DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

'Lâik-antilâik çatışması değil, Kürt devletinin kuruluş aşaması'

2008-03-28 07:38:00

Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan böyle söylüyor. Arıboğan, siyasallaşan yargının şaibe altında olduğunu, devletin hukuk sisteminin iflas ettiğini, yasama ve yürütmede kriz yaşandığını, devletin çökmek üzere olduğunu anlatıyor ve böyle bir çöküşten ya kaosun ya da askerî darbenin çıkması beklenir diyor. -Söylediklerinin her kelimesine iştirak ettiğim Prof. Arıboğan , 'Eğer sistem böyle giderse, devlet kendi içinde çatışmaya doğru giderse, iki yıl sürmez Türkiye'nin bölünmesi veya Kürt devletinin ortaya çıkması muhtemeldir(...) Türkiye'de çok ciddî bir uluslararası operasyon var şu anda. Adım adım Kürt devletine doğru gidiliyor' diyerek ikazda bulunuyor.

Yıllardır bunları yazıp çiziyoruz ama ne yazık ki gözlerini siyasî hırs bürümüş Neo-İttihatçılara bir türlü anlatamadık. Deniz Hoca, günlük olayların dışına çıkarak meseleyi geniş bir perspektiften değerlendiriyor.

* * *

Sayın Baykal, CHP'liler, ulusalcılar, jakobenler, darbe heveslileri, halâskâr hukukçular, medya bülbülleri! Kulaklarınızı açın da dinleyin... 27 Mayıs'ta da, 12 Mart'ta da, 12 Eylül'de de, 28 Şubat'ta da uluslararası çevrelerin Türkiye üzerinde oyunları olmuştur. Her defasında Türk demokrasisi yara almış, ekonomi çökmüş, dış itibarımız zedelenmiş ve Türkiye yıllarca geriye gitmiştir. Fakat, bütün bu kayıplardan sonra normal sisteme dönülebilmiştir.

 Lâkin bu defa durum çok farklıdır. Eğer bu istikrarsızlık böyle devam ederse ve bir de darbe yapılırsa, devletin çökmesi ve Türkiye'nin bölünmesi kaçınılmazdır. Çetelerle baş edilemezse, AK Parti kapatılırsa ve askerî müdahale yapılırsa şu gelişmeler olacaktır:

1. İçeride, bu defa halkın direnişi olacak ve müdahaleciler sert ve kanlı uygulamalara girişeceklerdir. Bu da Türkiye'yi bir 'iç savaş'a götürecektir.

 2. Türkiye, Avrupa Parlamentosu'ndan ve uluslararası kuruluşlardan atılacak ve AB yolu tamamen kapanacaktır.

3. Ermeni iftiraları uluslararası mahfillerde kabul edilecek; Türkiye'den tazminat ve toprak istenecektir.

4. Güneydoğu'da Kürtçü terörün desteğinde ayaklanmalar başlayacak; bunun üzerine sert şeklide gidecek olan darbe yönetimine karşı, başta ABD olmak üzere Batılı güçler müdahalede bulunacaktır. 

 5. Sonuç olarak, Türkiye bölünecek ve Kürdistan kurulacaktır. Zaten, Türkiye üzerindeki uluslararası operasyonun nihaî hedefi de budur. Bu gelişmeler sonunda, aynen İttihatçılar gibi darbeci güçler de kaçacak delik arayacaktır ama iş işten geçmiş olacaktır.

İttihatçıların vatansever olmadıkları söylenebilir mi? Bu 'halâskâran-ı zâbitan' elbette vatanseverdi. Ancak bu duyguları, koskoca imparatorluğun yıkılmasına ve Türkiye topraklarının sekizde bire inmesine engel olamadı. Aynı Enver, Talât, Cemal paşalar gibi, bizim darbeci generaller de, Deniz Baykal da, CHP'liler de, ulusalcılar da, yüksek yargı mensupları da, jakobenler de vatanseverdir. Lâkin, sebep oldukları istikrarsızlık ve çöküntü, Türkiye'yi onların da istemedikleri bir mecraya hızla sürüklüyor...

12 Eylül döneminde bir akşam Demirel bana, 'Bu vatanı, halâskârlardan halâs etmek lâzımdır' (kurtarıcılardan kurtarmak) demişti. Ne kadar doğru bir teşhis... Lâkin, 'Varâk-ı mihrü vefayı kim okur, kim dinler ki?' Beni dinlemiyorsanız, bari Cemal Paşa'nın torunu ile Mahir Kaynak'ın kızını dinleyin...

* * *

O halde, bu operasyona mâni olmak için ne yapılmalıdır?

1. Türkiye'nin sorumluluğunu taşıyan bütün çevrelerin birlikte hareket etmesi sağlanmalıdır.

2. Sadece AK Parti için değil, Türk demokrasisini rayına oturtmak için, Anayasa 'nın siyasî partilerin kapatılmasıyla ilgili 68. ve 69. maddeleri ile Siyasî Partiler Kanunu âcilen değiştirilerek Venedik Kriterleri çerçevesinde düzenleme yapılmalıdır.

3. Ergenekon Çetesi üzerine, TSK'daki bağlantılarıyla birlikte sonuna kadar gidilmelidir.

4. Yeni Anayasa hazırlanıp yürürlüğe konularak devletin işletilmesi mümkün kılınmalıdır.

5. Yargı Reformu yapılarak yargının siyasallaşmasına son verilmelidir.

6. Devletin istihbarat birimleri güçlendirilmeli ve antidemokratik oluşumlara karşı aktif hâle getirilmelidir. Bu ve benzeri tedbirler zamanında alınamazsa ve Türkiye uluslararası güçlerin kolaylıkla at oynattığı bir saha olmaktan çıkarılamazsa, şehitlerimizin kanı üzerinde yükselen bu devleti, hiç kimse bölünmekten ve yıkılmaktan kurtaramaz.

RADİKAL

 

Görüş Bildir Bizimle Paylaş