DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Ev’den Meclis’e Cephe’den Sürgün’e kadınlar...

2011-12-16 08:22:58
Geçtiğimiz gün, İstanbul Üniversitesinden öğrencilerle buluştuk. İstanbul Üniversitesi, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en eski, köklü üniversitelerindendir. Türkiye’nin hemen her bölgesinden yüksek puanlarla aldığı öğrencileri, halen ülkenin yarınlarına dair potansiyel profilimizi resmediyor. Kız ve erkek öğrencilerle gerçekleştirdiğimiz toplantının çerçevesi, “kadın ve siyaset”ti...

Osmanlı Tarihinde, kuruluş günlerinden mütareke ve milli mücadele günlerine kadarki süreçte kadın ve siyaset ilişkisini konuştuktan sonra, 1876 sonrası yaşadığımız anayasal deneyimlerimizde yoğunlaştık. İlk roman yazarı Zafer Hanım’dan, dönemin kadın dergilerine, kadınların kurduğu ilk dernek ve vakıflara, Hilal-i Ahmer Cemiyeti ve Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerindeki kadın örgütlenmesine kadar, Emine Semiye Hanım’ın İttihat ve Terakki deneyimini, Nezihe Muhittin’in akamete uğratılan kadınlar fırkasını, Halide Edip Hanımı, Çanakkale müdafaasına iştirak eden kadın hekim ve hemşireleri, Fatıma Aliye’yi, Halide Nusret Hanımları konuştuk... Bu kadınlar haritası, aynı zamanda Türkiye’nin yakın siyasi tarihi anlamındaydı...

Konuşmanın ikinci kısmındaysa günümüz dindar kadınları için siyasetin anlamını gözden geçirdik. Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ın girişimiyle, 1989’dan itibaren siyasette mobilize olmuş mütedeyyin kadın tecrübesini konuştuk. 89’dan bugüne, kadın desteğinin, muhafazakar kesim için ne denli önemli bir kavşak olduğunu, siyaseten hepimiz tecrübe ettik.

Toplantı, zaten Ak Parti Gençlik Kolları’nın tertip ettiği bir sohbet ortamı olduğu için, konuştuğum gençlerin gözlerinde yarının pırıltısını okumak, cidden heyecan vericiydi... Edebiyat Fakültesinde okuduğunu söyleyen bir genç kız, Milli Eğitim Bakanlığı da yapmış olan Nimet Çubukçu’yu sordu. Onun güçlü kişiliğinden, çalışkanlığından, performansından çok etkilendiğini söyledi. Fakat genç kızın samimi sorusu, benim yaklaşık iki saat kadar süren konuşmamın en zayıf halkasına isabet ediyordu. Nimet Hanım’ın ailevi ve özel hayatına dair aldığı bir karar olsa da boşanmış olmasının acaba yoğun siyasi performansıyla ilgili olup olmadığını merak ediyordu... Yılların verdiği manevra taktiğiyle Hukuk Fakültesi’nden beri tanıdığım Nimet Hanım’ın başarılı siyasi hayatına atıf yaparak savuşturdum bu suali... Çünkü Nimet Çubukçu özelinden bilmesem de siyasetle uğraşan kadınların genelde nasıl büyük bir iş yüküyle hatta hayat tarzıyla yaşadıklarını biliyordum. Konuşmayı dinleyenler arasında oğlum da vardı. Buğra, çizdiği ilk resimlerde beni asla evin içinde çizmez, altı yedi tekerleği olan bir uzay arabasında çizerdi, “eve çabuk dönebilmen için çok tekerlek çizdim arabana” derdi. Yavrularıyla uyuyan bir kedi resminin altına da “anneanne kediyle yavruları” diye yazmıştı, çünkü Buğra’nın çocukluk zihninde bebekler, anneleriyle değil ancak büyükanneleriyle uyuyabilirdi. Bebeklerime yeterince süt bile veremedim, o günlerdeki fotoğraflarımda, elimde megafon kalabalıkların arasındayım, pardesümün dışına taşmış süt lekeleri, henüz lohusayım, miting, eylem, protesto, imza, mahkeme, çocuklarsa kim bilir kimin kucağında... Buğra’nın iki metre boya nasıl geldiğine, ben de şaşıyorum. Ama siyasetin böyle zorlu bir yüzü var, Bakan ya da vekil olmanız gerekmiyor, taban siyasetinde hatta sivil tüm örgütlenmelerde de bu böyle, kurumlar kendilerini erkek yaşantısına göre kuruyorlar. Profesyonel dünya, zaman çizelgesini, kariyer temposunu hatta mimarisini bile, çocuksuz ve erkek kimliklere göre dizayn etmiş halde. Kadınlara, çocuklara, yaşlılara göre hiçbir imkan tanımayan bu hayatın içinde, “kadın ve siyaset”i yara bere almadan konuşabilmek çok kolay değil... Hem “üç çocuk” hem de “her şey”, çok kolay değil, hiç kolay değil... Ali Bulaç ve Etyen Mahçupyan, “dışarıdan” ve “büyük” resimler üzerinden yazıyorlar kadın görünürlüğünü. Bense,”içeriden” ve “küçük” hikayelerden gideceğim. İstanbul Üniversitesi, düğmeye bastı...

Görüş Bildir Bizimle Paylaş