DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

İslam siyaset fıkhı üzerine -1

2013-07-29 10:17:10
Modern dönemlerde ortaya çıkan bazı İslami cemaatler veya yapılar davet ve eğitim çalışmalarından öte bütün enerjilerini siyasal iktidara yönlendirmiş durumdalar. Kendi ailelerinde, akraba çevrelerinde, mahallelerinde hatta kendi hayatlarında yapamadıklarını siyasal iktidara gelerek yapacaklarını hayal etmektedirler.

Hiçbir topluma, hiçbir ideolojiyi, hiçbir dini dayatamazsınız. Eğer zorla iktidara gelerek dini topluma dayatırsanız tam tersi sonuçlar alırsınız. Bu gerçeği daha İslam’ın ilk yıllarında gören Ömer bin Abdülaziz, kendisini niçin İslamı tam uygulamıyorsun diye eleştirenlere şu cevabı verir : İslam’ın ilkelerini bir defa da uygulamaya kalkarsanız, topluma bir defa da İslam’ın tamamını inkar ettirmiş olursunuz.

Kuran ve Hadis’in fıkıhtan ve Usul-u Fıkıhtan ayrı değerlendirildiği modern okuma biçimlerinin en büyük sıkıntısı, birbirine açıklık getiren nasların tamamını görüp anlamadan, rastgele önüne gelen birkaç ayet ve hadisle yola çıkarak, yüce İslam adına dünyada terör estirir hale gelmişlerdir. Bunun temelinde küresel emperyalizme başkaldırı gibi haklı ve masum bir neden olmakla birlikte, her defasında bu hareketlerin oluştuğu ve geliştiği yerlerde Müslümanlar dayak yemekten yorulmuşlardır.

Bugün İslam dünyasında sosyal ve siyasal gelişmeleri doğru takip edebilen tarih, siyaset, uluslar arası ilişkiler ve strateji uzmanı fakihlerin eksikliği ciddi bir sorundur. Bunun sebebi ise; İslami ilimler fakültelerinde okutulan derslerin kapsamlı olmayışındandır. Bu konuda en kapsamlı İslami ilimler eğitim programını 1960 lı yıllarda Şam İlahiyat fakültesini kuran Mustafa Sibai ortaya koymuştur. Bu programla yetişen bir çok genç bulundukları ortamlarda ön plana çıkmışlardır. Ancak bu programın dahi, yeterli olduğu söylenemez. Bugün bir çok ülkede, Mustafa Sibai’nin ortaya koyduğu programdan bile mahrumuz.

Vatikan, diyalog çalışmalarını başlatmadan önce, İslam dünyası ile nasıl bir ilişki içerisine girmesi gerektiği konusunda 150 din adamının yazılı görüşünü alır. Daha sonra bu görüşler bir el kitabı halinde yayınlanır. Vatikan’ın artık Müslümanlarla diyaloglarda dikkat edeceği konularla ilgili bir el kitabı vardır.

İslam dünyasındaki gelişmelerle ilgili konuların hiçbirisinde 100 tane alime sorulduğu görülmemiştir. Uluslararası Alimler Birliği ise mevcut gelişmeler üzerine yorum veya fetva vermektedir. Madem ki, Müslümanların elinde böyle bir birlik var niçin daha olaylar gelişmeden bu birliğin görüşü alınmaz. Her defasında üç beş kişinin başlattığı sonra da geri dönülemez bir noktaya gelen meseleler konusunda, âlimler fetva vermek zorunda kalır. Eğer 100 tane âlimin ciddi istişarelerinden sonra ortaya çıkacak bir karara göre hareket edilmiş olsaydı bugün kan kaybettiğimiz bir çok ülkede ki sıkıntıları yaşamayacaktık. Bugün 2013 yılı olarak İslam dünyası kan revan içindedir. Yüz âlimin bir araya gelerek yanlış karar alma ihtimali çok azdır. Çünkü ümmetin âlimlerinin çoğunluğu yanlışta ittifak etmez.

Bazı sorunlara çözüm üretme konusunda fakihlerin yeterli olmadığı durumlarda, bir çok farklı disiplinlerde yetişmiş sosyal bilimcileri de bu çözüm sürecine katarak sağlıklı çözümler üretilebilir. Böyle bir çalışma komisyonunda mutlaka fakihlerin yanında iktisat, kriz yönetimi, uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi , mezhepler tarihi ve dinler tarihi uzmanları bulunmalıdır. Bu komisyon, zamanla İslam dünyasında bir merci konumuna gelecek ve ulemadan habersiz önüne gelenin devrim yapmaya kalktığı ortamlara prim vermeyecektir. Alimler toplumların önünden gitmediği sürece, önden giden toplumların arkasından gitmek zorundadırlar.

Bazı alimlerin sarık ve cübbeleriyle, Irak’ta olduğu gibi işgal orduları ile birlikte tankların üzerinde ülkenin işgaline destek vermeleri veya Mısır’da olduğu gibi sarık ve cübbeleriyle darbecilere destek vermelerinden dolayı halk nezdinde bütün meşruiyetleri yok olmuştur. Ancak Ezher ulemasının çoğunun darbeye karşı olması ise bizleri rahatlatmıştır.
Modern dönemlerde bir daha anlıyoruz ki, yeniden siyaset fıkhının önde gelen alimlerinden Ebu Hanife , Ahmed bin Hanbel, İz bin Abdusselam, İmam Nevevi ve İmam Rabbani gibi önderlere ihtiyaç vardır. İslam ümmeti bu âlimleri yetiştirecek kurumları oluşturmak ve programları geliştirmek zorundadır. Bu konuda adı geçen alimlerin izinde olan bir çok adı duyulmamış yaşayan bir çok alimlerimiz vardır. Önemli olan bunları bir araya getirerek farklı birikimleri tek bir insanda toplayarak donanımlı yeni önderler yetiştirmektir. İslam dünyasının gerek ekonomik durumu gerekse sosyal ve fıkhi birikimi buna müsaittir. Bu mübarek ayda bu temennilerin dua niyetine geçmesi dileğiyle.

Ömer KORKMAZ

28.07.2013

Görüş Bildir Bizimle Paylaş