim C-Span TV'den biliyorum.

 

Bay ve bayan Rice kızınızı korumak için hayatla karşılaşmasını, kendi gerçekliğiyle yüzleşmesini, böylece insanlığa daha yakın durmasını engellediniz, ama onun kalpsiz beyaz erkeklerden birine dönüşeceğini öngöremediniz herhalde.

 

Onu kan gölüne çevirdiği şehirlerin içinden gelen bebek ah! larıyla hatırlayacağız.       

 

 

Görüş Bildir Bizimle Paylaş