AK Parti Merkezefendi İlçe Teşkilatı ve belediye meclis üyeleriyle Çamlık Ofis'te bir araya gelen Zeybekci, gazetecilere yaptığı açıklamada, Kırgızistan'daki Türk Konseyi Ekonomi Bakanları toplantısı ve Türkmenistan'daki Türk İhraç Ürünleri Fuarı dolayısıyla yurt dışı seyahatinden yeni döndüğünü, Türkiye olarak son dönemlerde ihracatı artırmakla ilgili kültür coğrafyasının öneminin altını çizdiklerini vurguladı.
Kültür coğrafyası dedikleri Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin ihracatı ve ekonomisi için son derece önemli olduğunu ifade eden Zeybekci, Türkiye'nin hammadde ve enerji geleceğini garanti altına almak, tüketim alışkanlıklarını belirlemek ve tüketim ağlarını kontrol altına almakla ilgili çok yoğun bir faaliyet içerisinde olduklarını anlattı.
Geçen hafta AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stephan Füle ile toplantılarının olduğunu, burada Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği ve Gümrük Birliği ile ilgili sürecini görüştüklerini dile getiren Zeybekci, Füle'nin de "Türkiye'nin Gümrük Birliği'ndeki rahatsızlığını Gümrük Birliği'nin modernizasyonu ile giderebiliriz" şeklinde yaklaşımda bulunduğunu kaydetti.
Gelecek hafta çarşamba günü AB-Türkiye Gümrük Birliği müzekeresinin 4. turunu Brüksel'de gerçekleştireceklerini belirten Zeybekci, "Her halde burada işin tanımını yapmış olacağız" dedi.
-Irak'taki gelişmeler
Irak'ta yaşanan gelişmelere de değinen Zeybekci, Musul Başkonsolosluğu çalışanları da dahil bazı Türk vatandaşının alıkonulduğunu anımsattı.
Bakan Zeybekci, şöyle konuştu:
"Orada alıkonulan vatandaşların kurtarılması ile ilgili çok hassas davranıyoruz. Bunların can güvenliği bizim için son derece önemli. Öncelikli olarak bunların can güvenliğini ön planda tutarak, en ufak, sıfır bir risk dahi almadan Türkiye'ye getirmek istiyoruz. Bu yönde hükümetimiz çok yoğun bir şekilde çalışıyor. Bütün elimizdeki dinamikleri kullanıyoruz, yani bütün güçleri kullanıyoruz. Bölgedeki, yereldeki bazı dinamikleri de kullanıyoruz. Orada çok güçlü olan bazı aşiretlerin de yardımlarıyla, onların da şeyleriyle... Çok hassas bir konu. Her an olumlu gelişmeler olabilecek şekilde de bekliyoruz. Bu konuyu fazla da detaylandırmak istemiyorum, çünkü söz konusu olan vatandaşlarımızın can güvenliği."
Kuzey Irak'ın Türkiye'nin ikinci ihraç pazarı olduğunu, 12 milyar dolarlık bir ihracatın söz konusu olduğunu ifade eden Zeybekci, yumurta ihracatının yüzde 90'ının, beyaz et ihracatının yüzde 70'inin, demir çelik ihracatının yüzde 15'inin, çimento ihracatının yüzde 20'sinin buraya yapıldığı bilgisini verdi.
Zeybekci, "Şu ana kadar çok büyük bir aksama yok ama tabii ki etkilenme vardır, yavaşlama vardır. Bunu da dikkatle takip ediyoruz. Bu yavaşlamayı, etkilenmeyi nötralize etmek için de çabalarımız, gayretlerimiz var" dedi.
Bakan Zeybekci, Türkiye'nin Körfez ülkelerine, Kızıldeniz havzasına ve Doğu Afrika'ya iki yıldır Mısır üzerinden kurduğu Ro-Ro hattı ile bugüne kadar 18 bin tır trafiğinin gerçekleştiğini, iki haftadan beri yaşanan sıkıntının da bu hafta içinde giderileceğini, Türkiye'den Mısır'a giden Ro-Ro gemileri ile Türk ihraç ürünlerinin bölgeye transferinin devam edeceğini açıkladı.
- "Irak'tan kargaşa sebebiyle dönen hiçbir tırımız yoktur"
Gazetecilerin "Irak'a giden tırların geri döndüğüne" yönelik sorusu üzerine Bakan Zeybekci, şöyle devam etti:
"Irak'tan kargaşa sebebiyle dönen hiçbir tırımız yoktur. Türkiye bütün ihracatını Habur Sınır Kapısı'ndan göndererek 20 kilometre güneydeki Zaho'da Kürt yönetimi bölgesinde o bölgenin Irak tırlarına aktarıyor. Yani Türkiye'den giden tır, dorseyi orada bırakıyor, oradan gelen ürünlerle ilgili dorseyi takarak geri geliyor. Bizim ihraçla ilgili giden tırlarımız Zaho'ya kadar gidiyor. Zaho'dan güneyine Irak tırları götürüyor. Orada Türkiye'nin herhangi bir tırının geri dönmesi veya gidememesi diye bir sorun yok. 7 tırlık bir bağımsız bir grup, Zaho'dan teslim etmeden daha güneye, Irak'ın daha güneyine Basra veya Kuveyt bölgesine gitmek için bir deneme yapmışlar. Onlar da gittiler, vardılar. Bugüne kadar oradaki prosedür Türk tırları Habur'dan giriyor Zaho'da teslim ederek geri dönüyordu. Yaklaşık 20 kilometrelik bir güzergahta çalışıyordu. Deneme grubu da gitti herhangi bir problem yok."
Türkiye'nin Kazakistan, Kırgızistan ve Azerbaycan ile Türk Dünyası Yatırım ve Kalkınma Bankası gibi bir banka kurması düşüncesi sorulan Zeybekci, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası, İslam Kalkınma Bankası, Afrika Yatırım Kalkınma Bankası gibi dünyada buna benzer çok örnekler var. Türkçe konuşan ülkelerin devlet başkanlarının bu yönde bir tavsiye kararı olmuş. Bu son derece olumlu bir adım. Bankacılık disipliniyle bu dört ülkenin ortaya koyduğu sermaye ile ortaya çıktığında dünya finans piyasalarından da çok güçlü şekilde fon bulabilir. Dolayısıyla bu coğrafyada uzun dönemli birçok ülkeyi ilgilendiren projelerin finansmanında yeni bir şey olabilir. Çin sınırına kadar ve Türkiye'ye kadar olan bu havzada çok güçlü bir demiryoluna ihtiyacımız var. Hazar'ı gemilerle geçen çok güçlü bir demir yoluna ihtiyacımız var. Bu da yaklaşık 30 milyar dolarlık bir proje. Bunu finanse etmek herhangi bir ülkenin boyutlarını aşan bir şey. Ortaya çıkartılan Türk dünyası yatırım ve kalkınma bankası zihniyetinin bununla birebir uyuşan bir mantığı var. Yakında Türkiye'de ara toplantı istedik sadece bankayla ilgili. Sırf bu konuyu konuşmak için önümüzdeki günlerde çalışmaya başlayacağız."
- Cumhurbaşkanlığı seçim süreci
Muhalefetin çatı adayı ve AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayının ne zaman açıklayacağına yönelik bir soru üzerine Zeybekci, Türk tarihinde ilk defa cumhurbaşkanını halkın seçecek olmasından dolayı bu dönemin çok önemli olduğunun altını çizdi.
"Halkın seçeceği cumhurbaşkanıyla ilgili, adaylıkla ilgili işaretleri de halk veriyor" diyen Zeybekci, şunları kaydetti:
"Şimdi şöyle dönüp de geçtiğimiz sürece bakarsak kamuoyu yoklamalarına bakarsak veya en güçlü kamuouyu yoklaması da 30 Mart'tır. 30 Mart'ta halk sandığa adayla ilgili çok büyük bir çerçeve mektubu koydu. Adayın nasıl olması gerektiği veya adayın kimlerden olması gerektiği ile ilgili çok büyük bir tanım koydu. Çok da net bir tanım koydu. Çatı adayı ile ilgili veya başka partilerin göstermiş olduğu adaylarla ilgili ben Türk tarihinin ilk defa seçeceği bu cumhurbaşkanlığı seçim sürecine duyduğum saygıdan dolayı yorum yapmaktan kaçınacağım. Saygı duymak lazım insanların bu şekildeki kararlarına ama biraz önce söylediğim gibi halkın ne dediğini de yok sayarak da böyle bir tespitte bulunmamak lazım. Sanki bu çatı adayı ile ilgili yapılan şey de halkın ne dediği biraz yok sayılarak yapılan bir yaklaşımmış hissiyatı uyandırıyor bende. Onun için ben bu yorumu sadece o kadar bırakayım. Ama diğer taraftan da halkın ne dediği gayet açıktır ve bu adayla ilgili de zaten 3 Temmuz'a kadar inşallah açıklama olacaktır. Ben sadece açıklanması detay olarak kalmıştır ve her şey açık ve nettir diye düşünüyorum."
