DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Seni unutmadık...

2010-04-18 09:23:00

Sevgili okuyucular, dün rahmetli Özal’ın vefatının 17. yıldönümüydü... O’nu 17 Nisan 1993 günü kaybetmiştik.
O, milletimizin çok sevdiği ‘sivil’ ve ‘dindar’ Cumhurbaşkanımız idi. O’nu özlem ve rahmetle
yâd ediyoruz.

Üç Cumhurbaşkanı
Efendim, Türk Milleti, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana üç cumhurbaşkanını çok sevdi. Bunların başında, hiç şüphesiz, devletimizin kurucusu ve millî bir simgemiz olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk gelmektedir. Atatürk, bir Millî Mücadele kahramanı ve Türk modernleşmesinin banisi olarak Türk tarihindeki emsalsiz yerini almıştır.
Atatürk’ten sonra Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü ve Celâl Bayar da tarihî şahsiyetlerdi. Lâkin İnönü’nün ‘Millî Şef’ kimliği ve siyasî mücadelesi onu halk nezdinde yıprattı. Bayar, Menderes’in gölgesinde kaldı ve onun kadar sempati toplayamadı. Darbeci cumhurbaşkanları ise hiç sevilmedi.
Milletin en çok sevdiği ikinci cumhurbaşkanı Turgut Özal olmuştur. O, hepimizin yakını, akrabası, tonton amcası gibiydi. Halkın değer yargılarını paylaşır, onlar gibi inanır, ibadet eder, onlar gibi sevinir ve üzülürdü. 

O içimizden biriydi...
Cumhurbaşkanlığı yapmamakla beraber milletimiz Başbakan Menderes’i ve Menderes-Özal çizgisindeki Başbakan Erdoğan’ı da çok sevdi ve benimsedi. Kendini ‘Çoban Sülü’ olarak pazarlayan Demirel’e gösterilen sevgi ise, Cumhurbaşkanı olarak 28 Şubat darbecilerine verdiği destekten sonra sıfırlanmıştır.
Milletimizin en çok sevdiği üçüncü cumhurbaşkanı, şimdi hâlâ bu makamda bulunan Abdullah Gül’dür. Gül, Özal’ın çizgisinde halkın değerlerini benimseyen, halka yakın bir cumhurbaşkanımızdır. 

Dindar Cumhurbaşkanı
Efendim, Türk Milleti Müslüman, İslâm’a değer veren dindar bir millettir. Osmanlı döneminden beri devlet işleriyle din işlerini ayırt edebilmiş ve Cumhuriyet döneminde de lâikliği benimsemiştir. Lâkin, hiçbir zaman ‘lâisizm’in bir din gibi dayatılmasından hoşlanmamıştır. Bunun için, politikacılar dindar olmak zorunda değildir ama dine saygılı olmak zorundadır.
Aksi takdirde salyangoz satıcıları durumuna düşmekten kendilerini kurtaramazlar.
Rahmetli Özal, dindar bir başbakan ve cumhurbaşkanı idi. İstanbul Teknik Üniversitesi ’ndeki talebelik yıllarında, kardeşi Korkut Özal ile birlikte milliyetçi-muhafazakâr gençliğin temsilcilerinden olmuş ve Nakşibendî Tarikatı’na intisap ederek Abdülaziz Bekkine (k.s.) ve Mehmet Zâhit Kotku (k.s.) efendilerin tedrisinde bulunmuştu. Sabahlara kadar çalışırken, bazen cüzdanının arasından hoca efendilerin resimlerini çıkarır, gülümseyerek, ‘Bak Hasan, ne kadar tontonlar değil mi?’ derdi.
24 Ocak 1980 Ekonomik İstikrar Programı’nı hazırlarken ve daha sonra yurt dışında kredi bulmaya çalışırken çok yorulmuştu. Sıcak bir Ramazan günü akşam namazını eda ederken secde esnasında ağır bir kalp krizi geçirdi. 1987’nin ilkbaharında da Başbakan olarak bypass ameliyatı oldu.
Merhum Özal, orucunu muntazaman tutar, Cuma namazlarını hiç kaçırmaz, vakit namazlarını da kılmaya çalışırdı. Bazen, kimseye hissettirmeden namazını kılmak için mesaisine ara verirdi.
Özal, lâikçi yobazlardan çok çekti. Hükûmet aleyhinde 1987 yılında irtica suçlamasıyla SHP/CHP tarafından gensoru verildi. DPT ve Başbakanlık Müsteşarlıkları sırasında ‘takunyalı’ ve ‘gerici’ ilân edildi. Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı müddetince ‘irticacı’ ithamlarına mâruz kaldı. Halbuki Özal aslâ tutucu olmamıştır. Muhafazakârdı ama modernizme ve değişime son derece açık bir devlet adamıydı. O ’nun döneminde Türkiye daima ileriye gitmiştir. 

‘Altın beyinli adam’
Sevgili okuyucular, Alphonse Daudet’nin ‘Altın Beyinli Adam’ hikâyesine bayılırım. Özal, Daudet’in tiplemesine birçok bakımdan benzerdi. ‘Altın Beyinli Adam’, bundan tam 17 sene önce Hakk’a yürüdü. O’nu erken kaybettik... Öldüğünde, parmaklarının arasında son birkaç altın kırıntısı yoktu. Bilâkis, beyni ışıl ışıl altın gibi parlıyordu. Lâkin, bedenini gece gündüz demeden çalışarak harcamıştı. Gene de ölümünün, bir yabancı servisin ya da Ergenekon benzeri bir örgütün eliyle olduğundan şüpheliyim.
‘Altın beyinli adam’ın beyni Türkiye doluydu. ‘İkinci Değişim Programı’ ismini verdiği yeni reformları, bütün teferruatıyla altın beyninin içerisindeydi. Cumhurbaşkanlığı’ndan istifa edip yeni bir parti kurmayı, iktidara gelmeyi ve bu programı uygulayarak Türkiye’yi daha ileri götürmeyi plânlıyordu. Bunu hep beraber yapacaktık. Vefatından kısa bir müddet önce beni arayarak, “Seninle şöyle sabaha kadar bir oturalım” dedi. Ancak, görüşmek nasip olmadan O’nu kaybettik...
Merhum Özal, ‘24 Ocak Ekonomik Kararları’ndan itibaren etkili olduğu yaklaşık 10 yıllık dönemde Türkiye’nin çehresini değiştirdi. Fert başına düşen GSMH’yi 1.500 dolardan 3.000 dolara çıkararak ikiye katladı.
İthal ikâmesi modelini terk edip Türk ekonomisini dışa açtı. Dış ticaret hacmini 3 misli arttırdı. Altyapı, haberleşme ve ulaştırmada âdeta bir devrim gerçekleştirdi. Demokratikleşmeyi hızlandırdı.
Sivil toplumu inşa edebilmek için büyük gayret sarfetti.
Özal, ‘küreselleşmeyi’ ve ‘bilgi toplumu’nu önceden görebilen ve en iyi şekilde anlayabilen devlet adamı olmuştur. Bilgisayar teknolojisindeki gelişmeleri değerlendiren Özal’ın sayesinde, Türkiye’nin bugünkü ‘Bilgi ve Teknoloji Altyapısı’ gerçekleşebilmiştir. Millî
Eğitim Bakanlığım sırasında, benden, en fazla ‘eğitimde bilgisayarın kullanılması’
konusunda istekte bulunmuştu.
Özal, kendi döneminde gerçekleştirdiği reformların sonucunda bir ‘transformasyon’ (dönüşüm) meydana geldiğinin ifade edilmesinden çok hoşlanırdı. Sık sık Türkiye’nin o zamanki ANAP döneminde ‘çağ atladığını’ söyler ve bundan gurur duyardı. Milletimiz şimdi o günleri ‘Altın Dönem’ olarak anıyor ve O’nu sevgiyle yâd ediyor.
***
Lider olarak Recep Tayyip Erdoğan, rahmetli Özal’ın ‘hayrülhalefi’dir. Aynı şekilde, Cumhurbaşkanlığı’nda Abdullah Gül, dış politikada Ahmet Davutoğlu da O’nun hayırlı halefleridirler.
Başbakan Erdoğan’ı, dindarlığı, tevazuu, halka yakınlığı, cesareti ve çalışkanlığıyla merhum Özal’a benzetiyorum. Erdoğan da Özal gibi Türkiye’ye değerli hizmetler vermiştir. İnşaallah bundan sonra da Menderesler’in, Özallar’ın misyonları devam edecek ve
21. asır bizim yüzyılımız olacaktır...
***
Turgut Ağabey seni çok özledim. Mekânın cennet olsun. Ruhun şâd olsun. Yüce Allah üzerinden rahmetini esirgemesin.


Radikal
Görüş Bildir Bizimle Paylaş