Açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 23 Haziran 2014 tarihli CHP Grup Toplantısı'nda, TÜRGEV'in itibar, onur, şeref ve saygınlığına tahkir niteliğinde, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyecek hakaret ve karalamalar içeren açıklama yaptığı öne sürüldü.
Kılıçdaroğlu'nun bir süredir sistemli ve düzenli olarak TÜRGEV'i siyasi propaganda malzemesi olarak kullandığı kaydedilen açıklamada, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun her fırsatta üzerimize attığı iftiralar, 18 yıllık geçmişe sahip vakfımızın itibarını, üstlendiği toplumsal yardım misyonunu zedelemiş ve hedef haline gelmesine neden olmuştur. Bu durum, vakfımıza bağış yapan bağışçılarımızı, vakıf çalışanlarımızı, yurtlarda kalan öğrencilerimizi de bu saldırının hedefi haline getirerek, derinden rencide etmiş ve acımasız saldırılara maruz kalmalarına sebebiyet vermiştir" denildi.
Vakıf yönetiminin, Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, vakıf hakkında gerçekliği ortaya çıkarılmamış, herhangi bir belge ve delile dayanmayan faraziyelerle olumsuz algı yaratma kastıyla hareket eden, gerçek dışı beyan ve açıklamalarda bulunan kişi ve kurumlar hakkında yasal haklarını sonuna kadar kullanma kararı aldığı belirtilen açıklamada, "Bu karar doğrultusunda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, 23 Haziran 2014 tarihli Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşma nedeniyle 100 bin lira manevi tazminat davası açılmıştır. Ayrıca bu açıklamaları nedeniyle hakkında ceza soruşturması başlatmak üzere suç duyurusunda bulunmuştur" ifadelerine yer verildi.
- TÜRGEV'den iddialara yanıt
Vakfın, karalama kampanyaları, iftira ve iddialarla gündeme gelmesi ve politika aracı olarak kullanılmasından derin üzüntü duyulduğu kaydedilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Vakıf bir kişinin, belirli bir hizmetin yerine getirilmesi ya da başkalarının yararÂlanması için malını, parasını ya da mülkünü bağışlayaÂrak oluşturmuş olduğu kuruluştur. Vakıfların kuruluş amaçları toplumsal dayanışma ve yardımlaşmadır, yöneticilerine ya da kurucularına para kazandırmak değildir, bu yasal olarak da zaten mümkün değildir. TÜRGEV de yukarıda açıkça ne anlama geldiği belirtildiği üzere tüzel kişiliği olan ve eğitim alanında yardım faaliyetlerini amaç edinen, bağışlarla ve bağışları değerlendirmek suretiyle elde ettiği gelirleri, yine kuruluş amacı doğrultusunda yardım faaliyetlerinde değerlendiren, yöneticilerine ya da kurucularına para kazandırma amacı gütmeyen, tamamen gönüllülük ve yardım esaslarına dayanılarak kurulmuş ve bu kuruluş esaslarına göre faaliyet gösteren bir vakıftır.
Her vakıf gibi Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bağlı, kayıtlarıyla bağışlarıyla alabildiğine şeffaf, her yıl gelir ve gider hareketlerini düzenleyen bilançolarını yetkili kuruma bildiren, amacı eğitim alanında toplumsal yardım olan bir kuruluştur. İddialara konu edilen bağış, vakıf kayıtlarında tüm belgeleriyle açık ve şeffafça kayıt altına alınmış bir bağıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne sunulan gelir/gider tablolarında yer almaktadır. Öte yandan bağışa rüşvet denilmesi tüm yardım dernekleri ve vakıflarını zan altına alan bir yaklaşım olduğu da aşikardır.
Sayın Başbakan'ın çocukları hiçbir zaman vakfın kurucusu olmamışlardır. Sayın Bilal Erdoğan, vakfın kurucusu değildir. Vakıf 1996 yılında kurulmuştur, Sayın Bilal Erdoğan ise 2011 yılında vakıf yönetim kuruluna girmiştir.
Vergiden muaf tutulmak TÜRGEV için bir imtiyaz değildir, 2002-2014 yılları arasında vergi muafiyeti tanınmış 60 vakıf vardır."