HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, imzaların yer aldığı klasörü TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e teslim etti.
Baluken, yaptığı konuşmada, adaylarının ülkeye hayırlı uğurlu olması temennisinde bulundu.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek de yapılacak seçimlerin ülke ve millet için hayırlı olmasını dileyerek, "Bundan evvel ki cumhurbaşkanlarını millet adına biz seçiyorduk. Millete vekaleten milletvekilleri seçiyordu. Bundan sonra milletin kendisi seçecek. İnanıyorum ki bizden çok daha isabetli kararları geçmişte de verdi, bugün de verecektir" dedi.
Bunun Türkiye'nin siyasi tarihi açısından önemli bir dönemeç ve eşik olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti:
"Seçilecek kişi cumhurbaşkanı olacak. Milletin birliğini temsil edecek. Anayasal görevleri var. Devlet kurumlarının uyumlu çalışmasını gözetecek. Dolayısıyla bu kampanyaların, bu nezakete, bu olgunluğa yakışır bir tarzda sürdürülmesi benim şahsen temennimdir. Seçimin sonucunu kabullenmek en az seçim kadar da önemlidir. Dolayısıyla seçimden sonra 'sayın cumhurbaşkanımız' deyip hürmet göstereceğimiz birisi olacağına göre, bu kampanya sırasında değerleri yıpratmadan, şahısları, kurumları, kavramları yıpratmadan bu kampanyanın sürdürülmesi şahsen benim temennimdir. Milletimiz en doğru kararı verecektir."
Daha sonra Çiçek'in ayrılmasının ardından Baluken yaptığı açıklamada, Demirtaş'ı Cumhurbaşkanı adayı olarak Türkiye halklarının, Türkiye halkının huzuruna getirdiklerini belirterek, "Türkiye halklarının önüne bir üçüncü yolu, barışa, demokrasiye özgürlükçü anlayışa hizmet edecek bir alternatif yolu getirmenin onuru içerisindeyiz" dedi.
Çankaya Köşkü'ne artık halkın gerçek temsilcisinin çıkmasının zamanının geldiğini düşündüklerini vurgulayan Baluken, şu ifadeleri kullandı:
"Gerek Türkiye'de içinde bulunduğumuz siyasi krizin aşılması gerekse Ortadoğu'da yakıcı bir şekilde kendini dayatan bölgesel gelişmelerle ilgili bir nefes borusu, bir soluk borusu açma iddiasındayız. Çankaya'da bundan sonra statükocu bir anlayış yerine, halkın değerlerini esas alan, halkın içerisinden çıkmış olan, toplumun tamamını kucaklayan bir anlayışın oturması gerektiğini düşünüyoruz. Adayımız bu yönüyle bugüne kadar Türkiye'deki bütün ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı politikaların mağduru, birleştirici politikaların da hakiki sözcüsü olmuş bir adaydır. Adayımız hem Soma'da yakınlarını kaybeden madenci ailelerinin hem Roboski'de, Lice'de yaşamını yitiren gençlerin ailelerinin hem Madımak'ta yakılan Alevi yurttaşlarımızın hem de bugüne kadar dışlanmış olan gayrimüslim halkların temsilcisi olarak güçlü bir çalışma ortaya koyacaktır. Çankaya'da demokratik dönüşümün ılık rüzgarlarının esmesi temennisiyle hayırlı uğurlu olsun diyoruz."
- "En az bizimki kadar meşrudur"
Konuşmaların ardından HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, gazetecilerin adaylarıyla ilgili sorusuna, "En güçlü aday sayın Selahattin Demirtaş. Rakip olarak sanırım sayın Başbakan var karşımızda. Biz Ekmeleddin bey önümüzde bir rakip olarak gördüğümüzü düşünmüyoruz. Bence bugün Türkiye'de yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sayın Selahattin Demirtaş ve Recep Tayyip Erdoğan yarışacak" yanıtını verdi.
Başbakan'ın konuşmasında çözüm sürecinin devamlılığına vurgu yaptığının belirtilerek, bunun HDP tabanı üzerinde etkileri olup olmayacağı sorusu üzerine Buldan, seçmenlerinin bu tür söylemlerle fikir değiştireceğini düşünmediğini söyledi. Buldan, "Sözde belki sayın Başbakan sürecin devam etmesinden yana bir tavır sergilemiştir ama pratik ve somut adımlarda çok şey yaşanmamıştır. Halkımız bunu biliyor ve takip ediyor. Seçim sürecine kadar belki bir yasa çıkacak, yarın bu komisyona gelecek. Bu yasanın seçimden önce Genel Kurul'da oylanması meselesi de var. Bu Kürt halkının zihninde ve aklında kesinlikle fikrinin değişmesine sebep olmayacaktır. Biz halkımızın, kitlemizin, seçmenlerimizin seçim sürecinde bu fikrinin değişeceğini düşünmüyoruz" dedi.
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de "Başbakan'ın cumhurbaşkanı adaylığını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "En az bizimki kadar meşrudur" karşılığını verdi.
"Başbakanlık görevinden istifa etmeden kampanyayı sürdürecek olması da meşru mu?" sorusunu Önder, şu şekilde yanıtladı:
"Belki yasaldır ama etik değildir. Devlet olanaklarını ya da Başbakanlık titrini üzerinde muhafaza ederek kampanyayı yürütmek her şeyden önce adil değildir. Hukuku olabilir ama adilliği ve etik olması bahsinde büyük sorun var. Kaldı ki hükümet daha önce bakanlarını aday gösterdiğinde bu itirizlar üzerine başka bir refleks göstermişti. Aynı refleksi göstermeleri gerekir, hak duygusu bunu gerektirir."
"CHP tabanından oy alabileceğinizi düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Önder, "( Kurnazlıkla iş yürümez) Bunu söyleyen CHP'nin eski Genel Başkanı ve bir sürü değerli vekili. Siyaseten gözetmek zorunda olduğunuz hele bir sosyal demokrat parti iddiasındaysanız iki şey vardır; ilkesellik ve tutarlılık. Bu konuda bu ilkeleri zorlayacak, tekzip edecek tutum ve davranışlar sosyal demokrat bir tabanda nasıl karşılık bulur yaşayacağız, göreceğiz" dedi.
- "Kardeşçe bir seçim kampanyası yürüteceğiz"
Önder, başarılar dileyerek, kardeşçe bir seçim kampanyası yürüteceklerini kaydetti.
"Şansları nasıl görüyorsunuz?" sorusunu HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, "Eşit görüyoruz. Adayımızı yeni gösterdik, başkasına şans tanımak bir defa siyaseten doğru bir tavır değil. Şanslar eşit" yanıtını verdi.
Meclis Başkanı Çiçek'in konuşmasında seçim kadar seçim sonuçlarını kabullenmenin de önemli olduğu söylediğinin belirtilmesi üzerine HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "3 adayın hangisi kazanırsa, bu demokratik seçimlerin sonuçlarını herkesin peşinen kabul ederek katıldığı bir seçimdir. Saygı göstermesi milletin, halkın iradesine saygı göstermek anlamına gelecektir" dedi.