DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

‘Tek Boyutlu İnsan’ ve gençlerin tercihi

2011-07-24 07:18:15
Norveç katliamcısı Anders Brevik tipik bir neonazi portresi veriyor. Saldırgan, savaş oyunlarıyla vaktinin çoğunu geçiriyormuş. Müslümanlara ve göçmenlere karşı. Avrupa’nın eğitim sisteminin, yaşadığı faşizm deneyine rağmen, böyle yaratıkları ortaya çıkarması aslında şaşılacak bir durum değil.

Bu anlamda Brevik gibi faşist bir canavar münferit bir kişilik olarak anlatılamaz. Brevik, ne yazık ki, Avrupa’nın ‘refah toplumlarının’ yetiştirdiği sıradan bir malzeme. Brevik’i diğerlerinden ayıran onun sahiciliği. Brevik, bilgisayar başında oynadığı oyunları gerçek hayata taşımaya cesaret edecek kadar cesur bir canavar aslında.

Kapitalizmin eğitim sistemi, aynen kapitalizmin kendisi gibi derin bir krizde. Yalnız tekdüze bir işbölümünden hareket ederek, tekçi, boğucu bir moderniteyi dayatan, bireyi ilkönce sanayinin dişlileri arasına sıkıştıran sonra da sanal dünyanın amaçsız kısırdöngüsünün içine atan bir eğitim sistemi ile karşı karşıyayız.

Endüstri toplumu ve onun modernitesi, ter, gözyaşı ve kanla bir ‘uygarlık’ ördü. Ama endüstri toplumunun şiddet ve kanla gelen dalgaları, bize onu kıyasıya eleştiren yazarları yeniden hatırlatmalı. Örneğin Herbert Marcuse, ‘Tek Boyutlu İnsan’endüstri toplumunun insanının nasıl bu hale geldiğini anlatır.Marcuse’ye göre, ileri sanayi toplumu, refah devleti ile “savaş devletinin’ birlikteliğinden oluşmuştu. Yani sakin, huzurlu sandığımız Norveç gibi bir zamanların ‘refah’ devletleri, aslında doğunun savaşla örülü tarihinin ve bu savaşları çıkartan batılı savaş devletlerinin ayrılmaz parçasıdır.

19. Yüzyılın rekabetçi kapitalizmi, 20. Yüzyılın hemen başında yerini, tekelci devlet kapitalizmine bırakırken, eğitim sistemini, Marcuse’un Tek Boyutlu İnsan’ını yetiştirmek üzere oluşturuyordu. Üçüncü Dalga’nın yazarı Alvin Toffler, Endüstri Toplumu’nun dalgası yayıldıkça, eski tarım geçmişini savunanlarla endüstri geleceğini savunanlar arasında uzun, kanlı bir savaşın başladığını yazar. Şimdi de bitmekte olan Endüstri Toplumu ile yeni gelmekte olan Endüstri sonrası toplumun savaşı başlamış durumda. Endüstri sonrası toplum, insanlığın şimdiye kadar çıkardığı bütün değerleri, kültürleri ortaya çıkartacak, buradan yeni bir anlatıyı geliştirecek dinamiklerin müjdesini bize veriyor. Dinlerin, dillerin, kültürlerin özgürleşeceği yeni bir döneme giriyoruz.

Ben olsaydım hangi bölümü seçerdim...

Bütün bunlar olurken geçmiş toplumun tek boyutlu insanı, yeni olanı anlamadığı oranda, gelmekte olana direnecek. Bu anlamda şimdinin gençlerini gerçekten zor günler bekliyor. Örneğin, şu anda, Türkiye’de yaklaşık 800 bin genç geleceklerini belirleyecek tercih yapacak ve bir eğitim kurumuna girmeye çalışacaklar. Türkiye’deki eğitim sistemi batının ‘tek boyutlu insan’ yetiştiren sisteminin kötü bir kopyası. Üniversiteler, fotoğrafta gördüğünüz gibi, tekçi faşist bir anlayışı uzun yıllar temsil etti. Şimdi ben kendimi binlerce umut dolu çocuğumuzun yerine koyuyorum. Ben olsaydım hangi bölümü seçerdim. Ben olsaydım, yeteneğime ve seçtiğim puan türüne göre, kesinlikle lisans için temel bir bilim dalı seçerdim. Örneğin pozitif bilimlerde matematik, fizik, biyoloji, sosyal bilimlerde ise, iktisat, sosyoloji, tarih gibi... Dil bilimlerinde ise, herhangi temel bir dil’in edebiyatı bölümleri tercihim olurdu. Sonra da hayatta, severek yapacağım işe göre, uzmanlık yapardım. Ama Tek Boyutlu İnsan ve Marcuse’u hatırlayarak...
Görüş Bildir Bizimle Paylaş