DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Bizler Balbay değiliz...

2009-03-19 02:18:00

Milliyet gazetesinin dünkü manşeti, Ergenekon davasında, artık geriye dönüşün olmadığının ilanıydı. Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi ve yazarı Mustafa Balbay'ın, 2002-2005 yılları arasında generallerle yaptığı görüşmelere ait notlar yayınlanınca bir anda her şey değişti.

Bu darbe günlüklerini, iki eski Genelkurmay başkanı, Milliyet yazarı Fikret Bila'ya yorumladılar ve 'mahkeme davet ederse gideriz' dediler. Evet mahkeme onların bu cesaretini takdir etmeli ve davet etmelidir.

Karadayı'dan farklı olarak, iki eski Genelkurmay başkanı, komutan gibi davrandılar. Görmedim, duymadım, o adamları tanımam falan demediler.

Balbay'ın notları neden önemli? Daha önce Nokta Dergisi, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu söylenen darbe günlüklerini yayınlamıştı. Fakat Örnek, 'bana ait değil' dedi. Emniyet Genel Müdürlüğü ise teknik inceleme sonucu bu notların Örnek'in bilgisayarından çıktığının tespit edildiğini açıklamıştı. Yani konu tartışmalı kaldı. Hâlbuki Balbay'ın günlükleri inkâr edilmiyor. Cumhuriyet'in iki yazarı, Hikmet Çetinkaya'yı ve Emre Kongar'ı TV ekranlarından dinledim. İkisi de aynı şeyi söylüyor: 'Bu notlar, bir gazetecinin mesleği gereği yaptığı iştir. Kendisi bir yazı dizisi hazırlamak için bu notları tutmuştur. Hatta günlükler internet ortamına düşmese ve daha sonra gazetelerde yayınlanmasaydı, 'Gerilimli Günler' dizisi olarak Cumhuriyet'te yayınlanacaktı...' dediler.

İnanalım mı? Balbay o notları, darbeden şüphesi olmadığı için tuttu. Çünkü o notlarda darbenin akıl hocası, gözü pek, komutanlara bile, onu şöyle yapın, bunu böyle yapın diyebilen bir gazeteci var. Darbenin gazetecisi. Darbe olduktan sonra yayınlanacaktı o darbe günlükleri ve tarihe bir not düşülecekti. 'Bir kahraman gazeteci, Cumhuriyet'i işte böyle korudu.' denilecekti. Meydanlara Balbay heykeli dikilecekti.

En büyük aldanmışlık, insanların kendilerini en akıllı kabul edip, herkesin aptallığına inanmasıdır. 'Hepimiz Balbay'ız' diyen meslektaşlarımız, bunun meslekî bir dayanışma olduğuna inanmamızı istediler, beklediler. 'Gazeteciler, fikirlerinden dolayı susturulmamalı.' dediler. Vicdanlarına şimdi bir daha sorsunlar. Balbay'ın yaptıkları gazetecilik mi, yoksa fiilen bir darbe hazırlığının ve kışkırtıcılığının içinde gönüllü rol almak mı?

Basın özgürlüğü, gazetecilik, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Demokrasi varsa gazeteci vardır. Demokrasiyi ortadan kaldırmanın adı olan darbeyi, dünyanın hiçbir ülkesinde bir basın mensubu savunamaz. Avrupa'da, ABD'de Balbay gibi bir gazeteci gösteremezsiniz. Çünkü hiçbir demokratik ülkede, bir gazetenin başkent temsilcisi ve yazarı, darbecilerin içine girip akıl veremez. Onlarla iş tutamaz. 'Hilmi Özkök'ü alın, Kara Kuvvetleri'ndekini, başa geçirin.' diye konuşamaz. Onlarla saatlerce oturup darbe planları yapamaz. Bunu yapan adama gazeteci denmez. Yaptığı, gazetecilik mesleği olarak, gözümüzün içine baka baka yutturulmaya kalkışılmaz. Bu, insan zekâsına hakarettir. İnsana saygısızlıktır.

Bizim medyamız, darbe sabıkalıdır. Balbay üzerinden asıl anlatmak istediğimiz bu. Kendine merkez medya diyen gazete ve televizyon yöneticilerinin, birkaç istisna dışındaki yazarlarının, tavrı yeni değil ki... Bunların; 'Demokrasi, din ve vicdan özgürlüğünü genişletir, dolayısıyla demokrasi bizi bozar, vesayet rejimi ortadan kalkar, bu memlekette artık bizim borumuz ötmez' diyerek, darbelerden yana tavır koymaları yeni değil ki... Medyanın darbe kışkırtıcılığı, ilk defa Balbay'da görülüyor değil ki... 28 Şubat utancının kızarıklığı, kimi yüzlerden hâlâ silinmiş değil ki... Sorun, medyadaki darbeci zihniyetin, demokrasiye ihanetidir.

Medya bu utançla daha fazla yaşayamaz. İçimizdeki Balbay'lara artık tavır koymak zorundayız. 'Demokrasi iyidir ama, bizimkiler iktidar olamıyorsa, darbeler de fena değildir' diyenlerin hepsi Balbay olabilir. Fakat 'laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olmayı, bu değerlerin birini diğerine tercih etmeden birlikte savunuyoruz' diyen hiçbir gazeteci, yazar, yayın yöneticisi, Balbay olamaz.

Bizler Balbay değiliz ve asla olmayacağız...

 

Zaman

Görüş Bildir Bizimle Paylaş