DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Nerden baksan tutarsızlık..

2010-05-12 08:43:00

Kaset 7 Mayıs'ta yayımlandı ama Deniz Baykal üç gün boyunca sustu..

İlk resmi açıklama CHP Genel Sekreteri Önder Sav'dan gelmişti..

Sav, Baykal'a suikast iddiasını gündeme getirerek doğrudan Mustafa Sarıgül'ü hedef almıştı.

Böylece kaset olayından Sarıgül'ün sorumlu olduğuna dair bir algı oluştu kamuoyunda.

Derken Baykal suskunluğunu bozdu ve kameraların karşısına geçerek CHP Genel Başkanlığı görevinden istifa ettiğini açıkladı.

Kaset olayından Hükümetin sorumlu olduğunu iddia etti Baykal.

Milliyet'ten Fikret Bila'ya da, "Sarıgül'ün yapabileceği bir iş değil bu" demiş.

Bir kere bu çelişkiyi dikkatle kaydetmek gerekiyor.

* * *

Şimdi basit sorularla bu tutarsızlığı analiz etmeye çalışalım.

Bir parti liderinin başına böyle bir iş geldiğinde ilk olarak ne yapması beklenir?

Baykal'ın derhal kurmaylarla biraraya gelerek durum değerlendirmesi yapması gerekmez miydi?

Hiç kuşkusuz kasette görüntüsü yer alan bayan milletvekilinin de bu toplantıda yer alması sağlanmalıydı.

Böylece CHP bir bütün olarak kaset olayına karşı ne tür bir tutum alacaklarını birlikte değerlendirmiş olurlardı.

Öte yandan parti kurmaylarının ortak tutumu sayesinde CHP milletvekillerinden neşet eden çelişkili açıklamalara da sebebiyet verilmezdi.

Gerek Baykal'ın, gerekse Nesrin Baytok'un evlerine kapanıp suskunluğa gömülmelerinden de anlaşılıyor ki böyle bir toplantı gerçekleşememiş.

Üstelik böyle önemli sonuçlar doğuran bir olay ortadayken Baykal ve kurmayları arasında yüz yüze görüşmek yerine sadece hızlı bir telefon trafiği yaşanmış.

Bu yüzden gerek Baykal'ın, gerekse Önder Sav'ın yaptığı açıklamalar, kaset olayının arkasındaki gerçeği aydınlatmaya yetmiyor.

Ortada te'vil edilmeye muhtaç birçok nokta var.

* * *

Baykal kasetteki görüntülerin iki hafta içinde montajlanarak kurgulanmış bir senaryo olduğunu belirtti.

Lakin ikinci bir kasetin de mevcut olduğu o görüntülerden anlaşılıyor.

Yine basitten hareket edelim..

Madem ki bir kurgudur, o halde Baykal'ın istifa etmek yerine "O ikinci kaseti de yayımlasınlar, kimsenin kafasında bir kuşku kalmasın" diyerek meydan okuması gerekmez miydi?

Bunu da yapmadı Baykal..

İstifa yolunu seçerek kafalardaki kuşku bulutlarının dağılmamasına yol açtı.

Kasetin hangi maksatla, kimler tarafından hazırlanıp yayımlandığını net olarak bilemiyoruz.

Eğer Baykal'ın istifa etmesi amaçlanmışsa, amaçlarına ulaştılar..

Bu durumda Baykal'ın istifa etmekten başka bir seçeneği kalmamış demektir.

Hükümeti ağır bir şekilde suçlayarak istifa yolunu seçen Baykal, geride bu kaset olayıyla ilgili olarak kocaman bir soru işareti bırakıp gitmiştir.

Cevaplarını kendisinin bildiği ama bizim bilmediğimiz pek çok soruyla daha uzun bir süre boğuşabiliriz.

Baykal döner mi?

Bu sorunun cevabı da aslında sözkonusu kasetin amacına dönük olarak ne bildiğimizle ilişkili.

Bilgilerimiz bu soruyu cevaplayacak düzeyde olmadığına göre sağlıklı bir analiz yapamayız.

Ama tahmin yapmak bir zihin sporu sayıldığına göre bir şeyler söyleyebiliriz..

Eğer Baykal'ın istifası amaçlanmışsa ve ikinci bir kasetin varlığından söz edilebiliyorsa, dönmeyecek demektir.

Baykal geri dönmeyi göze alsaydı, zaten istifa da etmezdi.

Başkaca nedenler sözkonusuysa eğer bu defa da Baykal'ın siyasi kişiliğine bakmamız gerekecektir.

1999 seçimlerinde CHP barajı geçemediğinde genel başkanlıktan çekilmişti.

Ama 11 ay sonra yeniden o koltuğa oturmuştu Baykal.

Bu kez de aynısı olabilir.

CHP Kurultayı'na kadar bu sorunun cevabını daha net alabiliriz kanısındayım.

Bizim memlekette parti liderleri elden ayaktan kesilinceye veya arzu ettikleri en üst hedefe ulaşıncaya kadar koltuklarından ayrılmıyorlar maalesef..

Bu hedef çoğunlukla Çankaya'ya çıkmak..

Lakin CHP örneğinde hedef o kadar yüksek değil, Başbakanlık yetiyor..

Çünkü 30 yıldan fazladır CHP Hükümet kuracak bir çoğunluğa ulaşamadı..

En son CHP Genel başkanı Bülent Ecevit 1978'de Başbakan olabilmişti.

Dolayısıyla Baykal dahil CHP Genel Başkanları için "daimi muhalefet" olarak nitelenen bu kaderi değiştirmek kuşkusuz birinci hedeftir.

Bir sorun daha var tabii..

Baykal 73 yaşında bir lider ve CHP'nin de bir değişime ihtiyacı var.

Dolayısıyla partinin de bir parça gençleşmesi gerekiyor.

Ama Baykal da inatçı bir kişiliğe sahip..

Dolayısıyla CHP'liler Baykal ile Parti arasında bir seçim yapmak zorunda kalabilirler.

Belki bu istifa bu seçimi kolaylaştırır ve yeni isimlerin de önünü açar.

'Biraderler'in kavgası da istifa getirdi..

Kanaatim odur ki dünyada ve Türkiye'de masonluğun ömrü tükenmiştir. Daha önce mason kaynaklardan yararlanarak masonluğun bir bunalım içinde olduğunu yazmıştım. Masonluk artık hiçbir derde deva olamıyor, bunu bizzat masonlar tartışıyor..

Ne maddi, ne de manevi olarak dünyanın geldiği bu noktada masonluğun kimseye verecek bir şeyi yoktur. Hele müslüman toplumlarda hiç yoktur. Her kapıyı açan gizemli bir kartvizit olarak işlem gören masonluk bizde de çözülmüştür.

50 yıldır dünyada da, Türkiye'de de yeni siyasi kadrolar, yeni sınıflar, yeni fikir akımları ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla giderek tutuculaşmış fikirleriyle ve yaşlanmış kadrolarıyla masonluk yeni ihtiyaçlara cevap veremiyor.

Durum o kadar vahim ki mahkemelere kadar düşen mason kavgalarına bile tanık oluyoruz. Habertürk'te yayımlanan bir habere göre "Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası"nın toplantısında yine hadiseler çıkmış.

Daha önce yolsuzluk yaptıkları gerekçesiyle ihraç edilen "Büyük Üstad Kaya Paşakay" ve iki arkadaşının yeniden Locaya alınmaları da "biraderler"i birbirine düşürmüş. Kavga o kadar kızışmış ki "Büyük Üstad Salih Evcilerli" istifa ettiğini açıklamak zorunda kalmış.

Oysa kavgaya dövüşe gerek yok, yüz yıldan fazla tarihi olan "Hür Masonlar" artık kendini feshetmeli ve arşivini araştırmacılara açmalı. Yakın siyasi tarihimizin aydınlanmasında bu arşivin çok yararlı olacağını düşünüyorum.


Yeni Şafak

Görüş Bildir Bizimle Paylaş