Zirvenin ilk gününün Ypres'te yapılacak olmasının ardında Birinci Dünya Savaşı'nın 100. yılının anılmak istenmesi yatıyor. AB liderleri bir yandan üzerinden 100 yıl geçen bir savaşın başlangıcını anarken diğer yandan da Birliğin gelecek dönemde izleyeceği politikalar ve bu politikalara verilecek yön açısından büyük önem taşıyan bir "kurumsal savaşı" sona erdirmenin yollarını arayacak.
Jose Manuel Barroso'dan sonra AB Komisyonunun başına geçecek ismin kim olacağına yönelik tartışma, liderlerin en önemli gündem maddesini oluşturacak. Her ne kadar çalışma yemeği formatında gerçekleştirilecek ilk gün oturumunun ana gündem maddesi AB'nin gelecek dönemdeki stratejik ajandası olsa da bu ajandayı uygulamada etkin rol oynayacak ismin seçilmesi konusunun ister istemez gündeme damga vurması bekleniyor.
AB Komisyonu Başkanı olma ihtimali en yüksek aday olarak eski Lüksemburg Başbakanı ve eski Avro Bölgesi Başkanı Jean Claude Juncker'in ismi öne çıkıyor.
Toplantıya girmeden, "Önce strateji sonra isim" vurgusu yapan Merkel ile çok sayıda lider, Juncker'in arkasında dururken İngiltere Başbakanı David Cameron bu isme yönelik olarak çok sert muhalefet uygulamasıyla dikkati çekiyor.
Daha önce İngiltere'ye destek veren İsveç ve Hollanda'nın gelinen aşamada Juncker'e karşı çıkmayacakları yönünde duyumlar yoğunlaşırken Macaristan'ın Cameron'ın yanındaki pozisyonunu koruduğu belirtiliyor.
Merkel'in toplantı öncesinde, İngiltere ile iyi bir uzlaşı bulunabileceği yönünde mesaj vermesi, "isim pazarlığından" galip çıkma ihtimali oldukça düşük gözüken Camreon'a "zeytin dalı uzatma" olarak yorumlandı.
İki günlük zirvenin diğer önemli gündem maddelerinden birini de Ukrayna'daki kriz bağlamında Rusya ile ilişkilerin geleceği oluşturuyor. AB kaynakları, Rusya'ya yönelik yaptırımlarda yeni bir aşamaya geçilmesi ihtimalinin çok düşük olduğunun altını çiziyor.
AB'nin yarın Ukrayna, Gürcistan ve Moldova ile imzalayacağı Ortaklık Anlaşması ile Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması (DCFTA) da zirvenin önemli gelişmeleri arasında yer alacak.
AB liderlerinin Arnavutluk'un adaylık statüsüne de nihai onayı vermeleri öngörülüyor.