Arınç, Ali Rıza Demircan'ın adına kurulan Araştırma Dayanışma ve Eğitim Vakfının (ARDEV) açılışı dolayısıyla, vakfın Süleymaniye'deki binasında verdiği iftar yemeğine katıldı.
Bülent Arınç, burada yaptığı konuşmada, Suriye ve Irak'ta da büyük bir facianın yaşandığını aktardı. "Burada Esed'den, Maliki'den bahsedecek değilim" diyen Arınç, bölgede ortaya çıkan örgütlere değindi.
Bu örgütlerin büyük bir kısmının dindarlar gibi görüldüğünü kaydeden Arınç, şöyle devam etti:
"Dinden bahsediyorlar, şeriattan bahsediyorlar. Saçlı sakallı insanlar. Kuruluşlarının amaçlarının belki bir hilafet devleti olduğunu söylüyorlar ama öldürüyorlar, kafa kesiyorlar, silah kullanıyorlar, şiddet kullanıyorlar. 'La ilahe illallah' demesine rağmen mezhebi farklı olduğu için alçakça cinayet işliyorlar. İsimlerini vermeye gerek var mı? Her gün bunları okuyor ve dinliyoruz. Ben bir defa bir bakan olarak şunu düşünüyordum: Bize verilen bilgiler öyleydi, bunların hiçbirisinin Türkiye'de taban tutması mümkün değil. Çünkü Türkiye'de iyi bir Müslümanlık var. Dindarımız da dindar olmayanımız da cumalık olanımız da cumalık olmayanımız da İslam'a karşı bir sevgi var, bir hoşgörü var. Çok fevkalade frapan yaşayan insanlarımızda bile Allah dendiğinde, peygamber dendiğinde, ramazan dendiğinde, iftar dendiğinde, sahur dendiğinde gözü yaşaran, böyle sofralara hasret kalmış, Allah'ın ismini, peygamberin ismini duyduğu zaman gözünden yaş akan, şarkıcılarımız var, sanatçılarımız var. Hepsine teşekkür ediyorum. Onların gönüllerinde hala İslam, pürü pak, taptaze yaşıyor. Böyle bir ülkede böyle sapkınlıklar olamaz diye düşünüyordum ama son gelen bilgiler neydi biliyor musunuz? Maalesef bu tür örgütlerin içinde Türkiye'den bir şekilde giden, katılan bir kısmı ölmüş, yeni haberleri geliyor, bir kısmı hala baş kesmek için sırada bekleyenler var."
Türkiye'den bu örgütlere destek veren kişiler olabileceğini tahmin etmediğini dile getiren Arınç, şöyle devam etti:
"Ben ülkemde böyle bir şeyin varlığını kesinlikle düşünmezdim, buna imkan ve ihtimal veremezdim. Sayıları çok mu fazla? Hayır çok da az ama bir kişi bile olsa bizim için bu çok büyük bir suç. Bu çok büyük bir hata. Çok büyük bir yanlışlık. Bu nasıl Müslümanlık Allah aşkına? Bunlar ne kadar büyük bir sapkınlık. Şüphesiz sapkınlık Hazreti Peygamberimiz döneminden beri var. Onun sonrasında var. Yaşadığımız olaylar var. Kılıçlar çekilmiş, ölüme terk edilmiş, peygamber evlatları var, Ehlibeyt var, başkaları var ama bu devirde bunun tekrar hortlamasının, taraftar bulmasının... Araştırıyoruz şimdi... Bir kısmı sosyal medya, Allah onu ıslah etsin. Sosyal medya aracılığıyla gepgenç, taptaze kızlarımız ilişki kuruyorlar, bir şekilde öbür tarafa geçiyor, onlarla birlikte bu cinayetleri işliyorlar. Bir kısmı burada yetiştiriliyor. Belki adlarında vakıf olan, adları dernek olan, adları herhangi bir faaliyette İslami ıstılah içerisine saklanmış, gizlenmiş birtakım çalışmalarla yetiştiriliyor. Onlara cihat yanlış öğretiliyor. Onlara her şey yapsan da yerindedir, çünkü sen osun, onlara da busun deniyor. Seminer adı altında, dernek faaliyetleri adı altında bugüne kadar önemsemediğimiz, kesinlikle bizde taban bulamaz, bunlar sadece 3-5 kişinin uydurmasıdır deyip geçtiğimiz bir olayın, dinin iyi anlatılamaması sebebiyle, gençlerle iyi ilişkiler kurulamaması sebebiyle, onlara iyinin, doğrunun, güzelin ne olduğunu bugüne kadar yeterince duyurulamamış olması sebebiyle, belki de bunlara engel olacak tedbirleri almadığımız için maalesef pek çok gencimizin şimdi bu kötü insanların yanında, kötü saflarda kötü işler yaptığını son günlerde görmüş olmaktan büyük bir üzüntü duyuyorum."
ARDEV gibi kuruluşlara bu nedenlerle çok ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Arınç, konuşmasına şöyle devam etti:
"Sinema, film, tiyatro, ajans, habercilik, iletişim, radyoculuk, bunlar o kadar önemli ki... Bir insan, gencecik bir kızımız sosyal medyada bir şekilde chat'leştiği insanın peşinden ölüme doğru nasıl gidebilir? Cihat, anladık, belki bu, din bu, İslam bu, bunlar farklı şekillerde insanların gönüllerine sokulmuş olabilir ama gençlik ihtirasıyla, şehvetiyle, zevkiyle, güzelliğiyle insanların bir şekilde elde ediliyor olması da sadece Türkiye'den değil şüphesiz Avrupa'nın pek çok ülkesinden, Uzak Doğu'dan bile bu işlerin işine gelip karışanların olduğunu duymak beni fevkalade üzdü. Evet bugün gençlerimizde sigaraya başlama yaşının 9'larda, içkiye başlama yaşının 13'lerde, uyuşturucu felaketinin neredeyse 15-16'larda başladığını görmek nasıl üzdüyse, din adına cinayet işleyen insanların yanına koşacak gençlerimizin bulunduğunu görmek o kadar üzdü. Yangını küçükken söndürmemiz lazım. Ateşe su dökmemiz lazım. Herkesin elindeki kovasıyla birbirine ulaştırarak bu yangını bulunduğu yerde yok etmeye gayret etmesi lazım."
Türkiye'nin, yaşadığı Müslümanlık sebebiyle dünyanın örnek gösterdiği bir ülke olduğunu kaydeden Arınç, "İslam, en temiz manasıyla ve anlamıyla, yaşantısıyla, duygu ve düşüncesiyle çok şükür ki ülkemizde yaşanıyor. Bu güzellikleri örtmeye çalışanlara, yavrularımızı bir şekilde elde edip, aldatıp, ölüme gönderenlere de fırsat vermemek için ilimle yola çıkmalıyız, bilgiyle yola çıkmalıyız ve asrın idrakine İslam'ı söyletebilmek için de bütün gayretimizi kullanmalıyız" diye konuştu.
(Sürecek)