Seçimin tek anlamlı sonucu var: AKP yüzde kaç alacak?
Aynı gün Radikal ve Vatan'da yayımlanan iki seçim anketinden anlaşılan şu: Seçim ?yerel?de bazı değişiklikler yaratsa da ?genel?de pek bir şeyi değiştirmeyecek.
Yarıştaki iki muhalefet partisi az da olsa oylarını artıracak.
Ve sandıktan yine AKP birinci parti olarak çıkacak.
Ama...
* * *
?Ama?sı şu:
AKP'nin sandıktan ne kadar oyla çıkacağı önemli...
2007 seçim sonuçlarını isabetle tahmin eden A&G'nin araştırmasına göre AKP yüzde 40'la geliyor.
Tarhan Erdem'in güvenilirliğiyle tanınan KONDA'sına göre ise iktidar partisinin alacağı oy oranı yüzde 48...
İki araştırmada CHP ile MHP'nin alacakları oylar aşağı yukarı aynı çıkıyor.
Ama AKP'nin oy tahmini konusunda, iki araştırmanın bulguları arasında yüzde 8 gibi çok önemli bir fark var.
* * *
Dün Mehmet Tezkan da yazdı:
Bu fark, çok şey fark ettirir.
AKP'nin yüzde 40 ya da 48 alması çok şeyi değiştirebilir.
Erdoğan'ın son seçimdeki oyu yüzde 46.6 idi.
Başbakan ilk başta seçim hedefini bu çıtanın üzerine koymuş, ?Hedefimiz yüzde 47'nin üzeridir? demişti.
Sonra kriz ağırlaştıkça bu hedefi revize etti; geçen hafta ?2004 yerel seçimlerinde aldığımız yüzde 42 kriterdir? dedi.
Yüzde 48 oy, Başbakan'a, yaptığı her şeyin, izlediği politikaların, takındığı tavrın, benimsediği üslubun milletçe tescil edildiği izlenimini verecektir.
Bu, onu daha radikal, daha sivri, daha pervasız hale getirecek; tek adamlığını perçinleyecek, daha da sertleştirecektir.
Yüzde 40 ise, ?başarısızlık kriteri?dir. Onu 22 Temmuz 2007 gecesi çıktığı balkona yeniden çıkarabilir; ona 1.5 yıl önceki ?Herkesin başbakanı olma? sözünü hatırlatabilir. Bazı bakanlardan vazgeçirebilir. Tabii belediye başkanlarına güvendiği- bazı önemli illeri de kaybettirebilir.
Tıpkı, 1989 yerel seçimlerindeki oy kaybının Turgut Özal'a, Dalan'lı İstanbul'u kaybettirdiği gibi...
* * *
Özal örneği anlamlıdır:
29 Kasım 1987 seçimlerinde ANAP yüzde 36 oyla ikinci kez tek başına iktidara gelmişti.
Yerel seçimler şimdiki gibi 1.5 yıl sonra, yine martta yapıldı; 26 Mart 1989 seçiminde Özal'ın oyu yüzde 21.8'e düştü.
Erdal İnönü'nün SHP'si yüzde 28.8 oy oranı ile 3 büyük şehir de dahil 39 ili alarak birinci parti olmuştu.
Özal, ?Bir şey değişmez? dese de kabineyi yenilemek, Meclis'ten yeniden güvenoyu almak zorunda kaldı.
SHP'nin kendi iç çekişmelerine gömülmesi sayesinde ANAP erken seçime iki yıl direnebildi ve 1991 Ekim'inde koltuğu DYP'ye devretti.
* * *
Bence bu seçimden sonra da bir erken seçim ihtimali var.
AKP, oyunu korumayı ya da artırmayı başarırsa, giderek etkisi daha da çok hissedilen kriz, seçmenin oyunu hepten düşürmeden erken bir sandık kurmak ve koltuğunu garantiye almak isteyebilir.
Erdoğan'ın oyu yüzde 40'a düşerse, bu kez de toplam oyları AKP'nin oyunu aşacak CHP-MHP'nin erken seçim baskısı başlayabilir.
Özetlersek:
Bu seçimin asıl düğümü, Erdoğan'ın yüzde 46.6 çıtasının ne kadar altına düşeceği ya da üstüne çıkacağındadır.
Yüzde 40'la balkona çıkar; yüzde 48'le tepemize...
