DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Tamam da paşam...

2010-05-04 09:09:00

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, terör örgütünün Tunceli’deki karakol baskınını eleştiren basını ‘hainlik’ ile suçladı. Başbuğ’un üzüntüsünü anlıyoruz, ancak bu ithamı haklı bulmuyoruz.
Genelkurmay Başkanı’nın ve yüksek komuta kademesinin, siyasî hesaplarla kendisine emanet edilen Mehmetçiği bilerek ve isteyerek ölüme göndermesi mümkün değildir. Bu ihtimali düşününce dehşete kapılıyor ve hiçbir şekilde inanmak istemiyoruz. Zaten bu konuda Ergenekon imasında bulunan yazarlar da olayda üst komuta kademesini sorumlu tutmuyorlar; tam aksine üst kademenin bu konuda dikkatini çekiyorlar Şamil Tayyar, yazısında ‘Devlet ve PKK içindeki Ergenekon uzantıları’ ndan bahsediyor; TSK’nın adını bile anmıyor. Hâl böyleyken Org. Başbuğ’un tehevvürü gene yersiz olmuştur.
***
Org. Başbuğ ve ilgililerin zihinlerimizdeki soruları cevaplandırması lâzımdır.
Önce, Star Gazetesi’nden Şamil Tayyar ile Bugün Gazetesi’nden Âdem Yavuz Aslan’ın, saldırı olayını birkaç gün önceden haber alıp sütunlarında yazmalarına rağmen, TSK’nın bu saldırıdan habersiz olmasını garipsiyoruz. Böyle dahi olsa, iki gazetecinin görevlerini yaparak ilgilileri haberdar ve ikaz etmelerine karşılık, hiçbir tedbir alınmayışının sebeplerinin mutlaka izah edilmesi gerekir.
Üstelik, saldırıdan önce teröristler karakolu arayarak saldıracaklarını da ilân edip meydan okumuşlar.
Buna karşılık, ilgililerin ellerini kollarını bağlayarak saldırıyı beklemeleri, en azından büyük bir ihmalkârlık ve sorumsuzluk değil midir?...
***
İşin uzmanı değilim. Lâkin yıllarca devletin ‘güvenlik koordinatörü’ olarak görev yaptım ve terörle mücadele konusunda uğraşıp durdum. Önceden istihbarat bulunmasına rağmen saldırıya uğrayan karakolun saatlerce savunmasız bırakılması, ilgililerin en hafif deyimiyle beceriksizliğinin bir göstergesidir.
Şu sorulara inandırıcı cevap verilmesi gerekmektedir:
* Karakola 35 km. mesafede bulunan zırhlı araçlar neden gönderilmemiştir?
* Helikopterlerin iniş yapmasına lüzum kalmadan dağ komandoları indirilemez miydi?
* Karakola yakın bölgeye uçaklardan paraşütçü birlikleri gönderilemez miydi?
* Önceden karakoldaki asker ve ağır silâh sayısı neden arttırılmadı?
* Önceden karakola zırhlı araçlar neden gönderilmedi?
* 65 kişilik terörist grubu neden tespit edilip izlenemedi?
* Saldırı ihbar edilen bölgede, uçak ve helikopterlerle sürekli uçuşlar düzenlenip niçin caydırıcılık sağlanmadı?
Eğer biz güvenlik güçleri olarak yurdumuzun bir köşesindeki karakola ve 40 Mehmetçiğe sahip çıkamıyorsak, ona buna hiddet buyuracağımıza, şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekir.
***
Aslında, 800 bin km≤’lik vatan toprağının her köşesini her an izleyebilmemiz ve her yere en kısa zamanda ulaşabilmemiz gerekir. Bu nevi olaylar, başta TSK olmak üzere güvenlik güçlerimizin iç ve dış itibarını sarsmakta ve devletimizi yıpratmaktadır.
Elin oğlu özel sektörde, uydudan Türkiye’deki zeytin ve fındık ağaçlarını bile tek tek sayabiliyorsa, bizim de teröristlerin -hele toplu hareket ettiklerinde- her adımını takip edebilmemiz gerekir. Esasen, ‘Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye’ de ancak böyle olur.
Adama sormazlar mı, ‘Heronlar’ ne güne duruyor diye?
Uydu göndermek, hiç değilse ‘uydu kiralamak’ bu kadar zor ve imkânsız mıdır?
Sınırları kontrol etmek, modern teknolojilerin dünyasında niçin mümkün olamamaktadır?
Karakolları tahkim etmek, asker ve ağır silâhlarla donatmak için hâlâ ne bekliyoruz? Hükûmetten ödenek istenmiş de verilmemiş midir?...
***
Merhum Özal’ın Başbakanlığı’nın ilk döneminde vukubulan bir terör saldırısında çatışmaların sabaha kadar devam etmesine rağmen jandarmanın olay mahalline intikalinin gecikmesi, kamuoyunda tartışmalara sebep olmuştu. Başbakanlık Müsteşarı sıfatıyla merhum Özal’a giderek, soruşturma açılması konusunda,
Genelkurmay Başkanlığı’na hitaben Başbakan imzasıyla yazdığım ‘gizli’ yazıyı arz ettim. Özal, evvelâ biraz tereddüt etti; zira militer demokrasimizde Genelkurmay’a bu şekilde soruşturma talimatı gönderilmesi mûtad değildi. Daha sonra yazıyı imzaladı ve Genelkurmay da soruşturmayı başlattı.
Tunceli saldırısı hakkında, Başbakan Erdoğan da Genelkurmay’a yazılı olarak talimat verip soruşturma başlatmalıdır. Soruşturma sonunda görev ihmali görülürse ilgililer cezalandırılmalı; herhangi bir ihmal ve hatâ yoksa durum açıklığa kavuşturularak TSK’nın yıpranması önlenmelidir.
Görüş Bildir Bizimle Paylaş