Kulüpten yapılan yazılı açıklamada, FIFA ve UEFA'nın, tüm üyelerini futbolda şikeye karşı etkin tedbirler almaya davet ettiği, şike ve suç örgütü faaliyetlerini önleyici hükümlerin ceza kanunlarına konulmasını istediği belirtildi.
Son 10 yılda Türkiye'nin de aralarında olduğu birçok ülkede bu yönde kanuni düzenlemeler yapıldığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Ülkemizde de 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun 2011 yılında yürürlüğe girmiştir fakat 2010-2011 sezonunda ortaya çıkan şike skandalından sonra şike hükümlülerinin çabaları Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM) de etkisi altına almıştır. Bu nedenle, 6222 sayılı kanun, daha ilk uygulandığı olayda alelacele değiştirilmiş, şikeye verilen cezalar ciddi oranda azaltılmış, bir sezondaki tüm maçlarda şike yapılsa bile tek suç haline getirilmiştir. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), bu süreçte hem Profesyonel Futbol Disiplin Talimatını hem Futbol Müsabaka Talimatını hem de disiplin yargılaması yapan kurulları değiştirmiştir. Aynı yıl içinde, şike ve teşvik primi suçları TFF Yönetimi, Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu tarafından görmezden gelinmiştir."
Aynı delillerle karar veren UEFA ve Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesinin (CAS) ise Türk futbolundaki şikeyi tespit ettiği savunulan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesince verilen karar, Yargıtayca onandığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hükümlülerin tüm talepleri reddedildiği halde cezası kesinleşen sanıklar hakkındaki infaz işlemleri bekletilmiştir. Son olarak 23 Haziran 2014 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ceza Usul Hukukunun en temel kurallarını ihlal ederek, yerleşik ilkeleri hiçe sayarak, kanunları, içtihatları altüst ederek, adeta Yargıtay yerine geçmiş ve yargılamanın yenilenmesi taleplerini kabule değer bulmuştur. Kamuoyu, her zaman olduğu gibi şike sanıkları ve onları destekleyenler tarafından yine yanıltılmakta, var olmayan yeniden yargılama kararı, şikeyi destekleyen basın tarafından UEFA'ya, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesine (CAS), İsviçre Federal Mahkemesine gönderilmekte, bol avrolu, müjdeli haberler yapılmakta, yargılama sırasında kabul edilen delillere bakarak karar veren UEFA ve CAS ile alay edilmektedir."
- "Trabzonspor Kulübü, hukuka olan inancını halen korumaktadır
Bu haberleri yapanların aslında, delillerin sahte olmadığını, UEFA ve CAS'ın mahkeme kararı olmadan yapılan gizli dinlemeleri dahi delil kabul ettiğini ve bu nedenlerle UEFA ve CAS kararlarının asla değişmeyeceğini bildiği ancak aldıkları talimat gereğince yazamadığı öne sürülen açıklamada, "Son 10 yılda, Meclis tutanaklarına kadar yansıyan futboldaki mafyanın, tüm sistemimizi nasıl ele geçirdiği tüm çıplaklığıyla görülmektedir. Spora zarar verenlerin el birliğiyle korunması, ülkemize değil, yalnızca suçlulara ve ahlaksızlara hizmet etmektedir. Trabzonspor Kulübü, hukuka olan inancını halen korumaktadır" denildi.
Açıklamada, Trabzonspor'un konuyu hassasiyetle takip ettiği belirtilerek, "Trabzonspor Kulübü, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin son kararına karşı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna şikayet de dahil olmak üzere her türlü yasal hakkını kullanacaktır" ifadesine yer verildi.