Dolar

34,9500

Euro

36,7136

Altın

2.990,82

Bist

10.058,28

Sivas olaylarının 21. yılı

Sivas olaylarının 21. yılı

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-07-02 11:36:11

Sivas olaylarının 21. yılı
COŞKUN ERGÜL - TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Naci Bostancı, hiçbir vahşetin savunulacak, meşru görülecek bir niteliğinin olamayacağını ifade ederek, "Vahşetin faili olan ve 'karanlık eller' tarafından yönlendirildikleri hususunda kuşkum bulunmayan, ancak böyle bir yönlendirmeye uygun 'akletme biçimlerine de ne yazık ki açık olan' insanların pişmanlık içinde bulunmaları ve bunu toplumla paylaşmaları anlamlı şekilde karşılanacaktır" dedi.

Bostancı, "Sivas Madımak Oteli'nin ateşe verilmesi sonucu 2 Temmuz 1993'te 35 kişinin yaşamını yitirdiği Madımak olaylarının 21. yılı" nedeniyle AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Bundan 21 yıl önce Sivas Madımak Oteli'nde yaşanan insani dramın, toplumsal birliği ve kardeşliği tehdit eden kolektif hafıza setinin içindeki yerini aldığını ifade eden Bostancı, yıllar sonra TBMM İnsan Hakları Komisyonu bünyesindeki terör alt komisyonunda, şair Metin Altıok'un kızı Zeynep'i dinlerken, bir kez daha bu tür yaraların ne kadar derin olduğunu ve konuya ilişkin dili nasıl mayınlı bir araziye çevirdiğini bir kez daha gördüğünü kaydetti.

Bostancı, şöyle konuştu:

"Hiçbir vahşetin savunulacak, meşru görülecek bir niteliği olamayacağı gibi, o acıyı yaşayanlarla duygusal özdeşliği engelleyecek hiçbir düşünce ve yargı da olamaz. Dünyanın tüm mazlumları ve mağdurları için bir ortak vicdan geliştirmek isteyenler için bunun test edileceği alan; adı, kimliği, inancı ne olursa olsun herkesin acısını anlamaya çalışmak ve S. Sontag'ın ifadesiyle, 'başkalarının acılarına bakabilmek'tir. Ben bir kez daha Madımak'ta hayatını kaybeden herkese Allah'tan rahmet diliyorum. Vahşetin faili olan ve 'karanlık eller' tarafından yönlendirildikleri hususunda kuşkum bulunmayan, ancak böyle bir yönlendirmeye uygun 'akletme biçimlerine de ne yazık ki açık olan' insanların pişmanlık içinde bulunmaları ve bunu toplumla paylaşma konusunda gösterecekleri tutumun, en azından insanlığımız ve ortak vicdanımız adına anlamlı şekilde karşılanacağına inancımı beyan etmek istiyorum.

Toplumumuzun bu tür olaylardan çıkartmaları gereken çok önemli derslerden birisinin 'vahşeti meşrulaştıran kültürel dinamiklerle yüzleşmek olduğu' hususu kesinlikle çok önemlidir ve güven esaslı toplumsal birliğin de en önemli kurucu unsurlarından birisidir. Kardeşliğin parlak sözlerden çok, gerçek hayatın içinde kurulacak ilişkilerden geçtiği, 'insanın biyolojik, insanlığın ise toplumsal ve kültürel ilişkilerin ürünü olduğu' hususlarını bu tür gerçek ilişkiler kurmuş birisi olarak ifade etmek isterim. İnşallah bir daha böyle karanlık ve yaralayıcı dramlar yaşamayız, bunlara yol vermeyecek bir akıl ve basiretin sahibi olarak geleceğimizi inşa ederiz."

Haber Ara