Akar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanın aciliyetinin yanında sürekli bir ihtiyaç olduğunu, ramazanda da kana ihtiyaç duyan birçok kişinin bulunduğunu söyledi.
Ramazan aylarında kan bağışının düştüğünü ifade eden Akar, "Bunun çeşitli nedenleri var. Her ne kadar kan vermek orucu bozmasa da bu yönde yanlış bir inanç var. Ayrıca bünyenin yorgun düşmesi ve sıcaklarda kan bağışının azalmasına yol açıyor" diye konuştu.
Türk Kızılayının ihtiyaç duyulan kanın yüzde 85'ini karşılayabildiğine işaret eden Akar, ancak ramazanda kan bağışı sayısının yıl ortalamalarına göre yaklaşık yüzde 45 azalmasının beklendiğini söyledi.
Günlük ortalama 6 bin 500 ünite kan bağışı alınması gerekirken, sayının ramazan günlerinde ortalama 3 bin 500'e düştüğüne işaret eden Akar, ramazan ayında hastanelerden gelen kan talebi karşılanma oranının yüzde 70-75 olduğunu bildirdi.
-Kan ekipleri, iftardan sonra kent meydanlarında
Akar, ramazanda da ihtiyaç duyulan kan bağışının karşılanması için kan ekiplerinin çalışma şeklini değiştirdiklerini ifade etti.
Ekiplerin, ülke genelinde daha çok iftar sonralarında halkın yoğun olduğu kent meydanlarında kan alacağını anlatan Akar, "İnsanlar orucunu açıp, kent meydanına çay içmeye indiğinde yanlarında bir Kızılay kan alma birimi görecekler. Mobil araçlarımız da gece boyunca faaliyette olacak" diye konuştu.
Çalışmanın sahura kadar devam edeceğini belirten Akar, vatandaşın duyarlılığı sayesinde bu ramazanda kan açısından çok ciddi sıkıntı olmayacağına inandıklarını dile getirdi.
-"Kan vermek dinimize de çok uygun"
Ramazan ayında iftardan sonra kan vermeye sağlık açısından da hiçbir engel bulunmadığını hatırlatan Akar, kan bağışının insan vücuduna etkisinin sadece 20 dakika olduğunu, gereken sıvının, şekerin alınması halinde hiçbir sorun kalmadığını anlattı.
Kan bağışının insana sıhhat de verdiğine işaret eden Akar, "Kan vermek dinimize de çok uygun. Bağışladığınız kanın hangi hastaya şifa olacağını bilemezseniz. Bu çok büyük sevaptır' ifadelerini kullandı.