DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Karagöz- Hacivat kimde yaşıyor?

2009-04-05 04:20:00

Beş asırdır yaşayan Hacivat-Karagöz neden 20'nci yüzyılda tarihe gömüldü? Araştırmacılar bunun nedenini, onun edepsiz dilinin modernleşme sürecinde ehlileştirilmesine bağlıyor. Karagöz sustu ama onun züppe Hacivat'la atışma geleneği, seçim meydanlarında ?monşerlere çatan? politikacılarca sürdürülüyor


İstanbul Modern Sanat Müzesi'nde ?Gölgeye Övgü? sergisi var. Küratörlüğünü müzenin sanat danışmanı olan Paolo Colombo'nun yaptığı serginin başrolünde siluetler oynuyor. 
Sergiyi gezerken, sinema öncesi dünyaya hükmeden asırlık gölgelerin arasından yürüyorsunuz; size kuklalar, çizgiler, minyatürler eşlik ediyor.
Gölgenin, arkadan aldığı ışığa göre nasıl aslını büyüttüğünü, abarttığını, çarpıttığını, anlamlandırdığını seziyorsunuz.
Bu sezgi insana, gerçekle yansımaları arasındaki algı farkları üzerine düşünme şansı veriyor.

Gölge tiyatrosu
Colombo serginin kalbinde Türk ve Yunan gölge tiyatrosu geleneklerinin yattığını söylüyor. Tabii özellikle de Karagöz'ün...
Sergide son yüzyıla ait Karagöz tiplemelerini bulmak mümkün; Ara Güler'in objektifinden, onların ?sahne arkası?nı da görebiliyorsunuz.
Ancak ?içerik? yok.
Oysa insan, gösterim sırasında yaratıcısının doğaçlama ürettiği esprilerle zenginleşen bu oyunun muhtevasını merak ediyor.
Şimdi camekanlar içinde derisi solmuş renkler, sallanan eklemler, donuk bakışlarla bekleşen kahramanların, gövdelerindeki deliğin ucunda bir sopa varken ve o sopa bir ?Karagözcü?nün elindeyken nasıl aşka gelip konuştuklarını, atıştıklarını, seyirciyi coşturduklarını tahayyül etmeye çalışıyorsunuz.
Ustasının her bir karakterle değişen sesini duymak, çengiye, köçeğe, kantocuya eşlik eden musikiyi işitmek, sık sık edepsizleşen renkli sohbetlerini dinleme isteği duyuyorsunuz.
?Gölgelerin gücü adına!?
Ne yazık ki o gösteriler kaydedilemeden tarih oldu. 
Ancak ne mutlu ki, o tarihi eşeleyen, kalıntılar arasından bulduğu ipuçlarından bize bir zamanlar ?gölgelerin gücü?nün ne olduğunu anlatan Metin And gibi araştırmacılar var.
Aradığınız soruların yanıtlarını yeni kaybettiğimiz And'ın sergi katalogundaki makalesinde buluyorsunuz. Derilerinin rengi solmuş tasvirler birden canlanıyor o zaman ve konuşmaya başlıyorlar.


TARİHİ
Osmanlı'ya Mısır'dan geldi

Gölge tiyatrosu Osmanlı'ya 16'ncı yüzyılda Mısır'dan gelmiş.
Geldiği gün bile biliniyor. Prof. And'ın, Muhammed ibn Ahmet ibn Iyas'ın ?Tarih-i Mısır?dan aktardığına göre oyunu İstanbul'a taşıyan, Yavuz Sultan Selim olmuş.
1517'deki seferle Mısır'ı Osmanlı sınırlarına katan Sultan Selim, Memlük Sultanı II. Tumanbay'ı 15 Nisan 1517'de Züveyde kapısında astırmış. Nil üzerindeki Roda adasındaki sarayda bir gölge oyuncusu, Tumanbay'ın asılışını ve ipin iki kere kopmasını canlandırmış. Sultan gösteriyi pek beğenmiş. Oyuncuya 80 altın ile işlemeli bir kaftan armağan etmiş.
?Sen de bizimle İstanbul'a gel. Oğlum da bu oyunu görsün? demiş.
?Tarih-i Mısır?a göre Sultan İstanbul'a, yanında 600 Memlük sanatçısı ile dönmüş.
O asırdan başlayarak Mısırlı gölge oyuncuları saray düğünlerinde, şehzade sünnetlerinde, İstanbul kahvehanelerinde gösteri yapar olmuşlar.
Zamanla Türk ustalara el vermişler. Onlar da Türklerin köklü kukla geleneği ile bu gölge oyununu birleştirmiş, karakterlere zengin Osmanlı tebasının kostümlerini giydirip içine Türk kültürünün taşlama geleneğini, müzikal renkliliğini katmış, saray soytarılarından da esinlenerek ?Karagöz?ü doğurmuşlar.


GÜNCELLİĞİNİ KORUYOR
Modern ile taşralı

Metin And'ın Hacivat ile Karagöz'ü tanımlarken kullandığı kalıplara baktım da, bugünkü ?modernler-taşralılar? tasnifine ne kadar benzediğini fark ettim. Karagöz'ün bunca yıl sonra hâlâ güncel olması bundan olabilir mi acaba?
Okuyun ve Hacivat-Karagöz'ün, bugün hangi liderlerde yaşadıklarına kendiniz karar verin:
Hacivat, bilgili, herkesin sağduyusuna göre konuşmayı bilen, kurulu düzeni değiştirmek istemeyen, seçkin sınıfın görgüsünü taşıyan veya öyleymiş gibi davranan, Arapça ve Farsça kelimelerle süslü bir Osmanlı Türkçesi konuşan, elit tiplemedir. Kuralları bilir ve bunlara uygun davranır. Yol gösterici ve öğüt vericidir. Yerleşik düzenin bekçisidir, kültürün somut bir yansımasıdır.
Karagöz; Hacivat'ın tam karşıtıdır; bu özelliklerin tam tersini gösterir. Kuralları ihlal eder. Dışa dönüktür. İç tepkilerini hemen açığa vuran, olduğundan başka gözükmeye çalışmayan bir halk adamıdır. Toplumsal kalıplar, seçkin sınıf, farklı lehçeler ile alay edişi ve yinelemeleriyle en çok kahkahayı alır. 

YABANCI GÖZÜYLE
Muhalif bir gazete gibi

GERARD DE NERVAL (Fransız şair):
?Hep muhaliftir. Yetki sahiplerinin her yaptığında bir eleştiri konusu bulacak aklıselime sahip bir halk adamıdır. Polis, akşam karanlığı çöktükten sonra kimsenin fenersiz sokağa çıkmamasını emredince Karagöz, mevzuatta 'Fenerde mum olması gerekir' demediği için feneri mumsuz taşıyarak yetkililerle küstahça dalga geçer.?

LOUİS ENAULT (Fransız yazar):
?Otoriter bir yönetim altındaki ülkede Karagöz, sınırsız özgürlüğün temsilcisidir; sansür tanımaz bir vodvilci, inançsız, yasak tanımaz, söz dinlemez bir gazetedir. Sultan'dan gayrı İmparatorlukta kimse yoktur ki bu taşlamalı davranışlardan kurtulabilsin.? 

JOSEPH PİERRE AGNES MERY (Fransız yazar):
?Avrupa ülkelerindeki gazeteler dahi bu denli saldırgan değildir. Amerika, İngiltere, Fransa gibi ülkeler bile siyasal sataşmalar bakımından daha sınırlıdır; buna karşın Karagöz, mutlakiyetle yönetilen Türkiye'de başıboş bir günlük gazete gibi... Üstelik yazılı değil sözlü olduğu için daha da ürkütücü...
Başka yerde Karagöz'ün söylediklerinin tek bir satırını yazan ya tutuklanır ya da sürülürdü, oysa Karagöz'e hiçbir şey olmadı.? 

YUNAN ADAPTASYONU
Karagöz ölürken Karagiozis nasıl yaşayabildi?

 Laf Karagöz'den açılmışken, Toplumsal Tarih dergisinin Ocak 2009 tarihli 181'inci sayısına da dikkat çekelim.
?Karagöz'ün Adaptasyonu ve Değişimi? başlıklı kapak çalışması, Türk gölge oyunlarının yaygınlaştığı Balkan coğrafyasında Karagöz'ün nasıl uyarlandığını konu alıyor.
Peri Efe'nin editörlüğünü yaptığı yazılar, gerçekten ilginç bir bulguyu ortaya koyuyor:
Karagöz, Yunanistan'a Osmanlı egemenliği döneminde girmiş; buna rağmen ?Karagiozis? adıyla Yunan sahnesine içtenlikle adapte edilmiş. Yıllar içinde de bir alt kültür olarak popülaritesini sürdürebilmiş.
Dergiden, halen bazı Atina kahvelerinde Karagöz izlenebildiğini öğreniyoruz.
Türkiye'de ise Karagöz'e ancak İstanbul Modern'dekine benzer sergilerde, tiyatro tarihi üzerine kitaplarda ve bazı müzelerde rastlamak mümkün...
Peki neden Karagöz 19'uncu ve 20'nci yüzyılda Yunanistan'da canlanırken, Türkiye'de gösterimden kalktı? 
Kamuda işe başlayıp sivilliğini ve sivri dilini terk ettiğinden olabilir mi?
Araştırmalarda okuduğumuz Karagöz'ün edepsiz muhalifliğine karşın çocukluğumuzun bize akılcı öğütler veren sıkıcı Karagöz'ünü anımsayınca, Toplumsal Tarih'in Yayın Yönetmeni Ahmet Akşit'in değerlendirmesine hak veriyorum. Karagöz'ün gözden düşme nedenini ?başka şeylerin yanı sıra Türkiye'de devletin, Karagöz üzerinden halka didaktik bir üslupla modernleşme öğütleri vermesinde aramak lazım? diyor Akşit...
Bu da Türk modernleşmesine, samimiyet ?gölgesi? düşürüyor.
Neyse ki bugün Hacivat-Karagöz atışmasının renkliliği, bir başka zeminde, seçim meydanlarında, ?köpeğiyle yatan adam-göbeğini kaşıyan adam? tartışmasında sürüyor.




Türkiye'nin en önemli Karagöz ustalarından Tacettin Diker 


Görüş Bildir Bizimle Paylaş