DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

AK Parti artık daha dikkatli olmalı

2009-12-17 10:27:00

AK Parti, muhafazakâr demokrat bir kitle partisi olarak, kurulduğundan beri Güneydoğu seçmenine hitap edebilmiş ve bölgede en yüksek oy oranına sahip parti olmuştur. Bölgenin ikinci partisi, terör örgütünün de baskısıyla DTP olurken, diğer siyasî partiler varlık gösterememişlerdir.
Başbakan ve AK Parti lideri Erdoğan, Güneydoğu’da konuşurken ağız değiştirmemiş, yurdun her tarafında Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü ‘Tek Millet, Tek Devlet, Tek Vatan, Tek Bayrak’ sloganıyla savunmuştur.
AK Parti’nin iktidarı döneminde terörle mücadelenin gevşetildiği söylenemez. Bilâkis, 2007 sonunda sınır ötesi operasyonlar düzenlenerek güvenlik güçlerinin terörle mücadelesi hızlandırılmıştır. Diğer taraftan, Erdoğan Hükûmeti Güneydoğu’nun sorunlarıyla yakından ilgilenmiş ve bölgenin gelişmesi için gayret göstermiştir.
***
Dış konjonktürün uygun hâle gelmesi ve güvenlik güçlerinin mücadelesiyle köşeye sıkışan terör örgütünün tasfiyesi ve terörün sonlandırılması imkânı belirince, Hükûmet, doğabilecek siyasî riskleri de göğüsleyerek ‘demokratik açılım’ projesini başlatmıştır.
Proje çerçevesinde, devlet vatandaşların bazı kültürel taleplerini karşılayacak; dağdaki örgüt mensuplarının silâhlarını bırakmaları sağlanacak ve terörün nihayete ermesi için gayret gösterilecektir.
Projenin AK Parti’nin değil, Devletin projesi olduğu ilân edilmiş ve müşterek çalışma konusunda muhalefete çağrıda bulunulmuştur. Ancak DTP de, CHP ve MHP de bu iyiniyetli teklifi kendi siyasî menfaatleri çerçevesinde değerlendirmiş ve demokratik açılımı sabote etmişlerdir.
***
Demokratik açılım süreci incelendiğinde, yöntem bakımından bazı hatâların yapıldığı söylenebilir. Başlangıçta ‘Kürt Açılımı’ sözünün kullanılması, Polis Akademisi’nde yapılan toplantı, açılımın muhtevasının açıklanmasında gecikilmesi ve özellikle örgütten geri dönenlerin karşılanmasında PKK/DTP’nin şov yapmasına fırsat verilmesi, esasa müteallik olmayan yöntem hatâlarıdır.
Lâkin, Hükûmetin ve Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki iyi niyetinden şüphe etmek için hiçbir sebep gösterilemez.
Demokratik açılıma karşı çıkanların şu soruları cevaplandırmaları gerekir:
1. Başbakan, teröre ve terör örgütüne karşı en ufak bir tâviz vermiş midir?
2. Başbakan, teröristbaşını ve terör örgütünü muhatap alıp taraf kabul etmiş ve müzakereye oturmuş mudur?
3. Başbakan, bölünmez bütünlüğümüzü tehlikeye sokacak tek bir tâviz vermiş, tek bir söz söylemiş midir?
4. Başbakan, terörle mücadeleyi hiç aksatmış mıdır?
5. Başbakan, çeyrek asırdır devam eden terörü sonlandırmak için gayret göstermesin mi?
***
Kim ne derse desin demokratik açılıma devam edilmelidir. Bizim için vatandaşlarımızın menfaatleri önemlidir. Akan kanlar durdurulmalı, asayiş sağlanmalı ve Güneydoğu’nun gelişmesi için gereken tedbirler alınmalıdır.
PKK/DTP’ye gelince, meşru bir hukuk düzeninde terör örgütünün parçası mahiyetindeki bir siyasî partinin faaliyette bulunabilmesi mümkün değildir. DTP’nin kapatılmasında AK Parti’nin ve Hükûmetin hiçbir dahli yoktur. Kendileri etmiş, kendileri bulmuşlardır.
DTP’nin ‘sine-i millet’ kararı da kendi sorumluluğundadır (Daha doğrusu teröristbaşı tarafından verilmiş bir karardır). Bu şekilde istifaların TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edilmemesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Yani DTP, AK Parti’nin kesesinden siyasî hovardalık peşindedir. CHP ve MHP bunca şiddet olayından sonra DTP’lilerin istifalarını kabul etmeyip kamuoyunu karşılarına alamayacağına göre, bunun vebali de kolayca AK Parti’nin boynuna yüklenecektir.
AK Parti artık daha dikkatli olmalı, bu kritik dönemden geçerken hatâ yapmamaya çalışmalıdır. DTP’lilerin istifaları Meclis’e gelirse, AK Parti oylamada red oyu kullanmamalıdır.

Görüş Bildir Bizimle Paylaş