Dolar

34,9461

Euro

36,7083

Altın

2.983,33

Bist

10.125,46

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş: (1)

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş: (1)

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-06-26 10:05:09

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş: (1)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, geçmişte cumhurbaşkanlığı makamının, eski Türkiye'nin emniyet supabı olduğunu belirterek, "Şimdi cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesiyle Türkiye'nin eski sisteminde var olan bu çarpık yapı, düzeltilmiş olacak, millet ve devlet iradesi farklı iki irade olmaktan çıkartılarak, devletle milletin iradesi örtüştürülecektir" dedi.

Kurtulmuş, AK Parti Bursa İl Başkanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, 30 Mart seçimlerinde tarih yazdığını, ülkenin hangi istikamette yol alacağının kararını bir kez daha net bir şekilde verdiğini, ülkenin, yeni Türkiye istikametinde yoluna devam edeceğini söyledi.

"Şimdi 10 Ağustos'ta ilk turunu gerçekleştireceğimiz ve inşallah birinci turda sonuçlandıracağımız Türkiye demokrasinin en önemli seçimi önümüzde durmaktadır" diyen Kurtulmuş, şimdiye kadar ki bütün cumhurbaşkanlığı seçimlerinin parlamentodaki oylarla olduğunu, seçimi birtakım etkin, çıkar çevrelerinin, güç odaklarının şu ya da bu şekilde etkilediğini anlattı.

Kurtulmuş, ilk kez cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçildiğini vurgulayarak, "Bu, Türkiye siyaseti bakımından devrim niteliğinde önemli bir adımdır. Biz bunu cumhurbaşkanlığı seçiminin halk tarafından yapılmasına müsaade eden referandumdan itibaren söylüyoruz ve inşallah bunu da göreceğiz. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmiş olması cumhurbaşkanlığı makamının gerçekten bütünüyle milletin denetimine açacaktır, cumhurbaşkanlığı makamı artık milletin makamı olacaktır" diye konuştu.

Eski Türkiye'de sandıklar ortada olmasına rağmen, sandıktan ne sonuç çıkarsa çıksın, bu sonuçların 1961 ve 1982 anayasalarıyla ortaya konulan anayasal kurumlar vasıtasıyla bir türlü yönlendirilebildiğini anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Tabiri caizse sandıktan çıkan halk iradesinin önünde birtakım süzgeçler vardı. Bunlar anayasal kurumlar, yüksek yargı kurumları vesaire. Eğer millet iradesi bütün süzgeçleri aşmayı başarırsa sonunda cumhurbaşkanlığı makamı eski Türkiye'nin emniyet supabıydı. Yani millet bir taraftan başka bir şekilde çalışıyor, devlet aklıysa başka bir şekilde, milletten ayrı bir şekilde çalışıyor ve bütün bu süzgeçlerin sonunda da cumhurbaşkanlığı mekanizması yeri geldiğinde milletin iradesine karşı devleti koruyacak bir makam olarak görülüyordu. Şimdi cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesiyle Türkiye'nin eski sisteminde var olan bu çarpık yapı, düzeltilmiş olacak, millet ve devlet iradesi farklı iki irade olmaktan çıkartılarak, devletle milletin iradesi örtüştürülecektir. Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli seçimlerinden birini yapıyoruz, 10 Ağustos seçimlerinin hayırlı olmasını temenni ediyorum. İnşallah bu cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci turda seçimi rahatlıkla kazanacak ve AK Parti'nin koymuş olduğu aday Türkiye Cumhuriyeti'nin halk oyuyla doğrudan seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak görevine 28 Ağustos tarihinde başlayacaktır."

Kurtulmuş, çok nezih bir seçim kampanyasının geçeceğini, bu kampanyada birtakım siyasi polemiklerin ötesinde yeni Türkiye'nin nasıl inşa edileceğinin ortaya konulacağını dile getirerek, 10 Ağustos seçimlerinden başarılı bir sonuçla çıktıktan sonra hemen arkasından gelecek olan genel seçimlerle birlikte de Türkiye'nin sadece gelecek 4 yılda parlamentoda kimler olacağını seçmeyeceğini, 10 yıllarda ülkenin nasıl gelişeceğinin kararını vereceğini söyledi.

Baştan beri çok önemsedikleri seçimlerden birinin geride kaldığını, birinin çok yaklaştığını, ötekinin ise gelecekte yapılacağını belirten Kurtulmuş, Türkiye'nin bir buçuk yıl içinde çok önemli geçiş sürecini, başarıyla tamamlayacağını ve yeni Türkiye istikametinde, siyasi ve iktisadi reformlar ile yoluna devam edeceğini, 2023'ün "güçlü Türkiyesi", 2071'in "dünyada söz sahibi olan Türkiyesi"nin başarılacağını ifade etti.

- "Türkiye çok şükür bir istikrar adası"

Kurtulmuş, Türkiye'de halkın önemli bir kısmının, iktisadi ve siyasi istikrarı tercih ettiğini vurgulayarak, geçen 12 yıllık süreçteki başarının arkasında da bunun yattığını hatırlattı. Türkiye'nin ortasında bulunduğu coğrafyanın, 1990'lardan itibaren yeniden şekillendiğini ve çok büyük türbülansların içinden geçtiğini hatırlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"1990'larda Kafkaslar, Balkanlar, arkasından Orta Doğu ve şimdi de ta Kuzey Afrika'dan Orta Doğu'nun her yerine kadar maalesef çok büyük bir türbülanstan geçiyoruz. Allah'a şükrederek ifade etmek gerekir ki; Ukrayna'dan Yemen'e kadar Libya'dan Irak'a kadar bütün bölge yanarken, geçmiş dönemde de Saray Bosna'dan Kafkaslara kadar bütün bölgemiz yanarken Türkiye çok şükür bir istikrar adası olarak bu bölgenin ortasında önemli bir ülke olarak ayakta duruyor. Allah bu istikrarımızı, bu birliğimizi bütünlüğümüzü bozmasın, bunu bozdurmayacak adımları atmak da inşallah siyasetin vazifesi olacaktır."

- "Biz bu filmi gördük"

Kurtulmuş, Irak'ta, Suriye'de, bölgede olanların görüldüğüne işaret ederek, bugün bazı gazetelerde bazı haritaların yayınlandığına dikkati çekti. Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz bunu yıllardır söylüyoruz; birtakım dış güçler, şu sözleri söylediklerini, hem de Ankara'da bile söylediklerini önemli temsilcilerinin dün gibi hatırlıyoruz; bu bölgede 22 tane yeni ülke ortaya çıkacak. Hatta 11 Eylül olaylarından sonra ABD'nin efsanevi Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'in 'bu Hristiyan dünyasıyla Müslüman dünyası arasındaki bir savaş değil, bu artık İslam'ın iç savaşıdır' sözlerini hatırlıyoruz Maalesef bugün başta Suriye'deki derinleşen ve gerçekten bir çıkmaz sokağa doğru giren Suriye krizinin yayılmasıyla birlikte bölge fevkalade ciddi bir karışıklığın içine sokulmaya çalışılıyor. Bir asır evvel oynanan senaryo aynen bugün de tekrarlanmaya çalışılıyor. Bir asır evvel koskoca Osmanlı cihan devleti Balkanlardaki o birliğini, bütünlüğünü aralarına sokulan etkin fitne dolayısıyla 10 yıl içinde kaybetti ve dört buçuk milyon kilometrekarelik o büyük cihan devleti, bugünkü 780 bin kilometrekarelik misakı millimiz içine sıkıştırıldı. Oyun aynı şekilde oynanıyor, dün insanları 'Arnavutlar, Bulgarlar, Pomaklar, Türkler, Boşnaklar' diye ayırarak Balkanların çözülmesini sağlayanlar, bugün aynı şekilde 'Sünniler, Aleviler, Türkler, Kürtler, Araplar, Şii Türkmenler, Sünni Türkmenler, Şii Araplar, Sünni Araplar' diyerek bölgeyi bölerek aynı senaryonun ikinci perdesini oyuna koymak istiyorlar. Biz bu filmi gördük ve inşallah Türkiye'nin bölge olaylarındaki en önemli inisiyatifi daha fazla bölünmenin değil, bu bölge halklarının daha fazla bütünleşmesinin aracı olmasıdır. Bunun sözcüsü olmasıdır."

Bu topraklarda yaşayan herkesin mezhebi, meşrebi hatta dini, diyaneti, etnik kimliği ne olursa olsun aynı coğrafyanın insanları olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bu bölgenin üzerinde hedefleri, emelleri olan dış güçlere dikkati çekti. Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Dün nasıl bu bölgeden ayrıldılarsa bugün de bugün de bu oyunları oynayanlar, günün birinde ayrılıp giderler. Ama sonuç itibarıyla bu bölge halklarının bütünü kıyamete kadar bu bölgede yaşayacaktır. Onun için biz bölge halklarının tamamının kardeşliğinden, bütünlüğünden, birliğinden, dirliğinden yanayız, Türkiye olarak da bu bölge halklarının tamamının gözünün içine baktığı bir ülke konumundayız. Şimdi Türkiye hem bölgesine bu ruhu verecek hem de aynı zamanda kendi içerisinde dirliğini bütünlüğünü koruyarak yoluna devam edecektir.

Bu çerçevede, ümit ediyoruz ki; en son Musul'da Konsolosluğumuzda yakalanan ve şu anda bir türlü bir yerde tutulan 80 yurttaşımızın en kısa zamanda Türkiye'ye getirilmesi için hassasiyetle çalışmalar sürdürülüyor ve ümit ediyoruz ki bu çalışmalar sonucu hiçbirisinin burnu bile kanamadan, kıllarına dahi zarar gelmeden Türkiye'ye gelmeleri temin edilmiş olur ve Türkiye'ye doğru da bu bölgesel sorunun bir türlü uzamasını isteyenler de böylece hedeflerine ulaşmamış olurlar, hevesleri kursaklarında kalmış olur."

(Sürecek)

Haber Ara