DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Suriye, Bosna mı?

2012-09-17 05:11:20
Bir kadın tanıdım. Bizim Kara Fatma'yı andırıyordu. Hani şu İstiklal Savaşı'nda, yorganı çocuğunun üstüne değil, cephedeki askere yetiştireceği cephanenin üzerine saran Kara Fatma'yı.

Yanından geçerken müsaade istediğimde bükülmüş beline, ilerlemiş yaşına rağmen, 'Siz her şeye layıksınız?' diye doğruldu yerinden.

Başbakan Erdoğan da yanına geldiğinde uzandı öptü elini.

'Sen her şeye layıksın' dedi ona da...

Bosna'da tanıdım onu.

Bosna savaşının simgesi Aliya İzzetbegoviç'in hürmet ettiği kadındı o.

Başbakan Erdoğan'ın, 'Onu görünce anamı hatırlıyorum' dediği kadındı.

Bosna savaşının en çetin günlerinde, kazılan tünelin dikkat çekmemesi için evinin ortasından çıkmasını isteyen kadındı o.

Hayriye anaydı...

Adını her andığımda yüreğimde ince bir sızı gibi oturan yerde, Bosna'daydım.

Duvarlarında hâlâ kurşun izlerinin, roket deliklerinin durduğu yerde.

Şehrin en görkemli parklarının mezarlık yapıldığı, medeni Avrupa'nın ortasında toplu katliamların mezarlıklara sığmadığı Bosna'da...

Avrupa'da en çok mezarlık bulunan kent diye boşuna demiyorlar. O mezarlıklarda Bosnalılar değil, Avrupa'nın değerleri yatıyor.

Bana biraz Beyrut kokar Saraybosna... Yıkılmak istendikçe dirilen, kendi küllerinden doğan şehirlerdir. Öldürüldükçe dirilen, yok edilmek istendikçe hayata daha büyük bir tutkuyla tutunan şehirlerdir.

Başbakan Erdoğan da ödül töreninde tam da bu noktaya değindi: 'Bosna biraz Kahire'dir, biraz Beyrut. Biraz Bağdat'tır, biraz Şam' dedikten sonra onun bir de batılı yüzüne işaret etti. 'Biraz Paris'tir, biraz Londra, biraz New-York'

Ama aslında ne bir sentez ne de ötekinin aynısı. Aslında Bosna sadece Bosna'dır. Ecdat yadigarı Bosna...

Dino Merlin'in dizelerinde olduğu gibi;

'Sarayova, güzel şehir

Sensiz bile seninleyim'

Aliya İzzetbegoviç de son nefesinde Başbakan Erdoğan'a, 'Burayı sahipsiz bırakmayın' diyerek bu millete emanet etmişti Bosna'yı...

Başbakan Erdoğan'ın Azerbaycan'da başlayıp Bosna'da noktaladığımız 5 günlük gezisinde, her ülkeden, her şehirden ayrı bir izlenim edindik. Ama Bosna bir başkaydı.

Bu ülkede ziyaretler şehitliklerden başlıyor. Bosna Hersek şehitliğinde ilk durağımız Aliya İzzetbegoviç'in kabri oldu. Ruhuna Fatihalar gönderdik, bilge insanın...

Oradan eğer bir millet inanırsa, neleri başarabileceğinin en güzel göstergelerinden biri olan, Tünel'e gittik. Bosna savaşı sırasında yardım alabildikleri tek kapıları olan yer altında inşa edilmiş 800 metrelik tünele girdik.

Çocukların maması da, mücahitlerin cephaneliği de 1.5 metre yüksekliğinde 1 metre enindeki o tünelden sağlanmış.

20 metrelik bölümde daha ilerlerken bunaldığımız tünel bize bir kez daha Boşnak kardeşlerimizin mücadele azmini hatırlattı.

Ve oradan Baş Çarşı'nın yolunu tuttuk. Ama bir köprü kesti yolumuzu. I. Dünya Savaşı'nın çıkmasına sebep olarak gösterilen Ferdinand'ın bir Sırp tarafından vurulduğu köprü. Geçen hafta Viyana Müzesi'nde Ferdinand'ın vurulduğu aracı ve üzerindeki kanlı giysilerini görmüştüm. Avrupa'nın her zamanki silahşoru Sırplar oldu. Birinci Dünya Savaşı'nı çıkarmak için onları sürdüler sahaya, Doğu Bloku'nun dağılmasından sonra da Avrupa'nın ortasında bir İslam devleti kurulmasını önlemek için yine tetiği Sırpların eline verdiler.

Ve oradan Baş Çarşı'ya geldik. Taş parkeden yolları, sıcacık insanları. Girdiğin her dükkanda, kadınların dahi insanı, 'Selamün Aleyküm' diye karşılayıp, 'Allaha emanet ol' diye uğurladığı yer orası.

Osmanlı koktu bana. Geçen hafta Tuna'ya bakıp, ecdadımı yad etmiştim. Bosna'da, Baş Çarşı'da, Begova Camii'nin avlusunda da Osmanlı'yı hissettim.

Beni o kadar etkiledi ki, Begova Camii'nde cemaatle namaz kılabilmek için birkaç programı izlemedim bile.

İstanbul'daki selatin camileri gibi, sardı sarmaladı beni. Okunan her ezanla camiye koşup, Bosnalı gençlerle saf tuttum. Kadınların, genç kızların vakit namazlarını camide kılmaları imrendirdi beni.

Bosna'da her köşe savaştan izler taşıyor dedim ya. Az ötede pazar yeri duruyordu. Hatırladınız mı en büyük sivil katliamının olduğu yerdi orası.

Ve orada, insanlığı vurdular.

O gün Bosna'ydı.

Avrupa'nın ortasında Müslüman katliamı yaşanırken, bu millet Boşnak kardeşlerinin yanında yer almıştı.

O yüzden Bosna'da başım dik dolaştım.

O yüzden Bosna'da saygı gördüm.

Bugün Suriye.

Orada da insanlık katlediliyor.

Ve biz bu kez de Suriyeli kardeşlerimizin yanındayız.

Yarın Şam sokaklarında da aynı şekilde başım dik dolaşacağımdan kuşkum yok.

Bosna mücadelesinin sembol isimlerinden eski Cumhurbaşkanı Sladziç adını koydu: 'O gün Bosna bugün Suriye.'

Saraybosna'da Begova Camii'nde dediğim gibi, gün gelecek Şam Emevi Camii'nde saf tutarken, 'Burada kardeşlerim katledilirken, benim milletim sessiz kalmadı' diyebileceğim.
Görüş Bildir Bizimle Paylaş