DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Hiç bitmeyecek bir tartışma: Yaradılış mı, Evrim mi?

2009-03-15 10:01:00

Bilim ve Teknik dergisi'nin Darwin'e ilişkin kapak konusunun başlattığı 'küçük kıyamet' devam ediyor.

Oysa, herkesçe çok iyi bilindiği gibi, medyanın güncel bir mesele olarak ele aldığı tartışmanın arkaplanında, neredeyse iki yüzyıldır süren bir anlaşmazlık var: Evrim mi, Yaradılış mı?

Ben, aslında bu meselenin, iki büyük felsefe geleneği (İdealizm ve Materyalizm) arasındaki ilişkinin problematik oluşundan kaynaklandığını düşünüyorum. Doğru yaklaşım, Darwin teorisi ile Yaradılış Doktrini arasındaki çatışmayı Bilim ile Din çatışması olarak değil, Materyalizm ile İdealizm karşıtlığının getirdiği felsefi arkaplan üzerinden okumaya çalışmak olmalıdır. Kısaca, Darwin teorisi ile Yaradılış doktrinini, temelde, iki büyük felsefe sistemi bağlamında ele almak gerekir...

Darwin teorisi, maddenin insan zihninden bağımsız olduğunu öne süren Materyalizmin bir türevidir ve bu teori, örtük bir biçimde, maddenin insan zihninin dışında, büyük ve transandant bir zihin tarafından algılandığı önermesini reddeder. Materyalizm, Ateizm'dir;-çünkü insan zihninden öte transandant bir zihnin varlığını kabul etmek, Materyalizmin İdealizme dönüşmesi anlamına gelecektir. Materyalizm, İdealizme dönüşmemek için, Ateizmi benimsemek zorundadır, çünkü...

Darwin'in Yaradılış doktrinini reddedişi, onun, primatın homo sapiens'e dönüştüğüne ilişkin hipotezinin kanıtlanmış olmasından değil (-ki, kanıtlanamamıştır!), bir Yaratıcı'nın varlığını reddediyor olmasından dolayıdır. Darwin'in 'Evrim' teorisi, Yaradan'a, dolayısıyla da Yaradılış doktrinine, Materyalist bir alternatif sunmak adına önesürülmüştür ve işte tastamam bu nedenle, örtük bir felsefi tezdir;- bilimsel bir teori değil! Dolayısıyla bu, aslında Darwinizm'in gerçek anlamda bir teori değil, Bilim'le ilişkisi olmayan felsefi bir ateizmin türevi olduğunu gösterir.

Özetle şu: Tercih, tamamiyle ideolojiktir. Ne 'Yaradılış' doktrini, ne de Darwin teorisi bilimseldir ve dolayısıyla tercih, Darwin hipotezinin arkaplanındaki Materyalist Ateizmle, 'Yaradılış' doktrininin arkaplanındaki Yaradancı İdealizm arasında, ideolojik bir tercihtir. Ve işte tastamam bu nedenle de, tartışmayı Bilim ve Din arasında bir çatışma olarak sunmak yanlışına düşülmemelidir.

Dolayısıyla, birilerinin 'Yaradılış' doktrinine 'zırvalık' demeye ne kadar hakkı varsa, başkalarının da Darwin hipotezine 'uydurma' demeye o kadar hakkı vardır. Hadi, diyelim ya da varsayalım ki, Darwinizm bilimsel bir teoridir: Bilim tarihi, bize, Bilim düşüncesi'nde hiçbir zaman bir 'son nokta'nın olmadığını; bilimsel teorilerin, sadece yanlışlanmadıkları ya da geçersiz bulunarak terk edilmedikleri sürece, dolayısıyla da 'geçici' olarak 'doğru' ya da 'geçerli' kabul edildiklerini gösteriyor. İster Karl Popper'in 'yanlışlanabilirlik' ilkesi açısından bakılarak 'doğru' olmadıkları, ister Thomas Kuhn'un 'yanlışlanmaz, ama terk edilir' ilkesi açısından bakılarak 'geçersiz' oldukları söylensin, bilinen şudur: Bilimsel teoriler, 'mutlak' olamazlar; hiçbir teori, hiçbir zaman, o konuda söylenebilecek en doğru veya en geçerli olanı söylemiş, 'son nokta'yı koymuş değildir...

Darwin teorisi de bir istisna değil. Ama bu teoriyi, 'mutlak doğru' kabul etme eğiliminin, özellikle, bilimsel düşünceyi referans olarak alan kesimlerde görülüyor olması, bana daima biraz şaşırtıcı görünmüştür. Zira bilimsel düşüncenin yapısı, bilim tarihinin de tanıklık ettiği gibi, bir teorinin (ister 'yanlışlanarak' diyelim, ister 'geçersiz bulunup terkedilerek'!) bir başka teoriyle yerdeğiştirdiğini gösteriyorken, Darwin Teorisi'ni bu alanda 'son sözü söylemiş' gibi kabul etmek, ne kertede bilimsel düşünceyle bağdaşır;-doğrusu, bunu anlamakta güçlük çekiyorum.

ZAMAN

 

Görüş Bildir Bizimle Paylaş