DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

NATO nerede, Türkiye NATO’nun neresinde?

2011-10-10 12:59:39
Dün bu köşede okuduğunuz balistik füze savunma sistemiyle ilgili bilgiler ışığında varılabilecek sonuçları alt alta yazarak devam edelim...

Bir: Türkiye’yi yönetenler Malatya’nın Kürecik ilçesi civarına NATO’nun füze savunma sistemi kapsamında yerleştirilmesine karar verdikleri “AN/TPY-2” X-band radarının elde edeceği verilerin İsrail ile paylaşılmasını istemiyorlarsa bunu NATO ile değil ABD ile müzakere etmek durumundadırlar.

Sistem, uzaydaki füze ihbar ve ikaz uyduları, yerdeki izleme ve hedef tespit radarları, komuta kontrol altyapısı ve nihayet füze katili füzeleriyle tamamen Amerikan’dır. Obama yönetiminin yaptığı, ana unsurlarıyla zaten mevcut olan bu kabiliyetin, Avrupalı müttefiklerinin güvenliği için NATO’ya entegre edilmesini sağlamak olmuştur.

İki: Mamafih Kürecik’teki radar, İsrail’deki eşi gibi Amerikalı personel tarafından çalıştırılmakla birlikte NATO’ya tahsisli olacaktır. Dolayısıyla Türkiye’nin NATO üyesi olmayan İsrail’in bu radarın sağlayacağı verilerden mahrum bırakılmasını istemeye hakkı vardır.

Üç: İsrail, ABD’nin stratejik müttefikidir. Ve füze savunma sisteminin NATO’ya entegre edilmesi, İsrail gibi diğer ABD müttefiklerinin bu sistemden faydalanmasına tamamen engel teşkil etmez.

Dünkü yazıda da naklettiğim gibi sistem biri Amerikan, diğeri NATO komuta kontrol merkezlerinden oluşan iki beyinli bir yapı ihtiva ediyor. Uydu ve radarlardan gelen veriler önce Amerikan komuta kontrol merkezine ulaşıyor, sonra NATO’nunkine aktarılıyor. Kürecik radarının sağlayacağı data da önce Amerikan komuta kontrol merkezine girecek.

Türkiye’nin işte bu aşamada, kendi topraklarında konuşlu bir radardan gelen bilginin NATO’nun yanı sıra İsrail’e de aktarılmasını önlemek adına tedbir ve güvenceleri almak için ABD ile müzakere etmesi söz konusudur.

Özetle vaziyet şudur: Uydulardan Amerikan komuta kontrol sistemine gelecek olan “İran’dan füze fırlatıldı” ikazının, NATO’nun komuta kontrol merkezine aktarıldığı sırada, diğer taraftan da İsrail’de konuşlu olan X-band radarına pas edilmesine Türkiye’nin engel olmasının zemini yok.

Ama fırlatılan füzenin takibe alınması için konu NATO’dan Kürecik’teki radara intikal ettikten sonra, Kürecik’in sağlayacağı verilerin İsrail’e geçilmemesini istemeye Türkiye’nin hakkı var.

Şimdi de konunun takvimine göz atalım.

Balistik füze savunma sistemi kurulması hakkındaki ilke kararı NATO’nun geçen kasımdaki Lizbon Zirvesi’nde alındı; ardından mart ayında NATO savunma bakanları sistemle ilgili eylem planını kabul etti. Türkiye 1 Eylül’de radara ev sahipliği yapma kararını açıkladı. Sonra 13 Eylül’de Romanya ile füze katili füzelerin burada üslenmesine dair anlaşma imzalandı. Polonya ile aynı içerikteki anlaşma da iki gün sonra yürürlüğe girdi.

Şimdi NATO’nun hedefi, 20-21 Mayıs’ta Chicago’da düzenlenecek zirveden önce sistemin geçici statüde devreye girmesi. Mantık, x-band radar Kürecik’te aktif hale getirilmeden, bu hedefe varılamayacağını söylüyor. Ve yine mantık, radarın devreye girmesi için ABD ve Türkiye arasında, Ankara’nın İsrail’e dair rezervini de kayda geçiren bir anlaşmaya varılmasını icap ettiriyor.

Bulunulan noktada şu soruyu sormak meşrudur: Üzerinde patladığı yerde muazzam sivil kayıplarına yol açabilecek bir nükleer başlığın havada daha erken imha edilmesini mümkün kılacak bilgileri Türkiye, İsrail’den neden böyle ısrarla sakınmak ister?
AKP hariciyesi bu soruya bugüne kadar doyurucu bir yanıt vermedi. Bize göre, AKP iktidarının Ortadoğu politikasında iç tutarlılık sağlama çabasından kaynaklanıyor bu tutum. Özetle nedeni, bir taraftan İsrail’le askeri çatışmayı bile en azından söylemde göze alan bir karşıtlık ilişkisi kurmak yolu ile Ortadoğu’da siyasi güç ve meşruiyet üretmeye çalışırken, diğer taraftan İsrail’in stratejik savunmasına destek olunuyormuş görüntüsü vermeyi istememektir...

Başbakan Erdoğan’ın İsrail’in nükleer silahlarını Türkiye’ye yönelmiş bir tehdit olarak algıladığını dolaylı yoldan ilan etmesi de bu pozisyonla tutarlıdır.

İran’a karşı NATO’yla birlikte hareket ederken, İsrail karşıtlığı üzerinden bu birlikteliği dengelemek istemektedir yeni Türkiye... Ancak füze kalkanıyla ilgili İran’dan yapılan menfi açıklamalara bakılacak olursa bunda pek de başarılı olamamaktadır.

Türkiye’nin, İsrail (nükleer) tehdidi hususunda diğer 27 NATO ülkesini ikna etmesi de imkânsızdır, bu konuda anlayış görmesi de...

NATO üyelerine yönelen yeni tehditlere en önde maruz kalan bir cephe ülkesi olsa da Türkiye, kendine seçtiği başka cephelerde yalnız konumdadır.
Görüş Bildir Bizimle Paylaş