Doğu Anadolu Bölgesinde M.Ö. 900-600 yılları arasında hüküm süren Urartu Krallığı, çivi yazısının yanı sıra mimari, maden işlemeciliği, kaya oymacılığı, kabartma sanatı ve taş işçiliğiyle ön plana çıkıyor.
Başkent Tuşba başta olmak üzere bölgede yaptığı su kanalları, bentler, barajlar, tapınaklar, kaya mezarları, kale ve saraylarla dönemin en ihtişamlı imparatorluklarından biri olan Urartular, buldukları çivi yazısıyla da eserler hakkındaki bilgileri ve kültürlerini günümüze kadar taşımayı başardı.
Bu kapsamda Çavuştepe Kalesi'nde bekçilik yapan Mehmet Kuşman'ın da uzun yıllar arkeologlardan aldığı destekle Urartu alfabesini öğrenerek Urartucayı günümüzde yaşatmaya çalışması Vanlı gençlere de örnek oldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan taş oyma ustalığı belgesi aldıktan sonra Kuşman'ı örnek alarak başladığı oymacılığı Van Kalesi'ndeki atölyesinde sürdüren Ferhat Şimşek, yaklaşık 3 bin yıllık çivi yazısını taş ve takılara işliyor.
Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Van Kalesi'nde Urartu Kralı Sardur'un babası adına yazdırdığı lahitte çalışma yaparak örnekler topladığını belirterek, aldığı örnekleri daha sonra atölyesindeki taş, takı ve işlemelere uyguladığını söyledi.
Çalışmalarında, dünyada Urartu dilini bilen 38 kişiden biri olan Mehmet Kuşman'ı örnek aldığını anlatan Şimşek, Urartu alfabesini öğrendikten sonra el işlemeleriyle renklendirdiğini ifade etti.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Arkeoloji Bölümü öğretim üyeleri ve Van Müzesi'nde görevli uzmanların desteğiyle kendisini geliştirdiğini anlatan Şimşek, "Ben bu bölge ve coğrafyanın tam olarak tanıtıldığını düşünmüyorum. Bu nedenle de bu konuda çalışmalar yürüttüm. Mehmet amca bu işin duayeni olarak biliniyor ve onun yaptığı çalışmalar ilgimi çekti. Bu ilgiyi kendi el becerimle birleştirerek Urartu alfabesini öğrenmeye ve yazmaya gayret ettim. YYÜ Arkeoloji Bölümündeki ve Van Müzesi'ndeki arkeologlarla Urartu dilini bütün dünyaya tanıtmak istiyoruz" diye konuştu.