DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

'Türk sorunu'

2009-10-23 09:21:00

Değerli tarihçi, yazar ve AK Parti Milletvekili Reha Çamuroğlu ile dertleşiyoruz. PKK/DTP’lilerin, terör örgütü üyelerinin geri dönüşü üzerine yaptığı gösterilerden, o da benim gibi çok rahatsız. Terörün sona erdirilmesi gibi önemli bir projenin istismar edilerek geniş halk kitlelerini karşı karşıya getireceğinden endişeli. Bir Alevî düşünür olmasına rağmen farklılıkların birleştirici bir perspektiften değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Yıllardır ayağı yerden kesik yabancılaşmış aydınımıza, farklılıkların zenginliği ile ‘farklılaştırma’nın ayrımcılığını bir türlü anlatamadık. Milletimizi meydana getiren vatandaşlarımızın etnik, mezhebî ve siyasî farklılıklarını daima ayrılıkçı/ayrımcı bir perspektiften büyütüp mübalâğa ederek anlatırken, bin yıllık müşterek tarih, kültür ve medeniyetimizi, örf, âdet ve geleneklerimizi, tasada, kıvançta ve kaderde beraberliğimizi görmezlikten geldiler. Ne de olsa, 1960 sonrasında sosyal ve ekonomik farklılıkları dahi istismar ederek devrim peşinde koşan hayalci bir neslin kalıntılarıydılar.
Milletimizi hiçbir şekilde tanımayan bu yabancılaşmış aydın tâifesi, terör sorununu da teşhis edemedi. Kökü dışarıda Kürtçü azınlığın Kürtleri temsil etmediğini ve nihaî hedeflerinin Türkiye’nin bölünüp parçalanması olduğunu anlayamadılar. Bol maaşla çöreklendikleri sütunlarında millî hassasiyeti olan, ancak aslâ ayrımcı olmayan milletimize veryansın ederken, PKK/DTP’yi ‘barışçı’ ve ‘demokrat’ gösterebilmek için ellerinden geleni yaptılar. Bunların millî birlik ve bütünlüğümüzden bol keseden verilmesini istedikleri tâvizler de muhalefet tarafından iktidarın aleyhine kullanıldı. Velhasıl, çeşitli istismarlarla terörün çözümü konusunda yapılan operasyonlar ve atılan cesaretli adımlar hep baltalanmaya çalışıldı.
***
Bu aziz, vakûr ve sabırlı millet son çeyrek asır boyunca sesini hiç yükseltmeden metanetle bekledi. Terörün etnik farklılıktan kaynaklanmadığının, sadece bir avuç hainin alçakça saldırılarından ibaret olduğunun şuuruyla şehit cenazelerinde bile tahriklere kapılmadı. Bugüne kadar hiç kimsenin, yürekleri yanık anne, baba, eş ve çocukların ağzından dahi ‘Kahrolsun Kürtler’ sözü çıkmadı. Zira, Türkler ve Kürtlerin de dahil olduğu bütün Türk Milleti adına vatanımızı teröristlere karşı savunuyorduk ve bu uğurda beraberce şehit oluyorduk. Türkler ile Kürtler’in kardeş oldukları ve aynı millete mensup bulundukları biliniyordu.
Hâlen de bu bin yıllık tek millete mensup iki unsurun kalplerine yazılmış ve aslâ silinemeyecek olan bir hakikattir.
Lâkin, terörü sona erdirmek için uygulanan projede, teröre bulaşmadıkları için teslim olduktan sonra serbest bırakılan eski çetecilerin dönüşünde PKK/DTP’nin yaptığı taşkınlıklar ve gösteriler, DTP’nin tabanı olan en fazla yüzde beşlik kesimin dışında kalan, Türkiye’nin en az yüzde 95’lik kesimini muazzep etmiş ve mâşerî vicdan ciddi şekilde yaralanmıştır. Aslında, yüzde 5’lik azınlığın da büyük kısmının bu kepazelikten hoşlandığını hiç sanmıyoruz. Öyle ki, bu soytarılığın baş sorumlusu olan DTP Başkanı Ahmet Türk bile, ‘Eğer Türkiye kamuoyunda oluşan tepkileri önemsemezsek sürecin önünü tıkarız’ demek gereğini hissetmiştir.
***
Bu arada, muhalefetin kışkırtıcı ve fırsatçı tutumunu da kınıyoruz. Dağdan indirmede bazı ihmalkârlıklar yapılmış olabilir, Elbette yöntemi eleştirme hakkına herkes sahiptir. Ancak, PKK/DTP’lilerin şımarıklığı ve atraksiyonu üzerine zaten rencide olmuş halkımızı, âdeta tahrik eder gibi üstüne giderek istismar etmenin âlemi var mıdır?
Herkes aklını başına toplamalıdır. Hükûmet terörü sona erdirirken millî birlik ve bütünlüğümüzden tek tâviz vermiş değildir. Uygulanan doğru politika, güvenlik güçlerimizin mücadelesi ve uluslararası konjonktür neticesinde köşeye sıkışan ve zaten dağılmaya mecbur kalan teröristler, kendilerini sahte bir zafer kazanmış gösterseler de, hayatlarını kurtarmak için teslim oldukları gerçeğini kimse değiştiremez. Bundan sonra faaliyetlerini hukuk içinde kalarak yürütmeye mecburdurlar. Aksi halde yargı yakalarına yapışacaktır. Bu olay, Baykal’ın istismar ettiği gibi, PKK terör örgütünün meşrulaştırılması değil, terörün sona erdirilerek faaliyetlerin hukukî zemine çekilmesidir.
Bu proje sonunda ‘Şehitlerimizin kanı yerde kalmış’ değildir. Bilâkis şehitlerimizin akıttıkları mübarek kanlar ve güvenlik güçlerimizin mücadelesi sâyesinde bu sonuç elde edilebilmiştir.
***
Türkiye bugün bir dönüm noktasındadır. Türk Milleti sabırla imtihan ediliyor. Milletin çok büyük çoğunluğunun nefretle karşıladığı bu ciğeri beş para etmez yaratıklar yüzünden aramızda ayrılık çıkmasın; kardeşliğimiz bozulmasın. Yabancılaşmış bir kısım aydının ‘Türk Sorunu’ diye tutturmalarına sebep olmayalım. Sabırla, vekârla ve metanetle kardeşlerimize sarılarak bekleyelim.
Bakınız Üstâd Necip Fazıl sizlere nasıl sesleniyor:
‘Sen bir devsin, yükü ağırdır devin’.


Görüş Bildir Bizimle Paylaş