Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda, Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı ile AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan'ın gösterilmesini değerlendirdi.
Diyabakır'a gittiğinde, terörün önlenmesi konusunda düşüncelerini bütün kanaat önderleriyle paylaştığını anımsatan Kılıçdaroğlu, sorunun çözümünün parlamento olduğunu söylediğini belirtti.
Daha önce de ülkede kan dökülmesini istemediklerini dile getirdiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, bu sorunu çözmek için 4 ana koşul ifade ettiğini anlattı. Kılıçdaroğlu, "Samimi ve dürüst olacaksınız, gizli, kişisel ajandanız olmayacak, millete izah edemeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz, anamuhalef partisine veya millete bilgi vereceksiniz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı'nın, "kanun kapsamında verilen görevleri yerine getiren kişilerin, hukuki, idari ve cezai sorumluluğu doğamaz" fıkrasını uygun bulmadıklarını yineledi. Kılıçdaroğlu, "Bu ülke ne çektiyse, yasa dışı işlemlerden çekti. Faili meçhul cinayetlerin bir demokrasinin en büyük ayıplarından olduğunu söyledik" dedi.
-"Yeni faili meçhuller olabilir"
Faili meçhullerin aydınlanması için 8 ayrı araştırma önergesi verdiklerini ancak AK Parti milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, tasarının bu şekilde yasalaşması halinde Uludere olayının artık aydınlanmayacağını savundu. Kılıçdaroğlu, sınır ötesi operasyon yapma yetkisinin TBMM'de olduğunu, TBMM'nin, bu yetkiyi, istediği üzerine Hükümet'e verdiğini anımsattı. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümet, talimatı verdi, gönderdi 34 kişiyi bombalatıp, öldürdü. Şimdi, bu kanun kapsamında hükümetin verdiği görevi yerine getirenlerin idari, cezai, hukuki sorumluluğu olmayacak. Siz artık o olayı unutun. Biz bunu kabul edebilir miyiz, hayır. Benzer bir görev MİT'e de verildiği söylendi. MİT Yasası görüşülürken benzer bir görev orada vardı, buna karşı çıktık. Bir hukuk devletinde olamayacağına, belirli kesime neredeyse ömür boyu dokunulmazlık getirilemeyeceğini söyledik. Anayasa Mahkemesi'ne başvurduk. MİT Yasası'nda, MİT'e operasyonel yetki de verildi. Bu sorunun çözümüne yönelik olarak Adalet ve Kalkınma Partisi'nin getirdiği bu düzenlemeden 'faili meçhuller hiç aydınlanmasın, yeni faili meçhuller de olabilir' diyorsanız bir sorun yok. Ama biz bunu demiyoruz. Yeni faili meçhuller bununla her an olabilir. Hükümet diyebilir ki, 'terörü bitirmek istiyorum, gidin Ali'yi vurun, temizleyin, zaten yasa var, ömür boyu cezai, hukuki sorumluluğunuz yok. Bana sorarlarsa, ben talimatı verdim, mahkemede gizlilik kararı, mesele bitti'. Bütün yurttaşların bu konuda çok dikkatli olması lazım. Biz bu kadar dikkatliyiz. AKP, bunu alıp doğuda propaganda yapıyor. 'Biz sorunu çözeceğiz ama şu CHP karşı çıkıyor' Hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Faili meçhullere karşıyız, yeni faili meçhullerin olmasını istemeyiz, sorun çözülecekse adam gibi oturulup çözülür. Bu sorunun çözümünden yanayız, hiçkimsenin burnu kanamasın istiyoruz. Buyurun çözün herhangi bir sorunumuz yok. Ama yeni faili meçhulleri saklayabilecek mekanizmaları yasanın arasına sıkıştırıyorsanız kusura bakmayın biz buna karşıyız. Bu madde böyle yasalaşırsa, bunu da MİT Yasası'nda olduğu gibi Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacağız."
-"Kimler cumhurbaşkanı adayı olamaz"
Kılıçdaroğlu, bugün üçüncü cumhurbaşkanı adayının da belli olduğuna işaret etti.
Adayın, alayıvala ile büyük törenlerle, alkışlarla belli olduğunu, dualar edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, daha önceki grup konuşmasında kimlerin cumhurbaşkanı adayı olamayacağını açıkladığını anımsattı. Kılıçdaroğlu, yine bunu madde madde açıklamak istediğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, kuvvetler ayrılığı ilkesine inanmayan birisinden Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı olamayacağını dile getirerek, anayasanın temel çatısının güçler ayrılığı ilkesine oturduğunu söyledi.
"Parlamento, yargı, benim için ayak bağı" diyen birinin cumhurbaşkanı adayı olmaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, vatandaşına tokat atan, derdini anlatmak isteyen çiftçiye "al ananı da git" diyen birinden cumhurbaşkanı adayı olamayacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Rezil oluruz dünyaya. Sizden bizden ayırımı yapan cumhurbaşkanı adayı olamaz. Kin ve öfkeden medet uman, gençlere seslenirken 'kininizi unutmayın' diye öğütlerde bulunan birinden cumhurbaşkanı adayı olamaz, olmamalıdır. Kin olur mu?" ifadelerini kullandı.
-"Hepsi dışlamışlardır"
Kılıçdaroğlu, hukukun üstünlüğüne, kadın erkek eşitliğine inanmayan, adalet duygusu gelişmemiş kişiden cumhurbaşkanı adayı olamayacağını belirtti.
Yalan söyleyen, ahlaki değerleri yüksek olmayan birinden cumhurbaşkanı adayı olamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı adaylarının en temel nitelikleri halkına yalan söylememiş, ahlaki değerlerinin yüksek olmasıdır. Birine yalan makinesi gibi diyorsanız o da 'Ben yürüyen yalan makinesiyim' diyorsa, ondan cumhurbaşkanı adayı olamaz, olmamalı. Bir cumhurbaşkanı adayı çıkıyor, halkı birbirine düşürmek, kavga için 'camide içki içildi' yalanı söylüyor. Bir başka temel yalan, yine insanları birbirine düşürmek için 'Kabataş iskelesinde başörtülü bir bacımıza 140-150 kişi birden saldırdı' diyorsanız, böyle bir adamdan cumhurbaşkanı adayı olamaz. Cuma günü, videosunu yayınlayacaklarını söylemişti. 53 cuma geçti,ortada bir şey yok. Yalan söyleyenden cumhurbaşkanı adayı olamaz. En son yalanı, 'Gezi olaylarında bazı polisler gerçek mermiyle öldürüldü'. İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın konuyla ilgili soru önergemize verdiği cevap, herhangi bir ölüm olmadığı yönünde. Adamın hayatı yalan üzerine. Bu kadar yalancı hayatımda hiç görmedim. Türkiye ve dünyada saygınlığı olmayan, saygınlığını yitiren isimden cumhurbaşkanı adayı olamaz. Doğulu hiçbir lider, batılı hiçbir lider yalan söyleyen birisiyle aynı kareye girmek istemez çünkü onların ahlaki değerleri çok yüksektir. Bugün cumhurbaşkanı adaylığını açıklayan Erdoğan'ın ne doğu ne batıda itibarı vardır, hepsi dışlamışlardır. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir cumhurbaşkanı adayını içine sindiremez ve bunu kaldıramaz."
-"Geçmişi şaibeli biri"
Kılıçdaroğlu, anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olduğunu anımsattı. Kılıçdaroğlu, bir cumhurbaşkanı adayının buna inanması, inanmaması halinde de aday olmaması gerektiğini vurguladı.
Bilgi birikimi yetersiz, sanat ve sanatçıyı dışlayan birinden cumhurbaşkanı adayı olmayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, "En önemlisi geçmişi şaibeli birisinden cumhurbaşkanı adayı olmaz. Sizin artık gerçekleri söylemediğiniz, yalan ürettiğiniz, kişisel hırs ve kaprislerle özel servet edinmeniz, bunun belgelenmesi, bütün bilgilerin dünyanın önüne serilmesi, sizin cumhurbaşkanı adayı olmamanızı gerektirir. Eğer cumhurbaşkanı adayı oluyorsanız bunu Türkiye'nin kaldırması mümkün değildir. Türkiye'de halka yapılan en büyük kötülüktür" diye konuştu.
-"Bilgi birikimi, dünyada tanınmışlığı var"
Kılıçdaroğlu, demokrasilerin özünü uzlaşmanın oluşturduğuna işaret ederek, dayatma kültürünün demokrasilerde olmadığını vurguladı.
CHP olarak büyük bir uzlaşmayı gerçekleştirdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, her yurttaşın rahatlıkla oy vereceği bir adayı belirlediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, sözlerini, "Şaibesi yok, bilgi birikimi var, dünyada tanınmışlığı var, toplumun hiçbir kesimiyle ilgili negatif söylemi yok. Herkesi kucaklayan bir aday üzerine uzlaştık. Bir siyasal parti gözlüğüyle bakmadık. 'Bu benim cumhurbaşkanımdır' parti olarak demedik. 76 milyonun rahatlıkla 'cumhurbaşkanım' diyebileceği bir aday üzerinde uzlaştık. Türkiye gerçekten demokrasiye bağlıysa, hırsızlıklardan, yolsuzluklardan, kendisine hakaret edenlerden, bağırıp, çağırıp öfke kusandan illallah diyorsa, şapkasını koyacak, düşünüp, sandığa öyle gidecek. Benim tek istediğim budur. Bunu yaptığımız zaman demokrasimizi güçlendireceğiz. Uzlaşmanın olduğu demokrasiler, güçlü demokrasilerdir" diye sürdürdü.
-"Böyle bir yemini ettiğinde kim inanacak?"
Kılıçdaroğlu, anayasanın 103. maddesinde yer alan cumhurbaşkanı yeminde, "Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma..." denildiğine işaret etti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Milletin egemenliğinden, kendi egemenliği anlıyor. 'Ben söylersem olacak' O bir şey söyleyecek, ertesi gün gereği yerine getirilecek. Hangi egemenlikten söz ediyorsunuz? Devletin varlığı ve bütünlüğüyle ilgili onun ne düşündüğünü hepimiz biliyoruz. 'Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına, laik cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma.' Bu cumhurbaşkanı adayının, bu ilkelere bağlı kalacağına kim inanıyor? 'Milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma' 14 yaşındaki çocuğu miting meydanlarında yuhalatan biri insan haklarından mı söz edecek, ona mı bağlı olacak? 'Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak.' Komik gibi geliyor değil mi? Çuval geçirilen olayları biliyorsunuz, askerin başına çuval geçirildi sesi dahi çıkmadı. Şimdi kalkmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini koruyacağına yemin edecek. Bayrak indirildi yine tık yok. 'Yücelmek ve üzerime aldığım görevi, tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma...' Tarafsızlığına inanıyor musunuz? 'Büyük Türk milleti ve tarih huzurunda namusum ve şerefim üzerine and içerim' Hayatı yalanlarla süslü olan bir kişi, böyle bir yemini ettiğinde kim inanacak? Mutlaka cumhurbaşkanlarının ahlaklı, namuslu, samimi, içten, halka hesap vermeyi namuslu görev kabul etmeleri gerekir. Eğer bunları yapabilirsek sorunumuz kalmamış oluyor."
-"Allah kimseye böyle şöhret nasip etmesin"
Kılıçdaroğlu, bir bakanın, 20 Nisan 2013 tarihinde, Bozok Üniversitesi'nde Ekmeleddin İhsanoğu kürsüsü kurulduğunda bir merkez oluşturulmasının açılışında İhsanoğlu ile ilgili "Yozgatımızın iftihar ettiği değerli bir Yozgat evladıdır, büyük ilim insanıdır. Ülkemiz ve dışında Türk medeniyetine, kültürüne, tarihine, İslam bilim hayatına çok önemli eserler kazandırdığı gibi çok değerli insanlar da yetiştirmiştir" açıklamasında bulunduğunu söyledi.
Aynı kişinin şimdi, "Öyle bir isim çıkardılar ki kimse kim olduğunu bilmiyor, Google'dan buluyoruz" dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Düne kadar ne diyordun şimdi ne diyorsun. Yalan ruhlarına sinmiş bunların. Google'de 'yalancı başbakan' yazdığınızda 450 bin Recep Tayyip Erdoğan adı çıkıyor. 'Hırsız başbakan' yazdığınızda 3 milyon 900 bin sonuç çıkıyor. Ekmeleddin İhsanoğlu yazdığınızda, bilim adamı, saygın devlet adamı çıkıyor. Tanınmamış diyor, şöhreti yok diyor, Allah kimseye böyle bir şöhret nasip etmesin, hırsızlık, yalancılık şöhreti nasip etmesin. Bugün kalkmış duayla açıklamış sen samimi ol, sen kul hakkı yiyorsun, haram yiyorsun. Haram yiyen adaydan cumharbaşkanı adayı mı olur Allah aşkına. "
(Bitti)