DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Numan Kurtulmuş için üç tarz-ı siyaset

2010-10-17 22:11:18

Türkiye’nin siyasi geçmişi hiçbir zaman normal koşullar altında şekillenmedi. Ne Osmanlı’dan sonra kurulan tek partili yeni rejim ne çok partili hayata geçiş ne de çok partili sisteme geçişten sonraki dönem kendi doğal süreçleri içinde gelişemedi.

Böylesine dağdağalı bir geçmişe sahip bu siyaset dünyasının en özgün damarlarından biri de kuşku yok ki Milli Görüşçü siyasi cephesiydi. Klasik sol ve sağ yapılanmaların ötesinde ilk defa dini içerik üzerinden siyaset yapan bir algıydı Milli Görüş. Ortaya çıkış nedenlerinden tutun da yapılanmalarına ve gelecek tasavvurlarına kadar tüm reflekslerini ait oldukları inanç üzerinden şekillendiriyorlardı. Kısacası mezkûr çevre Türkiye’nin ilk İslami siyaset ekolünü temsil ediyordu.

Atmışlı yılların sonundan bugüne dek bu manzara pek değişmedi. Birbirinden bağımsız birçok sol veya sağ yelpazede konuşlanmış partilerin bulunmasına karşın İslami idealler çerçevesi üzerinden siyaset yapan sadece Milli Görüşçü partiler oldu. Bu tespit siyaset arenasındaki partilerin kimlik tespitleri açısından elbette genel bir değerlendirmedir. Yoksa Sezai Karakoç’un Diriliş Partisi gibi kimi partilerin de Milli Görüşçü partilerin sahip oldukları hassasiyetler üzerinden siyaset yaptıklarını biliyoruz. Lakin bu tip partilerin tüm ülkeyi kuşatacak fiziki ve söylemsel örgütlenmeleri yetersiz kaldığı için tasnif dışında bırakıldı.

Türkiye siyasetinin geçirdiği anaforların ve çalkantılı seyrin izdüşümlerini Milli Görüş ekolü üzerinde de izlemek mümkündür. Milli Görüş kendi içerisinde zamanla hem fikri hem de fiziki yek pareliğini yitirmeye başladı. Bu durumda küresel şartlar, ülkenin yaşadığı köklü alt üst oluşlar, değişen düşünsel mantaliteler, insan profilindeki başkalaşımlar ve hareketin kendi açmazları etkili rol oynamışlardır.

Milli Görüş ekolün dâhilinde iki köklü kopuş yaşandı. AKP ile başlayan bu kopuş Numan Kurtulmuş ve ekibinin ayrılmalarıyla şimdilik son buldu. Kim bilir belki de Erbakan Hocanın vefatıyla yeni kopmalara daha şahitlik edeceğiz. Çünkü lider merkezli örgütlenmelerin kaderi bir anlamıyla liderin varlığıyla yakından alakalıdır. Lakin bahsini ettiğimiz bu iki kopuş (AKP ve Kurtulmuş) nedenleri ve beklentileri açısından oldukça farklı ayrı düşüşlerdi.

AKP ayrışması bir zihniyet ayrışması iken Kurtulmuş’un ayrılışı ideolojik bir nedenden kaynaklanmıyordu. Daha çok yöntemsel ve üslup yanlışlarının sıkılıkla yaşandığı bir hengâmda ayrılma zorunda kaldı Numan Kurtulmuş. Dolayısıyla Milli Görüş kendi bağrından iki farklı yapı doğurdu. Bu yapıların ilki yani AKP, muhafazakâr Demokrat-liberal bir çizgi üzerinde kendini konumlarken Kurtulmuş’un hareketi ise göründüğü kadarıyla İslami değerler üzerinde yükselen bir oluşum olma yolunda. Her ne kadar Numan Kurtulmuş ideolojik bir nedenden ötürü ayrılmadıysa da bu ayrılık ideolojik bir mahiyeti de kendi içinde barındırmaktadır. Zira üslup ve yöntem tartışmaları da bir yönüyle ideolojik çatışmaların süreği durumundadır. Buna ek olarak Kurtulmuş’un hareketi tutunabilme noktasında da ideolojik bir farklılığa ihtiyaç duymaktadır. Zihniyet farklılaşmasını somutlaştırmadan bu hareketin kendisine yer edinmesi mümkün görünmemektedir.

Yüzeysel bir analiz ile şu çıkarsamada bulunulabilir. AKP redd-i miras yaparken Kurtulmuş köklerine sadık kalarak siyaset yapmayı tercih etmişlerdir. Dolayısıyla AKP eleştirilirken Kurtulmuş alkışlanmalıdır.

Bu yaklaşımın doğru olmadığına inanıyorum. AKP’de Kurtulmuş’ta Milli Görüşten ayrılırlarken sadece fiziki bir ayrılığı taşımadılar gündemimize. Bu ayrılışlar aynı zamanda fikri bir kopuşunda işaretleriydi. Bu noktada üç ayrı duruşun olduğunu görebiliriz. Birincisi bütün iyi fiiliyatına karşın kendisini yenileyemeyen, zaman içinde bir yerlerde donup kalan ve artık miadını doldurmaya yüz tutmuş olan Milli Görüş, ikincisi İslami siyaset tarzını terk ettiklerini ifade edip siyasal referanslarını daha liberal daha demokrat bir noktadan devşiren AKP ve üçüncü olarakta Kurtulmuş’un hareketi…

Numan Kurtulmuş ve hareketi şu ana kadar görülen yönleri itibariyle Türkiye siyasetinde Milli Görüşten sonra İslami değerler üzerinden siyaset yapacak olan ikinci partidir ve bu anlamıyla Türk siyaseti için oldukça yeni bir duruş ve yeni bir vakıadır.

Dolayısıyla yukarıda Milli Görüş ve AKP betimlemelerini yaparken aslında ifade etmeye çalıştığımız husus şuydu. Milli Görüş ve AKP örneklikleri Kurtulmuş ve hareketi için numune-i imtisal olmamalıdır. Bu ikisinden hangisi gibi olmaya çalışırsa çalışsın başarılı olma şansı bulunmamaktadır. Zira birincisine benzemek yeni oluşumu anakronik bir duruma düşürecek ve toplum nezdinde karşılıksız çek seviyesine indirgeyecektir.  Diğerinin örnek olarak alınması durumunda ise kendi değerlerine yabancılaşmasına sebep olacaktır. Kısaca ne Milli Görüşçü olunmalı ne de AKP’lileşilmelidir.

Bu durum Kurtulmuş’un hareketinin hem en güçlü yanı hem de en yumuşak karnıdır. Bu hareket yepyeni bir İslami anlayış üzerine kurgulanmalıdır. Sistem ile köklü bir hesaplaşmaya girişilmeli, muhalif duruşunu açıkça belirtmeli ve sistemi onarma, rehabilite etmeye dönük olmamalı ve özgürlükçü dimağlara bir otak olmaya çalışmalıdır. Aksi takdirde siyaset yelpazesinde zaten var olan bir kliğin, anlayışın kötü bir taklidine dönüşecektir. Yeni hareket için yol haritası bellidir: Eski hal muhal yani yeni bir hal ya da izmihlal…

Görüş Bildir Bizimle Paylaş